Hop traduction Portugais
2,681 traduction parallèle
Hop bakalım, deve.
- Para trás, Stretch.
İlerler misiniz? - Hop!
- Não posso...
- Cep Telefonları - Dış Yardım - Hip-Hop
Obama, telemóveis, ajuda externa, hip-hop.
Hop, durun bir dakika.
Espera um segundo.
James, Hop kendine geldi.
James. O Hop acordou.
Hop, dayan dostum.
Hop, aguenta parceiro.
- Emirler hep değişir.
Eles estão sempre a mudar. Hop.
Hip-hop sınıfına falan mı gidiyorsun?
Vais para alguma aula de Hip-Hop ou o quê?
Hop yavaş ol birader.Bizler federal ajanlarız.
Acalme-se, amigo. Somos Agentes Federais.
- Cooley'nin DNA sonuçlarını aldım. - Hop, hop, hop.
Tenho os resultados de ADN do Cooley.
Hayır Hopper.
- Vamos. - Não, Hop.
- Hop! Ne oluyor orada?
Ei, que se passa aí em baixo?
Hop.
Não.
Az önce tek başıma süper bir ameliyat sonrası konuşması yaptım.
Arrasei na apresentação de um pós-hop de pacemaker.
Beni bir yıldız yapacaksın Hop.
Vais fazer de mim uma estrela, Hop.
Hey, Hop, içkiler doktordan.
Hop, as bebidas são por conta do doutor.
Hop...
Hop...
Hop, bunları nereden buldun dostum?
Hop, onde conseguiste isso, meu?
Hop, neler oluyor?
Hop, o que se passa?
Hop.
Hop.
Hopper henüz yerini almadı.
Fiquem a postos. O Hop ainda não chegou.
Hop, hop, hop. Ne? Ne oldu?
O que se passou?
Hop hop. Dur bakalım.
Para aí!
Hop, hop, hop. Durun çocuklar.
Opa, peraí, galera.
Hop, sen kime salak diyorsun?
Estás a chamar tolo a quem?
Hip hop operaya gitmiyoruz.
Não vamos à ópera.
Ünlüler, atletler, eğlence sektöründekiler, rapçiler.
Celebridades, desportistas, gente famosa, cantores Hip-Hop.
- Hop, sakin ol dostum.
- Ei, vá lá, meu.
Hop, dikkat et, baba.
Cuidado, pai.
Güzel bir ay olacak, Dennis. Hey, hop, hop!
Vai ser um bom mês, Dennis.
- Hop. - Nigel!
- Nigel!
İstemedikleri her şeyi atıyorlar. Sifonu çekiyorlar ve hop bir daha görmüyorlar.
Podem lá deitar tudo o que não querem, puxar o autoclismo e não o vêem mais.
- Yavaş, hop!
Ei, ei!
ve hop kılıcı göğsünde O bir beyefendi ve düellocu, onunla kapışıp hikayesini anlatacak kadar kimse yaşamamıştır
É um cavalheiro e duelista e ninguém para lutar com ele vive para contar o conto.
Hop, pardon.
Ups, desculpa.
- Orospu karı! - Hop, hop, hop!
- Estás fodida...!
Hop, hop.
Pronto!
Hop, hop, hop!
Cuidado!
- Günaydın, Antonio. Hop!
Bom dia, António.
Adamım! Şu anda 98.6'da hip-hop'un kralını dinliyorsun.
Estão a escutar 98.6 com ritmos hip-hop.
- Hop! - Bir fotoğraf daha!
- Só mais uma imagem!
Hop, dur, dur.
Espera aí.
Hip-hop alanında 90 lar New York'unda oldukça aktif özelliklede çok iyi 2 yeni sanatçı keşfetmesi ile ünlü 2 Grammy ödüllü yapımcı New York'ta müzik eleştirmeni olan karisi Miriam Hart ve kızı ile yaşıyor.
"Muito activo na cena hip-hop nova-iorquina no início dos anos 90, " o duo foi responsável pela descoberta " de muitos artistas revelação.
Hop, hop, hop.
Espere.
- Hop, yolumdan çekilsene, bunak!
Sai da estrada, oh anormal!
- Sen bana nasıl hop dersin? Hayır.
Como te atreves a tratar-me por "oh"?
Hop, yukarıda havalar güzel mi?
Então, gostas de estar aí acima?
Sen sert adamsındır Hop.
És um homem rijo, Hop.
- Hop!
Pronto, pronto...
Hop, dur orada!
Pára!
Hop!
Pam!