Hs traduction Portugais
64 traduction parallèle
Klaus, problemlerimiz var.
Klaus, voltaremos a ter dificuldades com os da 12 : 17 hs.
- 6 : 25.
- 6 : 25 hs.
Saat 6 : 40.
É 6 : 40 hs.
Yasaya gelince bana seni iki gün göz altında tutma yetkisi veriyor.
Falando da lei, tenho direito a retê-lo por 48 hs.
"Avukat Cumhurbaşkanı'yla görüşmeyi başarmıştı." "Cumhurbaşkanı af talebini kabul edip etmediğini 72 saat içinde bildirecekti."
Sua advogada visitou ao presidente quem devia tomar uma decisão nas seguintes 72 hs.
Tanca 15 Ekim 1904 13 : 00
Tânger 15 de Outubro, 1904 13 : 00 hs
Tanca Rıhtımı 29 Ekim, 9 : 00 Kürekler!
Porto de Tânger 29 de Outubro, 9 : 00 hs lçar remos!
Hep yemeğe geç kalıyorsun dersiniz. Altıya kadar çalışıyorum, yetişemiyorum.
Dizem que cheguei atrasado, e sabem que largo o serviço às 18 hs!
93 / HKS / 608 şunlarla suçlanıyorsun :
93 / HS / 608, é acusado do seguinte :
Saat 00 : 45.
É 00 : 45 hs.
009, 10 : 45'de gidiyor.
Voo 009 às 10 : 45 hs.
On bir haberlerinin tekrarını izlediniz.
Esta foi a retransmissão das noticias das 23 hs.
06 : 00'da değil miydi?
Já são 6 : 00 hs?
5 : 28PM
17 : 28 Hs.
Üzgünüm çocuklar. Saat 09.00'da çok önemli bir brifingim var.
Desculpe amigos, mas tenho uma reunião muito importante às 9 : 00 hs.
Ona saat 15.00'da toplantım olduğunu söyledin mi?
Você disse que tenho uma reunião marcada às 15 : 00 hs? Sim Senhor.
İnilebilecek tek yer Negrotto Col. Oradan, 27 saatte.
O único lugar para aterrarmos é no Desfiladeiro Negrotto. De lá, 27 hs.
Ben size mesainizin saat 08.00'da başladığını söyledim, bu 24 saniye daha gezebileceğiniz anlamına gelmez.
Quando eu disser que seu turno começa às 8 : 00 hs, não significa que pode chegar aqui às 8 : 00 hs e 24 segundos.
Beni 11 : 00 gibi eve bırakacaktı.
Ele trar-me-ia de volta até as 23 : 00 hs.
11 : 00 gibi evde olmaya çalışacağım.
Eu tentarei estar em casa até as 23 : 00 hs.
Aynı saatte, 10'da? Bilirsiniz, anlaştığımız gibi?
Mesma hora, às 10 : 00 hs?
Bu Pazar 8 : 30'da merkez ofise git... ve onlara önceden geldiğini söyle.
Vá ao escritório, neste domingo, às 8 : 30 hs e eu avisarei que você está indo.
- 8 : 30 mu?
- 8 : 30 hs?
Ve her gün tam 2 : 45'te...
E todo dia, às 2 : 45 hs em ponto...
Kahveyle, bir dilim pay ısmarlar ve saat üçe kadar... garsonla flört eder.
Ele pede café, torta, e flerta com a garçonete até as 3 : 00 hs. Às vezes, quando está no intervalo...
Yani ayrın aynı saatte gelmemi mi istiyorsunuz?
Quer que eu volte amanhã? Mesma hora, às 10 : 00 hs?
Ölüm zamanları, 10 : 30 ila 11 : 00 arasında.
Hora de morte é entre 10 : 30 hs e 11 : 00 hs.
Saat 7 : 00'de başlayacak ama eğlence genelde karanlıktan sonra başlar.
Estava marcada para as 07 : 00 hs... mas a diversão não costuma aparecer aqui antes do anoitecer.
Durduracak bir yol bulamazsam, beş adam, 10 : 30'da ölmüş olacak.
5 rapazes estarão mortos as 10 : 30 hs. Eu tenho que achar uma maneira de pará-los.
Sabah başlıyoruz Jeremiah, 7'de.
Começa a manhã, às 07 : 00 hs.
ÖLÜM SERTİFİKASI 00 : 15.
ATESTADO DE ÓBITO HORA DA MORTE : 00 : 15 HS.
- 8 : 45'te burada olacağım.
Estarei aqui às 8 : 45 hs.
Saat sabahın 7'si.
São 07 : 00 hs da manhã.
Özel Timde en yaygın kullanılan tüfek HS Precision Pro 2000'dir. Hayır, hiçbiri. İnternette bile satılır.
A HS Precision Pro 2000 é a arma mais popular da SWAT.
Onunla Pike ve Groch'un köşesinde çarşamba saat dörtte buluşmam gerektiğini söylüyor.
Ele disse que eu deveria encontrá-lo na Corner Park, quinta-feira às 4 hs.
10'dan itibaren oradayım.
Estarei lá por volta das 22.00 hs
Balinalar artık daha derindeler, saat iki yönünde bir kilometre kadar ilerinizde.
Olá. Estas baleias estão fundo agora, menos de 1 km às 2 : 00 hs de sua posição.
eşyalarınızı üstüste koyun, kafanızı kullanın, ve 1500 deki hazırlanma odasında toplanın.
Arrumem suas coisas, usem a cabeça, e apresentem-se na Sala de Situação às 15 : 00 hs.
LAPD 9 yönünde efendim!
LAPD à 9 : 00 hs, Senhor!
Yolun iki kilometre aşağısında, Alfa, Charlie ve Karargâh Destek Birliği köşeye sıkıştırılmış ve ağır ateş altındalarmış.
2 km mais acima na estrada, Alfa, Charlie e a HS estão encurraladas, sob fogo pesado da cidade.
Alfa ve Karargâh Destek, kasabadaymış.
A Alfa e a HS passaram pela cidade.
Karargâh destek bölüğünden.
Da HS.
Sizi, erzak dağıtımına gitmekten de kurtarıyorum.
Imaginei que pouparia trabalho ao irem até à HS.
Son teknoloji HS-3000 alarm sistemi.
É o nosso melhor sistema, HS 3000.
Saat sabahın dördü ziyaretçi kabul etmiyoruz.
Não, estou à espera de nenhum visitante. São 4 hs. da manhã.
Sadece saat 4.00'e kadar.
Bem, é só até às 4 : 00 hs.
24 saat raporunu bulamadım ve düşündüm de, belki...
Bem, não pude apresentar queixa antes de 24 hs, E pensei que...
Arbela bana en ünlü guru'yu buldu, ki bu guru hayatımı değiştirecek. Bugün onunla saat üçte randevum var. Yetişebilir miyim?
Assim Arabella me achou um gurú novo, fabuloso... que vai mudar a minha vida e eu tenho uma entrevista com ela... hoje às 3 hs.
Evet, evet, akşam beşte.
Sim, sim, às 17 : 00 hs.
Odayı 11'den önce boşaltman gerek.
A diária vence às 11 hs.
Her zaman burada hş karşılanacaksın.
Quando quiser.