English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ H ] / Haşhaş

Haşhaş traduction Portugais

234 traduction parallèle
Haşhaş tohumundan daha büyük değil.
Ele não é maior que uma semente.
Şu haşhaş tohumunun, kavun kadar olmadığına eminmisin?
Essa semente, tens certeza que não era de melancia?
Fas haşhaşını bana tanıtanın sen olduğunu unutma. Sana tanıtabileceğim, eski veya yeni bir şeyimin olduğunu sanmıyorum evlat.
Levava-o por uma trela invisivel através de uma série de hotéis, casinos e bares como um cãozinho cego e obediente.
Öyle sanıyorum ki, Yunanlılar, "nepenthe" nin, uyuşturucunun... neden olduğu bir ruh durumu olduğunu düşünüyorlardı, muhtemelen haşhaşın.
Os gregos, acho, pensam em nepenthe como um estado da mente induzido pelas drogas, provavelmente haxixe.
Çok sinirlendi. Haşhaş bulursa bize hiç vermeyecekmiş.
Chateou-se, fez uns charros e não partilhou nenhum connosco.
Turkiye'de, yani haşhaşı yetişdirdikleri yerde, tarlaları var...
Ele tem plantações na Turquia, onde plantam papoila.
Sicilya'da ise, haşhaşı işleyip eroine çeviren fabrikalar yaptırmış.
Na Sicília, ele tem laboratórios para transformá-las em heroína.
Ot? Haşhaş?
Haxixe?
- Haşhaş, çoğu yabancı gibi.
- Haxixe, como bom estrangeiro.
Haşhaş, kokain
Haxixe
- Haşhaş?
- Haxixe?
İki kartal kemerindeki şu haşhaş.
Duas Águias, esse cânhamo no seu cinto.
Eski bir haşhaş lab. benziyor.
Perece uma velha fabriqueta de ópio.
Sana öğreteceğim... benim haşhaşımla oyun olmaz.
Vou ensinar-te... a nunca mais roubares o meu ópio!
Güzel yer ha? Orta Amerika'dan gelen haşhaş parasıyla mı alınmış?
Comprou-os com o dinheiro do triângulo do ópio?
Haşhaş içmeyen bir adamın cesareti yoktur.
Um homem que não fuma haxixe, é um homem sem tomates.
Hey, dikenli haşhaş!
Ei, Chico!
Bu haşhaş yapraklarını nerden buldun?
Where did you get these poppy leaves?
Demek Riki haşhaş olayını öğrendi ha!
Ricky knows about the poppies?
Haşhaşı sıkarsın, suyunu kurutursun ve ahanda sana afyon... gençleri mi zehirliyonuz hı? Pis zehir tacirleri!
Squeeze the juice from the poppy, dry it and you get opium... which claims so many innocent lives!
Haşhaşı attım mı ağzıma herşeyi taşırım.
I still have to show everyone the opium.
Salak herif, sendekiler haşhaş değil ki! Onlar ısırgan otu!
Once the cement dries off, he won't be able to move.
Haşhaş serası...
The opium stock...
Haşhaş yetiştiriliyo burda.
You're growing opium here.
Haşhaş götüne girsin, ne istiyon olm sen?
Apart from the opium, what else do you want?
Haşhaşı ne skime yaktın lan amına kodumun piçi?
You lit the fire to lure me into the open. What did you have in mind?
Hiçbirimizin haşhaş tarlası da yok.
Nenhum de nós é dono de um campo de papoilas.
- Haşhaş?
- Haxixe, haxixe?
Haşhaş? - Haşhaş yok...
- Não haxixe.
Bir tür haşhaş pazarlığı.
É um negócio secreto.
Haşhaş tohumlu?
Com sementes de papoila?
Haşhaş Tarlaları, Tibet
Plantações de ópio, Tibete
Bütün Asya'daki haşhaş ticareti onun denetiminde.
Ele já controla o mercado do ópio em toda a Ásia.
Haşhaş tarlalarım küçük. Onunkilerin yanında hiç kalır.
Os meus campos de papoilas não são nada comparados com os dele.
Ama sanırım içine haşhaş koymuşlardı.
Mas acho que tinham erva.
Kurt yüzü, boynuzlar... elma tohumları... haşhaş tomurcukları.
Sinos, um chifre. Sementes de maçãs. Uma cabeça de lobo.
Haşhaş!
Papoilas!
- Haşhaş tohumları.
- Sementes de papoila.
- Haşhaş tohumları.
- As sementes de papoila.
Haşhaş.
Uma semente de papoila.
Haşhaş başlarından bahsediyor.
Ele está a falar de droga.
Bu haşhaş mı? Ne?
Isto é marijuana?
O bir çanta dolusu haşhaşı aldığında görmezden gelmemiş miydim?
Eu não virei as costas quando compraste a droga?
Sonunda çok iyi anlaştık ve bana prim verdiler. Bir libre haşhaş.
No final, a gente se deu bem e... eles me deram um presente, meio quilo de haxixe.
Sadece haşhaş.
É só haxixe.
Dolunay, haşhaş ve cariyelerle dans. - Bunun gibi bir şeyler...
Uma lua cheia sobre Marrakesh, um cachimbo cheio de haxixe... e a dança dos sete véus.
En azından haşhaş içerken... beni güldürüyordu.
Ao menos quando fumava erva... às vezes fazia-me rir.
Lana'nın evinde haşhaş pastaları yaptırıyordum.
Estava assando uns bolinhos de haxixe na casa da Lana.
- Haşhaş sever misin?
Gosta de haxixe?
- Sarma haşhaş!
De marijuana!
Uyuşturucu istediğini anladığımda, hayatını korumak için... haşhaş ekmeği getirdim.
Acho que só experimentou droga uma vez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]