Homeland traduction Portugais
172 traduction parallèle
Kendime göre planlarım olabilir, mesela Homeland'de.
Eu tenho os meus planos, e pode bem ser que incluam Homeland.
Seni Homeland'de arabanın arkasında düşünebiliyorum.
Estou-te mesmo a ver no banco de trás em Homeland!
Aslında yarın Homeland'e fotoğraf çekmeye gidecektim. Gelmek istersen...
Por acaso, ia tirar fotografias em Homeland amanhã... se quiseres ir.
"Homeland" neresi?
O que é "Homeland"?
Tanya beni Homeland'e götürecek.
A Tanya vai-me mostrar... Homeland.
Homeland'deyim, bir polis memuru öldü!
Estou em Homeland, e o polícia está morto!
- Homeland'de olacağım.
- Estarei em Homeland.
- Biri Homeland Mezarlığı'nda çekildi.
- Uma foi tirada no Cemitério Homeland.
- Gömmek. Homeland Mezarlığı'nda, aile kabristanında.
No Cemitério Homeland, no jazigo da família.
Mezarlığa gidip mezarının üzerine işerler.
Iriam ao cemitério Homeland e mijariam no seu túmulo.
Tony, Ülke Güvenlik birinci hatta.
Tony. A Homeland Security na linha um.
Vatan güvenliği ana sütünü uçaklardan uzak tutarken kundakçılara karşı da çok büyük önlemler alınıyordu.
Enquanto a Homeland Security se certificava de que o leite materno não entrava nos aviões, faziam também todos os possíveis para se certificar que ninguém poderia acender uma bomba no avião.
11 tüp virüs açıklanamaz. Ülke Güvenlik'in görüşü nedir?
Quais são as directivas da Homeland Security?
Ülke Güvenlik, tehdit seviyesini kırmızıya yükseltti.
A Homeland Security pôs o nível de ameaça no Vermelho.
Terörist faaliyetlerindeki istihbaratın bir sonucu olarak Ülke Güvenlik ve diğer ajanslarla bir araya geldik. Birleşmiş Milletler'in üzerinde, tehdit seviyesinin kırmızı olduğunu bildiriyorum.
Com base numa pesquisa efectuada pelos Serviços Secretos e a Homeland Security, quero anunciar-vos que existe uma ameaça terrorista do nível Vermelho a todos os EUA.
Homeland Security'den biri benzin istasyonunda bana Araç Tarama Yazılımı geliştirdiğini söylemişti. Evet.
Um tipo da Homeland Security contactou a minha estação de patrulha, disse que estavam a desenvolver um Software de Pesquisa de Veículos.
Homeland Security'den biri benzin istasyonunda bana Araç Tarama Yazılımı geliştirdiğini söylemişti.
Um tipo da Homeland Security contactou a minha estação de patrulha, disse que estavam a desenvolver um Software de Pesquisa de Veículos.
Bu seri numarasını elimizdeki her şeyle eşleştirmeye çalışın, Leo... sonra da bu üç herifin resimlerini Metro, FBI, Ulusal güvenlikte kontrol ettir.
Analisa o número de série em tudo o que temos aí, Leo... e depois tenta com a Polícia Metropolitana, FBI e Homeland Security.
Ulusal güvenliğin izleme listelerinden birindeymiş.
Ele está na lista da Homeland Security.
Ulusal Güvenliğin Marcus'u soruşturma için aramasına şaşmamalı.
Não admira porquê a Homeland Security o queria interrogar.
Aslında, Homeland'de büyüdüm.
- Cresci em Homeland.
Rick, Joe Foster, İç İşleri Güvenlik Sekreteri. Micheal'ı da tanıyorsun.
Rick, Joe Foster, Secretario da segurança de Homeland.
İç Güvenlik Bakanlığı'nda müdür yardımcılığı teklifi aldım.
Ofereceram-me a posição de Director na Homeland Security.
İç Güvenlik Bakanlığı'nda müdür yardımcılığı teklifi aldım.
Foi-me oferecida uma posição de Director Adjunto na Homeland Security.
