Hermia traduction Portugais
50 traduction parallèle
Onu kör prenses kardeşi hermia izliyor, Daha çocukken görme yeteneğini kaybetti.
É seguido pela sua irmã Herimia, a princesa cega, que perdeu a vista quando era ainda criança.
Zeyna. - Hermia.
- Hermia?
"Hermia yarın ölmeli" dedi.
"A Hermia deve morrer amanhã," disse ele.
"ta ki herşeyi düzeltebilecek bir kahraman gelene kadar." Hermia'yı kurtaracak, beni kurtaracak ve bu anlamsız kan davasını bitirecek.
"até um herói aparecer e corrigir tudo"... salvar a Hermia, salvar-me, e acabar com esta rixa inútil.
Yani şimdi Casca'yı kurtarmalıyım... düelloyu durdurmalıyım ve horoz öttükten hemen sonra Hermia'nın zehiri almasını engellemeliyim.
Então, agora tenho que salvar o Casca, parar o duelo, e impedir a Hermia de tomar o veneno, logo depois do galo cantar.
Bence şimdi Hermia'nın babasına evlenmemiz için iznini sorabileceğim. Evet.
Acho que agora serei capaz de pedir ao pai da Hermia a sua mão em casamento.
Endişe doluyum efendim ve şikayet. Öz evladım kızım Hermia yüzünden.
Venho pleno de dor queixar-me da minha filha Hérmia.
Soylu efendim bu adam, Hermia ile evlenmeye razı oldu.
Nobre senhor, este homem tem o meu consentimento para a desposar.
Ve, yüce düküm nihayetinde kızım Hermia Dimitrius ile evlenmeyi reddediyor. Atinalı haklarımı kullanmak istiyorum.
Meu gracioso Duque, acaso ela não consinta diante de Vossa Graça casar com Demétrio, solicito o antigo privilégio de Atenas.
Sen ne dersin, Hermia?
O que tendes a dizer, Hérmia?
Razı ol, tatlı Hermia, ve Lysander, sende benim hakkıma ortak olmaktan vazgeç!
Cede, Hérnia. E vós, Lisandro, parai de opor vosso título ao meu direito.
Sen babasının sevgisini kazandın. Ben de Hermia'nın sevgisini.
Tendes o amor do pai dela, Demétrio, deixai-me ter o dela.
Ben de Dimitrius gibi, soylu ve varlıklıyım üstelik sevgim onunkinden fazladır ve hepsinden de önemlisi güzel Hermia sadece beni sevmektedir.
Senhor, eu tenho origens e património tão bons quanto ele. O meu amor é maior do que o dele. E mais importante do que tais vanglórias, eu sou amado pela bela Hérmia.
Arzularınızı iyice tartın, güzel Hermia gençliğinize aldanmayın.
Por tudo isso, formosa Hérmia, questionai as próprias aspirações. Pensai na vossa mocidade.
Size tavsiyem, güzel Hermia, babanızın kararına uyup sevginizi gözden geçirmenizdir.
Formosa Hérmia, atendei à vontade de vosso pai.
Beni dinle, Hermia.
Por isso, escutai-me, Hérmia.
Hermia! Ah.
Hérmia!
Hermia!
Hérmia!
Hermia! Of.
Hérmia!
Unutmam, Hermia.
- Cumprirei, minha Hérmia.
Demetrius, Hermia'yı görmeden önce sadece bana ait olduğuna dair yeminler etmişti.
Quando Demétrio a Hérmia não via, juras de amor fiel ele me fazia.
Bu bir süre, Hermia'nın başını döndürür gibi oldu, ve bana ettiği yeminler eriyip, gitti.
Mas, quando o calor de Hérmia sentia, tal chuva de juras logo caía.
Gidip ona Hermia'nın kaçacağından bahsedeceğim.
Vou contar-lhe da fuga da formosa Hérmia.
Lysander ve güzel Hermia nerede?
Onde estão Lisandro e a formosa Hérmia?
