Hansen traduction Portugais
494 traduction parallèle
Adım Hansen.
O meu nome é Hansen.
Garry Hansen apartmanını kürkünü, ucuz mücevherlerini ayarlamış.
Rienzi pagava o apartamento, as peles, as bugigangas, talvez, até, o carro.
Swede Hansen, işini bitireceğim ancak beni seni haklarken göreceksin.
Swede Hansen, vou apanhar-te, e quando o fizer, ver-me-à chegar.
Siz Ed Hansen misiniz?
Você é o Ed Hansen?
Ve bay Ferguson'a gelince... önceki amirini dinlediniz... dedektif yüzbaşı Hansen, kuzeydeki büyük şehirden... karakteri ve yeteneklerine tanıklık etti.
Quanto ao Sr. Ferguson, ouviram o seu antigo chefe, o Detective Capitão Hansen, daquela grande cidade a norte daqui, depor sobre o seu carácter e competência.
Yüzbaşı Hansen çok coşkuluydu.
O Capitão Hansen fê-lo com muito entusiasmo.
Benzer koşullar altında bay Ferguson'un, iş arkadaşı bir polisin... düşerek ölmesine izin verdiği gerçeğini yüzbaşı Hansen... "üzücü bir kaza" olarak nitelendirdi.
O facto de que, uma vez e em circunstâncias semelhantes, o Sr. Ferguson tenha deixado um colega da polícia cair para a morte, foi rejeitado pelo Capitão Hansen como sendo um "incidente lamentável".
Ben de Karen Hansen.
- Meu nome é Karen Hansen.
Hansen mı?
Hansen?
Hansen'ler Hıristiyandı ama beni benimsediler.
Os Hansen eram cristãos e adoptaram-me.
Şampanya, Hansen!
Hansen, traz champanhe.
Kumandan Hansen konuşuyor.
Estamos a chegar.
Hansen gezegenindeki yaratıklara benziyorlar ama daha büyükler
Semelhantes às formas de vida do Planeta de Hansen, mas maiores.
Ben Hansen, operasyon sorumlusu.
O meu nome é Hansen, Operações Especiais.
- Sizi Bay Hansen'in yanına yerleştiriyorum.
- Instalo-o aqui com o Mr. Hansen.
Hansen ile aramızda geçen olay için kendimi hala bir aptal gibi hissediyorum.
Ainda me sinto um idiota com aquele incidente com o Hansen.
Teğmen Hansen hala orada.
O Tenente Hansen ainda ali está.
Bay Hansen, yüklediğimiz tüm şu kutup malzemelerini toparlayın yiyecek, ışık, ısıtıcılar, hepsini, ve bir adam daha seçin.
Hansen, reúna todo o equipamento árctico que colocámos a bordo rações, luzes, aquecedores, tudo, e escolha mais um homem.
Bakıyorum, kalkmışsınız, Bay Hansen.
Já acordou, Sr. Hansen.
George Hansen.
George Hansen.
Chet Hansen bunu benim için yaptırmış.
O Chet Hansen mandou fazê-lo para mim.
Lâf dinle Hansen...
Oiçam o que aqui o Hanson vos vai dizer.
1 saat içinde geri dönmezse peşine düşeceksin, Hansen.
Tens uma hora ou irás atrás dele, Hanson.
Bana bir daha itiraz edersen Hansen... dilini doğrayacağım.
Da próxima vez que me questionares, eu corto-te a língua.
Ya da sizinle... Ya da Graf ile, Hansen ile, Hoffman ile.
Nem de si, ou do Graf, ou do Hansen, ou do Hoffman...
Öncelikle Pirelli, Hansen ve Vornez'i öldür...
Se necessário, matem primeiro o Pirelli, o Hansen e o Vornez.
Lütfen Hansen! Hayır!
Por favor, Hansen.
Benim, Hansen.
Sou eu, Hansen.
Kiminlesin, Hansen?
Quem está contigo, Hansen?
Hiçkimseyle, Yüzbaşı.
Quem está contigo, Hansen?
- Hansen idi.
- Foi o Hansen.
Hansen idi.
Foi o Hansen.
Hansen idi.
Então foi Hansen.
Hansen, kaç kişiye anlatacak sence?
Com quantos terá o Hansen falado?
Hansen, kazanmnak için beni öldürmeli. Ondan sonra adamlarım O'na katılacaktır.
Para ganhar, Hansen tem de me matar e só então os meus homens se unirão a ele.
Işığın hükümdarı, Hansen'i öldür!
Senhor da Luz. Mata o Hansen.
Hansen'e karşı neden O'na yardım ettim?
Por que acha que o ajudámos contra o Hansen?
Hansen da ilk çıkışını böyle yapmıştı.
Foi assim que o Hansen subiu na vida.
Burası Hansen gibilerin dünyası.
O que está a dar são os Hansens do mundo.
Hansen bizi sattı.
O Hansen vendeu-se.
George Hansen.
O George Hansen.
George Hansen sonunda yüzeye çıktı.
O George Hansen finalmente emergiu.
Hansen'a ulaşmam için büyük şans.
É um hipótese de apanhar o Hansen.
Hansen bir mil yakındaysa, nerede olduğumuzu anlamıştır.
Agora o Hansen sabe onde estamos.
Ama Hansen öldü. Tanığımız yok. Yine de bu doğru yöne atılmış bir adımdı.
Com o Hansen morto não há testemunha, mas é um passo na direcção certa.
Hansen'ın başaramadığını öğrenince Chung'ı gemiye çıkartmamıza fırsat vermeden hepimizi öldürtecek.
Ele saberá que o Hansen morreu e manda o bando antes de eu pôr o Chung no mar.
Hansen, her şeyi anlattı.
O Hansen contou-me.
- Karen Hansen.
Karen Hansen.
Karen Hansen.
Karen Hansen.
Enterprise beni duyuyor musunuz?
Fala o Comandante Hansen.
Bu bir parça...
Escola Hansen Para Surdos, Califórnia... é um dispositivo para...