... hükümetçe garanti edilmiş o paranın bir kısmı bizde olsaydı başka pezevenkler gibi ben de derdim ki...
... e se talvez nós tivéssemos algum daquele dinheiro da Homeland Security, como alguns daqueles cretinos que eu cá sei... Algumas chamadas?
Teşekkürler, Homeland Güvenlik.
Não está trancada. Obrigado, país da segurança.
İç Güvenlik Bakanlığı dosyaları incelemeye can atıyor.
A Homeland Security está ansiosa em ver este ficheiro.
- Baştan beri İç Güvenlik'te.
Tem estado na Homeland Security desde o início.
Ulusal Güvenlik, El-Kaide olduğunu düşünüyor.
A Segurança Homeland está pensando em Al Qaeda.
O mu? Homeland Güvenlik'teki adam mı?
Da Segurança Nacional?
Federaller onu Homeland'e götürüyorlar.
- O FBI está a levá-lo para o M.A.I. - Boa.
- Ulusal güvenlik mi?
Empresa de segurança Homeland?
Ortada hiçbir terörist saldırı belirtisi yokken İç Güvenlik biriminin neden turuncu alarma geçtiğini açıklayabilir misiniz?
- Consegues explicar porque o Departamento da Homeland Security, subitamente elevou o nível de alerta para laranja, no início da noite, apesar de não haver indicações de um ataque terrorista?
"Carlton Fog, İç Güvenlik'ten Jack Freed ile beraber."
"Carlton Fog com Jack Freed, da Homeland Security."
"İç Güvenlik'ten, Jack Freed, ve eski FBI başkan muavini."
"Jack Freed, da Homeland Security, antigo director adjunto do F.B.I.."
Veritabanında kaydı yok fakat daha geniş bir alanda tarama yapınca Ulusal Güvenlik kayıtlarında birini buldum.
Nada na AFIS mas eu pesquisei de forma mais abrangente E encontrei algo na "Segurança Homeland".
İçgüvenlik Şubesi'ndeki buzlukta, onu kimse bulamaz.
Está numa arca, na Homeland Security, onde ninguém o encontrará.
Son birkaç haftadır, İç Güvenlik'in yönettiği gizli bir operasyonun parçasıydım.
Nas últimas semanas, fiz parte de uma operação sob a alçada da Homeland Security.
Madem İç Güvenlik yap...
- Se é a Homeland Security...
İç Güvenlik aradan çekildi.
A Homeland Security está comprometida. Preciso de alguém de confiança.
Bana Paget'i evinden getirin. Cavanaugh from CDC ve Şeriflerden Stradler'ı da getirin.
Conecte com a Paget de Homeland, Cavanaugh do CDC e Stradler dos chefes em comum.
CDC ve kasabadab biriyle telefonda tanıştım bana çiğnemek için işaret verdi.
"Acabei de falar com CDC e Homeland, " que me deram um código de equipe asno-da-mastigação,
CDC bende, Homeland ve subaylar sizin için hoparlör 10'da.
Estou com o CDC, Homeland, e os chefes em conferência na tela 10.
Özel Ajan Don Self, İçgüvenlik Şubesi'nden.
Agente especial Don Self, da Homeland Security.
İçgüvenlik'le çalışmak güzel.
É bom trabalhar com a Homeland Security.
Daha adı yokken İçgüvenlik'teydim ben.
Estou na Homeland Security antes daquilo ter um nome.
Don Self, İçgüvenlik Şubesi.
Don Self, da Homeland Security.
- Don Self, İçgüvenlik Şubesi.
- Don Self, da Homeland Security.
Bir adamı gömecek kadar büyük bir delik.
- Alguém entrou no Homeland na sexta à noite e cavou um buraco no seu jazigo familiar. Um buraco grande o suficiente para enterrar um homem.
Sonra rüzgâr bu serpintiyi doğuya taşıyacak.
Joe Foster da Homeland e continua a tentar o escritório de campo de Yellowstone. E Bob, por favor arranja-me outra coisa para vestir.
Sonra da Ulusal Güvenlik'i çağırırlar herhalde.
Provavelmente vão chamar a "Homeland Security".