English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ H ] / Hikayesi

Hikayesi traduction Portugais

3,166 traduction parallèle
Önseçimlerin hikayesi...
História das primárias...
Ve Oscar'ı kazanan... Sutton Hikayesi ile Laurel Mercer!
E o Óscar vai para Laurel Mercer pela "História da Sutton".
İlham verici gerçek bir aşk hikayesi.
É inspirador... Uma linda história de amor.
Her süper kahramanın, bir maskesi, bir misyonu bir geçmiş hikayesi vardır.
Todos os super-heróis têm uma identidade, uma missão, uma história de origem.
Bilirsin, her süper kahraman hikayesi kritik bir olayla başlar dönüşümünü tamamlayan bir uyanış kaderini kabullenip dört elle sarılmasını sağlayan bir olay.
Há um momento crítico na saga de todo o super-herói, um despertar que o transforma e leva-o a seguir o seu destino.
Pennsylvania topluluğu hikayesi uydurma olsa da gerçeklik payı var.
Aquela história sobre a comunidade na Pensilvânia é claramente uma invenção, mas baseada em factos.
Bay Holloway bir kamp hikayesi anlattı.
A Sra. Holloway contou uma história de terror.
Bu sahte cinayet hikayesi ile gelerek, bana "Hayır, ben kimseyi öldürmedim" dedirtecek ve beni kandırırak hırsızlık yaptığımı itiraf ettireceksin.
Vem com essa história de falso assassínio, para me fazer dizer, "Não, não matei ninguém", mas depois engana-me, ao fazer-me admitir o roubo.
Hikayeyi yayınlayabilir ama Bates'in hikayesi duyulduğunda zaten bir skandal çıkacak.
Ele pode publicar, mas haverá escândalo também com a história de Bates.
Calvin Winslow ve gizemli aşkının hikayesi.
" A história de Calvin Winslow e a sua amante misteriosa...
Babanın hikayesi daha farklı.
O pai é uma história diferente.
Erkek arkadaşının saldırıya uğradığı ile ilgili çılgın bir hikayesi var.
Falou de uma história maluca sobre o namorado ser atacado.
Annene canavarı ormanın derinliklerine gömen dört cadı hakkında çok korkunç bir Cadılar Bayramı hikayesi anlatıyordum.
Estava só a contar à tua mãe uma história muito assustadora do Dia das Bruxas, sobre quatro bruxas que enterraram um monstro no bosque.
Bu elbisenin bize anlatmak istediğin bir hikayesi yok mu?
Não há uma história por trás desse vestido que queiras contar?
Aslında favori müzikalim Batı Yakası Hikayesi'ndeki Anita'nın elbisesine biraz benziyor.
Bem, por acaso, é parecido com o vestido que a Anita tinha no "West side story", o meu musical favorito.
En sevdiğim beleşçi baba hikayesi.
A minha história entre Pai-filho favorita.
Görünüşe göre Erik eniştenin hikayesi doğru çıkıyor.
Parece que a história do tio Erik confere.
Belki onun için de bir hikayesi vardır. Hey, ben Deeks.
Talvez tenha uma história para isso também.
Derinlere indikçe, denizcimizin hikayesi doğrulanıyor.
Quanto mais fundo cavamos, mais verdadeira se torna a história do nosso fuzileiro.
Bir hikayesi var.
Conta uma história.
Bu yeni enerjiyle yaşamın ne yapacağı önümüzdeki yolun hikayesi olacak.
Aquilo que a vida fez com esta nova energia é a história que há de conduzir até nós.
Her birinin yanlışlıkla hapsedilmesiyle ilgili kendince bir hikayesi var.
Cada um tem a sua história.
İkinizin hikayesi nedir?
Qual é a vossa história?
Fakat elektriğin bu süregelen hikayesi bizi iki İtalyalı akademisyenin görüş ayrılığına getirdi.
Mas o próximo passo nesta estória da eletricidade aconteceu por conta de uma intensa rivalidade pessoal e profissional entre dois acadêmicos italianos
Bu ilham verici hayat hikayesi katıksız kurgudur.
A história de vida inspiradora é pura ficção.
Birkaç Michael Westen hikayesi duymuş da.
Ele ouviu algumas histórias sobre Michael Westen.
Nakoa'nın hikayesi doğru.
A história do Nakoa confere.
Anlattığı nişanlı hikayesi doğru mu?
A história que ela me contou sobre o noivo. É verdade?
Ama hikayesi üzücü.
Mas a história é muito triste.
O zaman doğru soruları sorduğunuzda herkesin anlatacak bir hikayesi olduğunu biliyorsunuzdur.
Então devia saber que cada corpo tem uma história única para contar, se fizermos as perguntas certas.
This ls lt'in hikayesi işte bu.
E é esta a história de "This Is It".
Hayatımın hikayesi.
História da minha vida.
Lona Black'in hikayesi muhteşemdi.
A Lona Black tinha uma história espantosa.
NEREDEYSE MÜKEMMEL Annesini Memnun Eden Kızın Hikayesi
MENOS QUE PERFEITO : A história de uma filha que agrada à mãe.
Hepimizin ardında bıraktığı bir hikayesi vardır.
Todos temos uma história que deixamos para trás.
Bunun kimin hikayesi olacağının gizemi. Kimin perdeyi çektiğinin.
O mistério em volta de quem será esta história, de quem levanta a cortina.
"Ayak uydurma" hikayesi.
É a questão de "quando em Roma".
Film hikayesi henüz oturmadı.
O filme ainda não é uma cobertura forte.
Klasikleşmiş bir hikayesi vardır...
Uma cena clássica...
Babamın, ayağını şeytan ayı Mor'du'ya kaptırmasının hikayesi bir efsaneye dönüştü.
A história de como o meu pai perdeu a perna na luta com o urso Mor'du, tornou-se uma lenda.
Bu ne, Donny Berger Hikayesi?
Espere um momento, a história do Donny Berger?
Nedir bu çocuğun Oyuncak Hikayesi?
Qual é a ideia dele?
- Hikayesi nedir?
- História?
En İyi Kalamar Hikayesi.
A melhor anedota sobre uma lula.
Bu onların hikayesi.
Esta é a história deles...
- "Batı Yakası Hikayesi" nde falan mıyız?
- Isto é a West Side Story?
Pasifik'te boğulan Norveçlilerin hikayesi gerçekten çok sayıda dergi sattırır. Ama bu dergiyi değil.
Um artigo sobre Noruegueses a afogarem-se no Pacífico, iria vender-se.
Sihirli bir dileğin, üç özel arkadaşın hayatını sonsuza dek değiştirmesinin hikayesi de bu.
E esta é a história de como um desejo mágico mudou para sempre as vidas de três amigos muito especiais.
Gerçek hikayesi. Çeviri :
História Verídica
Ana hattıyla John Belson diye bir adamın hikayesi.
Basicamente, é sobre um tipo chamado John Nelson.
O ne bir öcü, ne bir şeytan ne de şu kocakarı hikayesi saçmalıklarından biri.
Não é nenhum bicho papão, nem o diabo ou algo semelhante.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]