Hissetmek traduction Portugais
2,173 traduction parallèle
Bazen yetkili biri gibi hissetmek istiyor insan.
Às vezes gosto de me sentir um oficial.
Çünkü o benim de çocuğummuş gibi hissetmek istedim, anlıyor musun?
Porque quero sentir que ela também é minha filha, entendes?
Kanını ellerime bulaştığını hissetmek istiyorum. İstiyorum.
Quero sentir o seu sangue a cobrir as minhas mãos.
Genelde bir kadın için, vücudunun egemenliğinin kendisinde olduğunu hissetmek daha kolaydır.
De um modo geral, é fácil para uma mulher sentir e estar no seu corpo.
Bu şeyi hissetmek istemiyorum.
Não quero sentir este caroço.
Doğal olarak sen de kendini özel hissetmek istiyorsun.
Então, naturalmente, também te queres sentir especial.
İyi hissettiğini biliyorum, eğer kötü hissediyorsa da ben de onunla beraber hissetmek istiyorum.
Eu sei quem ela é. E se está a passar pelos piores momentos da vida dela, eu quero passar por isso com ela.
Daphne, kendini iyi hissetmek istediğin ve sonuçlarını hiç sallamadığın için güçlerini kötüye kullandın.
Daphne, tu abusaste dos teus poderes porque te querias sentir bem, e não te importaste com as consequências.
Sen de hepimizde olan duyguları farklı olma, bozuk olma duygularını aldın ve hepimiz gibi özel hissetmek için çok büyük bir çaba gösterdin.
Por isso, apanhaste os nossos sentimentos. De te sentires diferente ou perdido. E fizeste o difícil trabalho de te sentires especial.
Kendini aciz hissetmek güzel bir şey değil, değil mi?
Não tem tanto glamour assim impotente.
Bu şekilde, kusacak gibi hissetmek, normal değil mi?
É normal sentir-me assim mal disposto?
bence... insanlar beni, benim kendimi gördüğüm gibi görecekler kadınlarla arkadaşlık kurup... erkeklerle flört edebileceğim... sosyal hayatta yerim yokmuş gibi hissetmek yerine.
Acho que as pessoas vão ver-me como eu me vejo. Poderei sair com mulheres, namorar com homens sem sentir-me desamparada.
Sence böyle hissetmek hoşuma mı gidiyor?
Achas que gosto de me sentir assim?
Birinin sana ihtiyacı olduğunu hissetmek güzel bir şey.
Hey, é bom sentir-me necessário. E sabes que mais?
Seni tanıdığımı hissetmek istiyorum.
Preciso de sentir que te conheço.
Beni tanımak istediğini hissetmek istiyorum.
Sentir que tu queres que eu te conheça.
Değişmiş yada iyileşmiş hissetmek?
Sente que mudou para melhor?
Göğsünü tekrar hissetmek için elimden geleni yapmam gerekiyordu.
Tinha de fazer o que fosse preciso para sentir o teu peito contra o meu.
Kendilerini daha iyi hissetmek için.
Fazem-nos sentir-se melhor.
Güvende hissetmek senin hakkın.
Tens o direito de sentir-te segura.
Benimle çıkmanın tek sebebi kendini iyi hissetmek.
Só estavas a sair comigo para te sentires bem contigo próprio.
19. yüzyılda yaşayan sürtükler gibi hissetmek hiç hoşuma gitmemişti.
Não gostava muito da sensação de ser uma prostituta do século XIX.
Yoksa kendini iyi hissetmek için mi söylüyordu bunu?
Ou estaria só a dizer estas coisas para se fazer sentir melhor?
Bir kadın için doğru tercih yaptığını hissetmek daha zordur.
É mais difícil uma mulher sentir... que tem o direito de fazer tais escolhas.
Rüzgarı ayaklarda hissetmek rahatlatıcı olabilir.
Entra uma aragem nos dedinhos dos pés, são confortáveis.
Aslında... Şeyleri hissetmek, anladın mı?
Isto é, na realidade... na realidade sinto coisas...
Sonuçta insanlar kendilerini daha iyi hissetmek için çıkmıyorlar mı?
Não é isso que o pessoal que está fora diz para nos fazer sentir melhor?
Rahatsız hissetmek için can atıyorsun resmen.
Não consegues ficar desconfortável o suficiente, pois não?
Özgürlük, saçında rüzgarı hissetmek. Ayrıca bunun yarattığı imaj.
É como a liberdade e o vento no seu cabelo e obviamente, a imagem que eu quero...
Vücudunu hissetmek çok hoş.
O teu corpo é bom.
Hint çalgısı dinleyerekten neşe dolu dünyama gidip ışık hüzmelerini içimde hissetmek istiyorum.
Podemos? Quero ouvir as cítaras. Entrar em estado de alegria e sentir o calor da luz.
Bir daha asla böyle bir şey hissetmek istemiyorum.
Não quero voltar a sentir-me assim, jamais.
Güçsüz hissetmek o kadar da kötü değil.
Não há mal, sentir-se tão fraca.
Böyle hissetmek istemedim.
Acho que não queria sentir isto.
"ve Raj zamanιnı yeniden hissetmek mümkün."
... e nos faz recuar no tempo até à orgulhosa tradição do Raj ".
Kendimi yine genç hissetmek istiyorum.
Só quero sentir-me jovem outra vez.
Kendimi seksi hissetmek istiyorum.
Quero sentir-me sexy.
Bir işe yaradığını hissetmek güzel.
É bom poder ser útil.
Onun hissettiği şeyleri ben de hissetmek istiyordum.
Eu queria sentir o que ela estava a sentir.
Bir şeyi çok derinden hissetmek nasıldır, bilir misin? Her gün kendine babanın geri geleceğini ve seni bu delikten kurtaracağını söyleyip durmak.
Sabes o que é sentir algo tão forte, que todos os dias tenho de repetir a mim mesmo que o meu pai vai voltar e levar-me deste buraco de merda?
# Böyle hissetmek haksızlık değil mi?
Será justo sentir-me Como me sinto por dentro
Her şeye sahipsin. Bir hiç gibi hissetmek neymiş görmek ister misin?
Queres sentir o que é o nada?
Böyle hissetmek için çimen ya da terlik yemem gerekir.
Costumo ter de comer relva ou roer um chinelo para ficar assim enjoado.
Fahişe gibi görünmek istemiyoruz, ama bir fahişe gibi hissetmek istiyoruz.
Não queremos parecer prostitutas, queremo-nos sentir como prostitutas.
Linda'yı sevdiğimi hissetmek istiyorum.
Só quero sentir que amo a Linda.
Kendimi evimde hissetmek için.
Vim para um local quente.
ama bazen ne olmak istediğimiz ve aslında ne hissetmek istediğimiz hakkında iki farklı şey olabilir.
Não quero ser alguém que não sabe seguir em frente. Claro.
Güvende hissetmek isteriz.
Querem sentir-se em segurança.
"PAUL" Bazen Kendini Uzaylı Gibi Hissetmek İyidir
PAUL Às vezes É Bom Ser Um Pouco Extraterrestre Ripadas e sincronizadas por : PT-Subs Rips
"Bir şeyler hissetmek." Hadi ama.
Então...
Yapman gereken tek şey müziği hissetmek.
Basta sentires o ritmo.