Bu ormana kaçacaklarını söylemiştin. İşte, ben de geldim. Her yere baktık, ama Hermia'mı hala göremedik.
Disseste que ambos estavam neste bosque e cá estou eu, a vaguear pelo bosque porque não encontro a minha Hérmia!
Senin yanında her yer cennet bana. Hermia ben senin yanında varım.
Ao vosso lado, consenti que me deite e eu não vos minto, Hérmia, para meu deleite.
Her nerede yatıyorsa, ne kadar mutludur Hermia. Keşke, bende onun yerinde olabilseydim.
Hérmia é feliz, tanto hoje como dantes, pois tem olhos abençoados e atraentes.
Sırf Hermia'yı seviyor, diye mi bu?
Só porque ele ama a vossa Hérmia?
Hermia yine de seni seviyor rahat ol, lütfen.
Hérmia ama-vos, ficai contente.
Hermia mı?
Com o amor de Hérmia?
Hermia'yı değil, ben Helena'yı seviyorum.
Amo a Helena, não a Hérmia.
Hermia'yı görmedi.
Ela não viu a Hérmia.
Hermia, sen uyu burada ve Lysander'a da yaklaşma bir daha.
Hérmia, continuai a dormir e não mais vos aproximeis de Lisandro!
Hermia'yı takip etmenin, manası kalmamıştır artık.
Não adianta segui-la assim brava.
Bu yeminler Hermia'nın.
Tais votos são para a Hérmia.
Bunu ben bilemem. Hermia'ya hakkını vermelisin.
E ao deixarde-la, menos ainda.
Hain Hermia. Nankör kız.
Hérmia ingrata, sua jovem malvada!
Ben Hermia değil miyim?
Não sou a vossa Hérmia?
Güzel Hermia, bana bu kadar kızma!
Hérmia bondosa, não vos mostreis zangada assim comigo.
Git buradan, Hermia seni, yerden bitme bücür seni, pis cüce.
Meia dose! Sua minorca feita de erva! Sua semente, sua bolota!
Düşünüyorum da açıkçası, buraya Hermia ile geldim. Niyetimiz, Atina'dan kaçıp Atina kanunlarından uzakta...
Mas, se não erro, eu fugi com Hérmia e era nossa intenção fugir para longe de Atenas
Efendim, nasıl oldu bilmiyorum ama nasıl oldu ise oldu Hermia'ya karşı aşkım, karlar gibi eriyip, bitti ve bütün inancım, yüreğim ve vicdanım gözlerimin tek neşesi Helena'dır artık sadece Helena.
Senhor, não sei por que força, mas por alguma terá sido, a minha paixão pela Hérmia derreteu-se como a neve. E por toda a fé e virtude do meu coração, o objecto e o prazer dos meus olhos é apenas Helena.
Hermia, ışınlanma kaskı, lütfen tatlım?
Hermia, traz-me o Capacete de Tele-Transporte, por favor?
Hermiya'yı değil seni seviyorum Helena! "
Como lastimo as horas que com ela passei, cheias de tédio. Não a Hermia, mas Helena eu amo.
Şanslı güzellik!
Formosa Hérmia!
Seninki bana geçerdi, benimki de sana.
Iria contagiar-me com a vossa, formosa Hérmia!
Yarın gece, Phoebe gümüş simasını ıslak çimenlerde gördüğü zaman gece aşıklara, kucağını açtığında Atina kapılarından iki sevgili geçecek.
Amanhã, quando Febe contemplar o rosto prateado nas águas cristalinas, hora propícia para a fuga dos amantes, eu e Hérmia combinámos passar as portas de Atenas.
Sende istersen, biraz dinlenelim günün ağırmasını bekleyelim.
Repousaremos, Hérmia, se achares bem, e esperaremos que seja dia.
Demetrius onu seviyor ama seni sevmiyor.
O Demétrio ama Hérmia e odeia-vos!
- "Hermia'yla mutlu olmak mı?"
Com o amor de Hermia?