Hunter traduction Portugais
2,006 traduction parallèle
Aklıma sen geldin çünkü ana kahramanın adı Dylan Hunter'dı.
Pensei em ti porque o protagonista chamava-se Dylan Hunter, imagina.
Kendisi Dylan Hunter karakterimin ilham kaynağıydı.
Ele foi a minha inspiração para a personagem do Dylan Hunter.
O Dylan Hunter adında bir karakter.
É o personagem, Dylan Hunter.
Dylan Hunter sana her şeyin kolay olduğunu söylüyor.
O Dylan Hunter disse que tudo te é dado numa bandeja.
Dylan Hunter aynada daha kendine bakamayan yargıcı hıyarın teki.
O Dylan Hunter é um idiota opinativo que nem consegue olhar-se ao espelho.
Bu tam da Dylan Hunter'ın söyleyeceği tipten bir söz.
Parecem mesmo palavras que o Dylan Hunter diria.
Sanırım Dan, ana karakter Dylan Hunter'ı kastediyor.
Acho que o Dan se está a referir ao seu personagem principal, Dylan Hunter.
- Lauren Hunter.
- Lauren Hunter.
Hepsi öldürülmeden, bulun onu Ajan Hunter.
Encontre-a antes que sejam todos mortos.
O tek ajan... Kendileri... Ajan Hunter değil mi?
E essa agente, poderá ser a agente Hunter?
Ajan Hunter, eski bir çalışan hakkında soruşturma yapıyor.
A agente Hunter está a fazer perguntas a ex-agentes.
Ajan Hunter'dan bir haber var mı?
Tem notícias... da agente Hunter?
Hunter.
É a Hunter.
Ajan Hunter.
A agente Hunter.
Peki ya Hunter?
E a Hunter?
Hunter'ın cep telefonunu takibe hazırız.
Pronto para rastrear o telemóvel da Hunter.
Ajan Hunter'ın cep telefonu.
O telemóvel da agente Hunter.
Cep telefonu, Hunter'ın güncel mevkisinden birkaç blok ötede.
O telemóvel está perto da localização actual da Hunter.
Ilena Vadim ile Ajan Hunter aynı kişiymiş.
A liena Vadim e a agente Hunter pareciam ser a mesma pessoa.
Ajan Hunter, son üç aydır Romanya'da... Ama fotoğraflardan bazıları üç aydan daha eski.
A agente Hunter tem vindo a recolher informações na Roménia acerca do caso Comescu durante os últimos 3 meses.
Hunter arıyor.
É a Hunter.
Hunter bizim tarafımızda.
A Hunter está do nosso lado.
- Hunter'ı gördün mü?
- Viste a Hunter?
Moose Hunter Dergisi.
Li numa revista de caça.
Hetty ve Hunter.
- Hetty e Hunter.
Aynı şeyi Hunter için söyleyemeyeceğim.
Não posso dizer o mesmo sobre a Hunter.
Hunter işini yapmaya çalışıyor.
A Hunter está a tentar fazer o seu trabalho.
Sadece Hunter'layken dikkat et.
Fica de olho nele com a Hunter.
Sorun Hunter mı?
É a Hunter?
Tamam. Hunter neden bizi ayırdı?
Porquê a Hunter nos separou?
Ajan Hunter.
Agente Hunter.
Hunter halletti bile.
A Hunter cuidou disso.
Ajan Hunter nerede?
Onde está a agente Hunter?
Bayan Thomas'ın Ajan Hunter'la çok benzerliği var.
A Srtª. Thomas tem uma incrível semelhança com a agente Hunter.
Hunter resme eklenmiş.
A Hunter foi inserida na foto.
Ashley Thomas gerçekte yoktu. Ta ki kendisi yaratana kadar.
A Ashley Thomas não existia... até a Hunter criá-la.
Ajan Hunter Winslow dosyasını Avrupa'daki daha büyük bir operasyon için kullandı.
A agente Hunter viu no caso Winslow uma forma de entrar numa operação muito maior na Europa.
Hunter's Point.
O sítio do Hunter.
Adam Gilroy'un bilmek istediği tek şey gergin emlak girişimcilerini Hunter's Point'in yeni Sutton Place olacağı konusunda güvence verebilmek için kamera karşısına çıkıp çıkamayacağı.
Tudo o que o Adam Gilroy quer saber é que pode estar à frente de um microfone e assegurar ao monte de desenvolvedores do imobiliário que o espaço do Hunter vai ser o póximo local de "Sutton".
Ramon Garza'yı Peter Forrest'in Hunter's Point, Queens'deki dairesine arabayla götürdüm.
Levei o Ramon Garza ao endereço de Peter Forrest no sítio do Hunter, Queens.
Hunter, söylediğim şeyin ne kadar ciddi ve yaptığının ne kadar aptalca bir şey olduğunun farkında mısın?
Hunter, compreendes a gravidade do que estou a dizer e a estupidez do que fizeste?
Lokal anestezi yaptım Hunter, hissetmen imkansız.
Dei-te uma anestesia local, por isso, é impossível.
- Hunter, kıpırdamadan dur, olur mu?
Hunter, tens de ficar quieto, está bem?
Hunter başaramayacak.
O Hunter não se vai safar.
Hunter'ın bununla bir alakası yok baba.
O Hunter não teve nada com isto, Pai.
Ekipte, yavaş çekim kameramanı John Aitchison, su altı kameramanı Didier Noirot ve yönetmen Chadden Hunter var.
A bordo estão : o operador de câmara de câmara lenta John Aitchison, o operador de câmara subaquático Didier Noirot e o director Chadden Hunter.
Ekibi güvenli şekilde yer altına ulaştırmak yönetmen Chadden Hunter'ı çok rahatlattı.
Levar a equipe com segurança ao subterrâneo é um alívio para o diretor Chadden Hunter...
Yönetmen Chadden Hunter için ilk sorun, hassas hava kamerasını korumaktı.
O primeiro desafio para o director Chadden Hunter... foi proteger a delicada câmara aérea.
Avcı Sınavı başlamak üzere!
O Exame Hunter vai agora começar!
- Peki ya Hunter?
- E o Hunter?
Avcı Sınavı'nı hafife almışım.
Eu subestimei o Exame Hunter.