Hancock traduction Portugais
333 traduction parallèle
- Bize izin verirmisiniz, Bayan Hancock?
- Com licença, Sra. Hancock.
- Bay Hancock.
- Sr. Hancock.
Tatlım, Teğmen Clark'ı tanıştırayım. Bayan Hancock.
- Querida, deixe-me apresentar o Tenente Clark...
Bill, Bayan Julia Hancock.
Bill, a Srta. Julia Hancock.
- Bayan Hancock.
- Srta.
- Nasılsınız?
Hancock. - Como vai?
Bayan Hancock.
Srta. Hancock...
" Lütfen özürlerimi Bay ve Bayan Hancock'a...
" Por favor, transmita minhas desculpas ao Sr. e Sra. Hancock...
- Hoşçakalın, Bayan Hancock.
- Adeus, Sra. Hancock.
Eğer bayan Hancock'un bir itirazı yoksa.
se a Srta. Hancock não se opuser.
- Bay Hancock kütüphanede.
- Sr. Hancock está na biblioteca.
Bay Hancock, Kızınıza evlenme teklif ettim, o da kabul etti.
Sr. Hancock, pedi à sua filha para se casar comigo... e ela aceitou.
Bayan Hancock, Julia'yı gördünüz mü?
Sra. Hancock, viu a Julia?
Yargılamak için Hancock Kalesi'ne götürecekler.
Vão levá-lo para o Forte Hancock para o julgamento.
Sen öyle diyorsan Hancock.
Se você o diz, Hancock.
Hancock ormanda bana gülen delilerle karşılaştım.
Hancock, tenho uns loucos a rirem-se de mim nos bosques,
Hillary Brown, ABC haberleri. USS Hancock uçağı. Güney Çin Denizi.
Hillary Brown, ABC News a bordo da frota de ataque do USS Hancock no Mar do Sul da China.
Evet efendim. Yarım saat kadar sonra, efendim... Teğmen Handcock, Teğmen Morant'a doğru at sürdü, efendim.
Sim, senhor, pouco mais de meia hora depois tenente Hancock foi até o tenente Morant, senhor.
Teğmen Handcock nasıl görünüyordu?
Como parcia o tenente Hancock?
- Hancock.
- Hancock.
Guguk gibi. Hancock.
Parece um nome de pássaro.
Tamam, gidip form için çavuşun imzasını almam gerekiyor.
Está bem, mas preciso da autorização do comandante John Hancock.
Bu baskı yok mu! Kelly, okula gitmelisin. Kelly, sınavı geçmelisin.
Assim como aviões, autocarros, o miradouro do edifício John Hancock?
Bakın, John Hancock adını kara yazıyor!
Vejam todos, o John Hancock está a escrever o seu nome na neve!
Yaşlı Winnie mi?
O velho Winnie boy? Hancock?
Yaşlı Hancock'la tekrar konuşmak isterdim.
Gostaria muito de falar com o velho Hancock novamente.
General Meade, efendim.
General Meade, sir. Hancock.
Şimdi biliyoruz ki, General Hancock Birleşmiş Merkezler'in sorumluluğunda.
Sabemos que o General Hancock está posicionado no centro da linha da União.
Meade, Hooker, Hancock ve...
Meade, Hooker, Hancock e...
O en iyi adamları. Ve Tanrı onları daha d güçlendirmesin.
Que ouviu sobre o Hancock?
Ayrılmadan önce 1861 baharı. Myra Hancock.
A última vez que vi o Winn... ele tocou uma música.
Myra'yı hatırlıyor musun? Hancock'un karısı?
Foi na Califórnia, que nos vimos pela última vez.
Garnett o gece benimleydi.
Lembra-se de Myra, a esposa de Hancock?
Ben Hancock'a gittim. Onu omzundan tuttum.Ve şöyle dedim :
Todo final de tarde... conversávamos sobre coisas ásperas.
Myra Hancock'a ölümümde açması... için bir paket... gönderiyorum.
Obrigado, Peter. Precisava falar disto.
Bütün bunlar bittikten... sonra onu görürsün. Değil mi Peter? Teşekkür ederim.
Quero que entregue a Myra Hancock... um pequeno embrulho para ser aberto... no caso de minha morte.
Ama Harrison... adamalarımın o duvara ulaşacaklarını sanmıyorum.
É Hancock que está lá. Não vai recuar. Assim continuamos com a matemática.
Albay Chamberlain, 20inci Maine. Chamberlain. Evet.
Sir, o General Hancock quer falar consigo.
İkimiz de olmaz!
Gostaria de falar com o General Hancock.
Hepimiz olmaz. Lütfen Tanrım!
Sabe onde está o General Hancock?
General Hancock'a, General Armistead'ın... pişmanlığını ilettiğini söyler misin?
Não nós dois. Por favor, Deus. Sir, o nosso médico está vindo rápido.
- Teğmen Clark.
Sra. Hancock.
- Hancock, iki tane daha.
- Hancock, aqui estão mais dois.
Hancock?
Oh, sim.
General Hancock.
General Hancock. Como está, John?
Hancock.
Está muito escuro lá fora.
Çok güzel.
Myra Hancock.
Hancock orada.
Uma equação matemática.
General Hancock efendim.
- Major Spear, só tem esse lugar? - Sim, sir. Acomodem os homens.
Utanacak birşey yok.
General Hancock, sir.
General Hancock'u nerede bulabileceğimi biliyor musunuz? Üzgünüm general, öldü.
Pode-me ajudar, por favor?