Hyde traduction Portugais
1,048 traduction parallèle
Kendisi Bay Edward Hyde. Ona evin idaresini vereceğim.
É Sr. Edward Hyde e terá livre acesso à casa.
Eminim ki, Bay Hyde elinden geleni yapmıştır.
Sei que Sr. Hyde fez tudo o que estava ao alcance dele.
Bay Hyde. Beyefendinin yardımcısı.
Sr. Hyde, o assistente do senhor.
Dr. Jekyll ve Bay Hyde çay istiyor.
O Dr. Jekyll e Sr. Hyde querem lanchar.
Şu Bay Hyde'la aran nasıl?
Como te deste com Sr. Hyde?
Umarım Hyde, sana karşı, yaşlı Poole'a olduğundan daha kibardır.
Espero que o Hyde tenha sido mais educado contigo do que com o Poole.
"Ne kadar güzel konuşursa konuşsun, Bay Hyde, kesinlikle bir beyefendi sayılamaz."
"Por mais bem falante que seja o Sr. Hyde não é de modo nenhum um cavalheiro."
Bay Hyde, çay ve sandviç istedi.
Sr. Hyde pediu chá e sanduíches.
Bay Hyde'dan hoşlanmamana üzüldüm.
Lamento que não gostes de Sr. Hyde.
Doktorun yardımcısı, Bay Edward Hyde'ı en son ne zaman gördün?
Quando viu pela última vez o assistente do Doutor, Sr. Edward Hyde?
Şu Hyde, baştan beri tüylerimi ürpertiyordu.
Aquele Hyde sempre me meteu medo.
Ona borçlu olduğum şeye gelince, garip ama beni özgürlüğüme kavuşturdu.
Quanto ao que lhe devo, por estranho que pareça, o Hyde libertou-me.
Hyde Park, lütfen.
Para Hide Park, por favor.
Bana Hyde Park'daki gizli buluşmaları anlattın mı peki?
Contaste-me sobre os encontros secretos em Hyde Park?
Annenle Hyde Park'ta yaşıyorsun!
Vives com a tua mãe em Hyde Park!
Biraz fazla aşırı tepki gösterdiğini düşünmüyor musun?
Hyde, não achas que estás a exagerar um bocado?
Bu başkalarının duygularını anlamaydı Hyde.
Foi compreensão, Hyde.
Yıllardır Hyde'la arkadaşız, ona hiç böyle hareketlerde bulunmamıştım.
Sou amigo do Hyde à mts anos anos, e nunca coloquei as minhas mãos nele.
Ne yani okuldan eve bütün yolu yine yürümek zorunda mı kaldın?
O quê, Hyde? Tiveste que ir a pé da tua casa até a escola?
Teşekkürler, Hyde.
Ok. Obrigado, Hyde.
Kişisel ve içten olduğu sürece... bir hediyenin ne kadar olduğu önemli değildir Hyde.
Hyde, não importa quanto o presente custa... desde de que seja pessoal e sentimental.
Hyde, ağaca bu kadar yakınken ismini... kara yazmak zorunda mıydın?
Hyde, tu tinhas que ter escrito o teu nome na neve... tão perto da árvore?
Hyde, beni çıkarmak istiyorsan eğer, cevap muhtemelen hayır.
Hyde, se tu estás a querer sair comigo, a resposta é provavelmente não.
Hyde aniden utangaç mı oldu?
De repente o Hyde ficou tímido?
- Hyde'la benim bir resmim.
- É uma foto minha com o Hyde.
Ve de Hyde Donna'yı seviyor.
E o Hyde gosta da Donna.
Hyde.
Hyde.
Harika. Sağ ol Hyde.
Boa, obrigado Hyde.
- Şu çocuğun sorunu neydi?
- O que se diz sobre aquele miúdo Hyde?
Disko müziği hakkında haklıymışsın Hyde.
Hyde, tinhas razão sobre música Disco.
- Hyde dans ediyor, ne sürpriz ama.
- O Hyde a dançar... que surpresa.
Haklısın, Hyde.
Tens razão, Hyde.
Hyde?
Hyde?
Kensington Kilisesi sokağından ilerle, sonra Knights Köprüsü, sonra Hyde Park Köşesi.
Desço Kensington Church Street, depois Hyde Park Corner...
Hyde, bu hiç komik değil.
Hyde, isto não tem piada.
Kızın sana göre bir arkadaşı var, Hyde.
E ela tem uma amiga para ti, Hyde.
Teşekkürler, Hyde.
Obrigado, Hyde.
Bak Hyde! Asi olmak havalıdır...
Hyde, a rebeldia é fixe e tudo isso...
Bir odamız var, Hyde.
Nós temos um quarto, Hyde.
Diğer aptal Hyde.
O Hyde é o outro idiota.
Hyde ve Fez'i başımızdana atıp, arka koltukta sevişebiliriz.
Nós poderíamos abandonar o Hyde e o Fez e podíamo-nos divertir no banco de trás.
Zavallı Hyde.
Pobre Hyde.
Hyde gelmiş.
O Hyde está aqui.
Selam Hyde.
Olá, Hyde.
Hyde geldi.
O Hyde está aqui.
Hyde, o eğer kütüphanede olmak istiyor olsaydı, orada olurdu.
Hyde, se ela quisesse estar na biblioteca,... ela estaria na biblioteca.
Hyde, kadınlar hakkında çok şey bildiğine emin gibisin.
Hyde, com certeza que tu sabes muito sobre as mulheres.
Hyde, hadi ama sana brownilerle uğraşma demiştim,
Hyde! Então... Estou-te a pedir para não fazeres os bolinhos!
Bay Bilim, Jekyll / Hyde olmaya kalkmış.
O Sr. Ciência estava a seguir a teoria Jekyll e Hyde.
- Hyde ile kütüphanede çalışacaktık.
- O Hyde pediu-me para estudar na biblioteca com ele.
Bir sorum olacak, Hyde.
Então eu tenho uma pergunta, Hyde.