Hpd traduction Portugais
259 traduction parallèle
Houston Polisi yetki belgesini gönderdi.
HPD entregou em mão o mandato.
Houston Polisi elimizde bir alemci vurucu olduğunu düşünüyor olmalı.
HPD pensa que temos um atirador convencido.
Houston Polisi onu da arıyor, ama şimdiye kadar bir şey yok.
HPD também está à procura dela, mas até agora ainda não teve sorte.
Houston Polisi kontrol etmiş.
HPD verificou.
Peşindeler.
HPD's segui-o.
- Houston Polisi 8 km'lik alana barikat döşedi. - Kaçmak için bir arabayı havaya uçurdu.
- HPD colocou barreiras, até 5 kilometros.
Houston Çete Polisi'nden telefon aldık.
Recebemos um telefonema da unidade de gangues da HPD.
Ailemizle HPD'nin * arası...
- Vais à minha formatura? Não acho que seja boa ideia.
HPD, Graham'i olay yerinde cinayet silahını elinde tutar halde bulmuş.
Ele. A polícia encontrou o Graham no local do crime, com a arma do crime na mão.
HPD'nin dediğine göre, komşular Graham'in evinden çığlıklar duyduklarını belirtmiş.
A polícia disse que os vizinhos informaram ter ouvido gritos na casa do Graham.
HPD barikatlar kuruyor.
A polícia local está a montar barreiras.
Ama herhangi bir HPD veritabanından da sonuç çıkmıyor ben de aramayı tüm yurda genişletiyorum.
Mas não aparece nos registos locais, estamos a fazer a busca nacionalmente.
HPD'ye göre yüksek rütbeli bir teğmenmiş.
A polícia diz que ele é um alto chefe.
Chin, HPD'den ayrıldığını söyledi.
O Chin disse-me que saíste da polícia.
Pekâlâ, şimdi HPD ile telefonda konuştum.
Certo, acabei de falar com a polícia.
HPD'nin gözünde puan kaybetmeme neden olduğunu biliyorum.
Sei que, o que ele fez prejudicou-me na polícia.
Şu HPD'deki herifler hani şu sana destek olacakları konusunda bel bağladıkların...
Sabes os tipos da polícia, dos quais dependes de reforços?
HPD, Sid için kırmızı halı seriyormuş.
A polícia está a estender o tapete vermelho ao Sid.
Bulduğunuz parmak izlerini de ekleyip bu resmi HPD'ye, NCIC'ye, FBI'a, Interpol'e havaalanına ve marina güvenliklerine dağıtın.
Apanhem as digitais e passem esta foto para a polícia, NCIC, FBI, Interpol e seguranças do aeroporto e da marina.
- Tamam. Ayrıca HPD'nin tehdit oluşturdukları gerekçesiyle izleme listesine aldığı zirvedeki protestocuların listesi de lazım.
Precisamos da lista de manifestantes na Conferência, que a polícia tem na lista de suspeitos por ameaças.
Şu an HPD desteğiyle eve doğru yol alıyorum.
Vou para lá com reforço da polícia.
HPD'deymiş.
Ele está na polícia.
HPD onu birden çok kez tutuklamış. Silah satışı nedeniyle de tutuklanmış.
A polícia prendeu-o diversas vezes, inclusive por venda de armas.
HPD şu an inceliyor.
A polícia está a analisar.
HPD ve SWAT Ekipleri gelene dek burada saklanacağız.
Ficamos aqui até a polícia e a SWAT chegarem.
HPD ve SWAT Ekiplerini 2727 Piikoi Caddesi'ne gönderin.
Mande a polícia e a SWAT para a rua Piikoi, 2727.
Tüm HPD görevlilerine hedefin Nick Taylor olduğu bilgisini verin.
Informa os polícias que o Nick Taylor é o alvo.
HPD geldi.
É a polícia.
HPD'nin nerede olduğumuza dair hiçbir fikri yok.
A polícia não sabe onde estamos.
HPD geldi.
Chegou a Polícia.
Saldırganların kim olduğunu bulana kadar HPD'nin orada kalmasını sağlayacağım.
A polícia vai ficar na praia, até descobrirmos quem os atacou.
HPD, Ben Bass'i muhtemel sebepten içeride tutuyor.
A polícia está a deter Ben Bass por fundados motivos.
HPD'nin elinde herhangi bir şüpheli var mıymış?
A polícia tem algum suspeito?
HPD mesafeli davranıyor.
A polícia mantém distância.
Danny'yle ben de gidip HPD'den bilgi alalım.
O Danny e eu vamos à polícia.
Sang Min, Kono'nun fotoğrafını çekti ve HPD'den Kono'nun polis olduğunu söyleyen birine yolladı.
Mandou para alguém na polícia que a identificou como polícia.
İçeride bir adamı var. HPD'de.
Ele tem um homem cá dentro... da polícia.
HPD ailesini kazandığı tüm haklardan mahrum bırakacak.
A polícia vai cortar todos os benefícios que ele tinha.
HPD'yle bir sürü sonuçsuz kalmış narkotik davası konusunda görüştüler. Özellikle arkadaşın Meka'yı ve Emilio Ochoa'yı içeren davalar konusunda.
Informaram a polícia sobre casos de tráfico comprometidos, a envolver sobretudo o seu amigo Meka e Emilio Ochoa.
HPD!
Polícia!
Pekâlâ. Chin, HPD ve TSA ile irtibata geç.
Certo, Chin contacta a polícia e a TSA.
Ben de görüntüyü yüz tanıma programına yükleyip HPD sabıka fotoğrafı veritabanında bir eşleşme sağladım.
Analisei o vídeo no programa de reconhecimento facial, e obtive um registo da base de dados da polícia.
HPD her tarafa dağılmış haldeymiş.
A polícia tinha pouco pessoal.
HPD'yi alarma geçirebiliriz ama nereden başlamalarını söyleyeceğiz ki?
Podemos alertar a polícia, mas... onde dizemos para começarem?
Kono, HPD'ye triatlon rotasındaki tüm bankaları ve lüks kuyumcuları alarma geçirmesini söyledi.
A Kono pediu à polícia para alertar os bancos e grandes joalherias na rota do triatlo.
Hatta babamın HPD'deki eski masasının bile izini sürdüm.
Até localizei o antigo "birô" do meu pai na polícia.
Hayır, onu da düşündüm. HPD'nin numaralandırma formatına uymuyor.
Não combina com o formato de arquivo da polícia.
HPD ifadesini almaya çalışmış ama otelin 30 kilometre uzağındaki ormana nasıl geldiğini bile bilmiyor.
A polícia tentou obter o seu depoimento, mas ela nem sequer sabe como foi parar no meio da floresta a 32 km do hotel.
HPD ile birlikte seni otel odasına göndermemize ne dersin?
Podemos arranjar um hotel com um polícia de vigia?
HPD arşivindeki arkadaşımdan haber geldi.
O meu amigo do Arquivo da polícia respondeu-me.
HPD'den aradılar.
Era a polícia.