English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ H ] / Heidi

Heidi traduction Portugais

808 traduction parallèle
Merhaba Hedy, çok güzel.
Olá Heidi, é lindíssimo.
Heidi?
Heidi?
Uh, ve bu Heidi'den.
Uh, e isto é da Heidi.
Heidi'den.
De Heidi.
Heidi'ye 2 ay önce... tütünü bıraktığımı söylemeliydin.
Deixei de fumar há dois meses.
- Heidi.
- Heidi.
Zum Wilden Hirsch'te çalışan Heidi adında bir kuzenin var.
A tua prima chama-se Heidi e trabalha em Zum Wilden Hirsch.
Heidi gerisini sana sonra verecek.
A Heidi dá-te o resto mais tarde.
Mary, yani Maria, bu kuzenin Heidi.
Mary, agora Maria, esta é a tua prima Heidi.
Heidi sana ne yapacağını anlatacak.
A Heidi diz-te o que fazer.
Sevgili kuzenim Heidi, bunca yıl sonra seni görmek ne güzel.
Minha cara prima Heidi, que bom ver-te após todos estes anos.
Kuzeniniz sizi beklediğini söylemişti Bayan Schenk, ama Heidi... onun bu kadar güzel olduğunu söylememiştin.
A sua prima disse-nos para a esperar, Fräulein Schenk, mas, Heidi, não me disse que ela era assim tão bonita.
Heidi Hala'ya bu ilgi nereden çıktı?
De repente preocupas-te com a tia Heidi.
Heidi.
Heidi.
"Heidi Yaylalarda".
Chama-se "Heidi no Pasto".
"Heidi ertesi sabah güçlü bir düdük sesi ile uyandı."
" A Heidi foi acordada na manhã seguinte por um assobio ruidoso.
Evet, ama ben ona Heidi diyorum.
Sim, mas vou chamar-lhe Heidi.
Bu arada kuzenim Heidi gelemeyecek.
A propósito, a minha prima Heidi não pode vir.
Senatör Brian - Milyarder Vali Brian Flanagan... sıfırdan yaptığı büyük bir yükselişle J.D. Rockfeller'ı bile kıskandırmış... olan iş adamı, dün sabah 18 yaşındaki 7 inci eşinin üzerinde tepinirken... 99 yaşında hayata veda etti.
" Senador Brian Fla... Governador bilionário Brian Flanagan cuja ascensão meteórica à fama e fortuna teria feito inveja ao próprio JD Rockefeller faleceu na manhã de ontem com 99 anos de idade, enquanto fazia amor com a sua sétima esposa de 18 anos, Heidi,
Eşi Heidi, üzüntüsünden bitap düşüp... hastaneye yattığı için maalesef cenazeye katılamayacak.
que se econtra a recuperar de exaustão e ficará impossibilitada de comparecer ao funeral. "
Heidi, gel kızım.
Heidi, anda, minha menina.
Bu sabah seni ne engelledi, Heidi?
Que atraso foi este, Heidi?
" Fabrizio ve Heidi'nin kıymetli babaları.
" Querido pai de Fabrizio e Heidi.
Heidi ne oldu?
O que te aconteceu, Heidi?
Heidi rolünde.
vestida de Heidi.
Bu Nicole, Heidi, gelin utanmayin.
Esta é Nicole, Heidi, cheguem aqui, não sejam tímidas.
Bu sirada ben de Heidi'ye tasaklarimdan biraz havyar yalatacagim. Eve giderken yaniniza biraz istakoz almak ister misiniz?
Heidi irá lamber caviar nos meus tomates, enquanto isso vocês querem levar algumas lagostas?
- Heidi'nin burnu kanıyor. - Burnu mu kanıyor?
A Heidi, tem o nariz a sangrar.
HEIDI FLEISS'IN PEK ÇOK ÜNLÜYLE FOTOĞRAFLARI
FOTOS DA HEIDI FLEISS COM MUITA GENTE FAMOSA
- Selam Melissa, Heidi.
- Olá, Melissa, Heidi.
Heidi, o helikopterle yapılan kayak.
Heidi, é o ski em helicóptero.
Adliye Sarayı'nda bulundukları sırada bu adam, Seth Gecko'nun kardeşi Richard Gecko tanınan bir silahlı soygun ve taciz suçlusu. Gün ortasında büyük bir kaçış planı uyguladı. Bunun sonucunda 4 Wichita polis memuru ve bu kadın öldü.
E foi no tribunal que este homem, Richard Gecko, o irmão mais novo, ladrão e criminoso sexual cadastrado, organizou com êxito a sua fuga, resultando ela na morte de quatro polícias de Wichita e desta mulher, Heidi Vogel, uma professora primária,
Heidi, bana ne yapıyorsun?
Heidi, que estás a fazer comigo?
Dayanamıyorum, Heidi.
Não posso evitar, Heidi.
Ve Billy, gitmek istemesen bile gitmek zorundasın.
E, Billy, mesmo não queiras ir para lá... Tu tens, pelo bem da Heidi.
Heidi'nin hatırı için. Üzgün.
Ela está chateada.
Heidi bana lanet hakkında söylediklerini anlattı.
A Heidi disse-me o que falaste sobre essa maldição.
Heidi onun hakkında söylediklerini anlattı. Bu yüzden Leda'yı aradım.
A Heidi disse-me o falaste sobre ele, então, liguei para a Leda.
Sevgili Heidi, Lempke'nin peşinden gidiyorum.
Querida Heidi, Eu estou a ir atrás do Lempke.
Houston bunu Heidi olmadan yapamazdı.
Houston não poderia ter feito isso sem a Heidi.
Bunun için seni alacağım, Heidi.
Vou-te apanhar por isto, Heidi.
Heidi üzgündü.
A Heidi estava chateada.
Heidi ile herşeyi yoluna soktum.
Eu já resolvi tudo com a Heidi.
Heidi, bu adamların hangisini beğendin?
Heidi, de qual dos meus rapazes gostas?
Kendimi Heidi ülkesinde içerken düşünemiyorum.
- E aqui? - Nada, obrigado. Não quero tomar nada.
Heidi, bunu sana söyledim.
Heidy, isso é para ti.
- Bu Heidi olabilir.
- Parece a Heidi.
Çabuk, Carla, Hedy!
- Carla, Heidi.
Evet...
Sim... devias ter dito à Heidi.
"Heidi, seni özledim, Franz."
"Heidi, tenho saudades tuas. Franz."
Heidi, ha?
Heidi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]