Hockey traduction Portugais
160 traduction parallèle
Cuma günü bir hockey maçı var.
Há um jogo de hóquei na sexta-feira.
Neden saçma bir hockey maçına gelecekmişim?
Por que iria a uma porcaria de um jogo de hóquei?
- Sonunda bir hockey maçı gördüm.
- Agora, já vi um jogo de hóquei.
Bu çocuk, Cornell hockey takımının kaptanı.
Ele é o capitão da equipa de hóquei de Cornell.
- Okulun hockey takımı yok.
- Não têm equipa de hóquei.
Güçlü olmana ihtiyacım var lanet olası hockey'ci züppe.
Conto contigo para seres forte, maldito jogador de hóquei.
- Eski bir hockey'ci.
- O velho fingidor do hóquei.
- Eski bir hockey'ci olan sensin.
- Tu és tudo isso.
Hockey News'te okudum.
Vem no Hockey News.
Hockey güzel oyun.
Hóquei, um belo jogo.
Bir kıza, sevimli kıyafetler alabilirsin, erkekler de her zaman buz hokeyi gibi sert oyunları severler.
Para uma menina podem-se comprar roupas tão bonitinhas e os meninos só se interessam por desportos violentos como o hockey.
Sizinkinin merakı hokeydi!
O teu tipo era hockey!
O senin kendi salakça hatan... onların hokey maskesi gibi durmaları gerekiyor.
Por sua culpa. Devem parecer máscaras de hockey.
Wayne Gretzky sıradan bir hokey oyuncusu mu?
Wayne Gretzky é só um jogador de hockey?
Ontario Kanada'ya hoşgeldiniz.
Bem-vindos a esta noite de hockey.
- Kıpırdayın biraz, oynayın? Neden hokey oynayan hiç siyah erkek göremiyorum, söylesene?
Vê, Kabral, por que nunca há nenhum negro a jogar hockey?
Evet dün akşam Niagara Şelalesi, Ontario'da yapıIan bir hokey maçında Amerikalılar ile Kanadalılar arasında büyük bir kavga çıktı.
Ontem à noite houve uma briga, entre canadianos e norte americanos na pista de hockey de Ontario.
Pekala bay Kanadalı. Dünyanın iki yüzlülük şampiyonları! Hey!
Muito bem, Senhor Canuca bicampeão mundial de hockey.
Ulusal Hokey Ligi'nin "en değerli oyuncusu" seçildi arka arkaya 3 sene.
Melhor Jogador da Liga Nacional de Hockey em três temporadas seguidas.
- Hokey oynuyor musun, Tyler?
- Jogas hockey, Tyler?
Kendisi büyük bir Hokey meraklısı ve size birkaç kelime söylemek istiyor.
Ele é um grande fâ de hockey e gostaria de dizer algumas palavras.
- Hey, şu hokey biletlerini hallettim.
- Hey, Arranjei os bilhetes para o hockey.
- Air hockey masamız var.
- Temos uma mesa de hóquei.
- Boks, hokey?
- Box? Hockey?
Okuldan sonra hep onlara gider Hank enişteyle Nok Hockey ( bilardo hokey karışımı bir oyun ) oynardık.
Ia sempre para casa deles depois das aulas, jogar Nok Hockey com o tio Hank.
Hockey sever misin?
Gostas de hóquei?
Bana David Hockey'i hatırlatıyor.
Lembra-me só o David Hockey.
Malcolm, Hockey Stick Gully'den.
Malcolm, ficas com a ravina de Hockey Stick.
- Hokey oynayan şempanze mi?
- Um macaco a jogar hockey?
- Hokey oynuyan bir maymun mu var?
- Um macaco que joga hockey?
Hokey izlemek gerçekten işe yaradı.
Uau, assistir hockey realmente vale apena.
- İrlandalıların... bunu nasıl yaptığını biliyor musun?
Sabias que podes apostar no hockey irlandês?
Tanrım! Hokey takımı senin eksik olduğunu biliyor mu?
Por acaso a tua equipa de hockey em campo sabe que tu andas desaparecido?
Sİzlere Texsas açık platformundan sesleniyorum, geçen rodeo şampiyonasında ve prestijli Ulusal Hokey Liginde görev aldıktan sonra eyaletimize döndü.
Das amplias ranhuras de Texas chega um ex-campeão de rodeo eleito na primeira ronda pela prestigiosa Liga Nacional de Hockey dos Estados Unidos.
Ve beni hava hokeyinde yenmiştin.
E ganhaste-me no air hockey.
Hava hokeyi ha?
Air hockey, hã?
Nasıl hava hokeyini biraz hatırlayıp işimi unutabiliyorum?
Como é que recordo air hockey e não me recordo da minha profissão?
Ve belki o hokey maçına gidebiliriz.
Talvez possamos ir àquele jogo de hockey.
Hayır, ama hokey maçına gitmek istediğinden, hayatının bir parçası olmamı istediğinden bahsettiğinde, bir konuda açık konuşmadım galiba.
Não, o que disseste sobre querer ir a um jogo de hockey... querendo que eu fizesse parte da tua vida... Eu penso que não estava certo sobre qualquer coisa.
Seninle insanların arasında dolaşmayı, sana gerçek anlamda bakmayı bir pizza almayı ya da hokey maçına gitmeyi...
Até que seria bom estar em público contigo, olhar de facto para ti. Agarrar uma pizza ou ir a um jogo de hockey.
Hockey formasında kan aramak samanlıkta iğne aramaktan farkı yok.
Procurar sangue numa camisola de hóquei é como multar gente por andar no meio da estrada numa maratona.
Jane belki hockey oynuyor olabilir ama çarşafları açıkca kadınsı.
A Jane pode jogar hóquei, mas os lençóis são nitidamente femininos.
Masa hokeyinde arka arkaya kaç kişiyi yendin?
Quantas pessoas derrotaste no air hockey?
Sevdiğim tavuk kanadından yedik. Masa hokeyi oynadık.
E petiscámos enquanto jogávamos air hockey.
Bir hokey maçında.
Em um jogo de hockey.
Peki bu ciddi mi yoksa şu hokey aşklarından biri mi?
É sério ou é um daqueles romances de hockey?
Hokey ve Futbol oynardı.
Ela jogava hockey e futebol.
"Stars Hollow 2003 Hokey Yarı Finalistleri."
Antes que me esqueça, deixem que vos dê um destes. " Stars Hollow Hockey, semifinalistas de 2003.
- Siz de hokeyde iyisiniz.
- Vocês têm sempre o Hockey.
Bu Havalı Hokey masasında havuç tabağını uzatmak çok kolay.
Na mesa de "air hockey" é fácil passar as cenouras.
Ben de hokey oynuyorum.
Eu jogo hockey e sei como é.