Hâlâ traduction Portugais
50,535 traduction parallèle
Randy, hâlâ burada mısın?
Randy, ainda estás aqui?
- Bunu hâlâ yapıyor.
- E ele ainda me põe.
Hayır, hâlâ buradayım.
Não, ainda estou aqui.
İkinizi birlikte görmek ne güzel. Yani hâlâ.
É tão bom ver os dois juntos ainda.
En azından biz hâlâ buradayız, değil mi?
Pelo menos, ainda estamos todos aqui, estou certo?
Hâlâ kedin var mı?
Ainda tens aquele gato?
Hâlâ işe yaramazın teki.
Ainda é um problema sério.
Hâlâ geçen günkü kavgamızın sarsıntısını üstümden atamadım.
Ainda me sinto abalada devido à discussão do outro dia.
- Bugün hâlâ e-posta yazıyoruz.
- E ainda hoje trocamos e-mails.
Hakkımda hâlâ bilmediğin harika şeyler var.
Há muitas coisas boas que não sabes sobre mim.
- Hâlâ kayıttayız!
- Ainda a filmar!
Kokun hâlâ aynı.
Ainda tens o mesmo cheiro.
Erkek arkadaş, kız arkadaş hâlâ sıradan.
Coisas como ir às aulas e ter namorada parecem ser tão... - Mundanas.
Valentine hâlâ dışarıda.
O Valentine ainda está em fuga.
- Benimle burada buluşacaktı. Kurtların geri kalanına Jonathan'ın öldüğünü ama Valentine'ın hâlâ dışarıda olduğunu söyleyecektik.
- Não, ela devia vir ter aqui comigo para anunciarmos que o Jonathan morreu, mas o Valentine ainda está em fuga.
Valentine hâlâ şehirde.
O Valentine ainda está na cidade.
Valentine hâlâ kayıp.
O Valentine ainda está em fuga.
Dört iblis hâlâ bulunamadı.
Ainda há quatro demônios desaparecidos.
Yön bulma yeteneğim hâlâ gelişmedi.
O meu sistema de navegação ainda está desalinhado.
Buna rağmen hâlâ saldırmadılar.
No entanto, ainda não atacaram.
Mars hâlâ resmî bir açıklama yayınlamış değil.
Marte ainda não emitiu uma declaração oficial.
Yapmamamız gereken şey hâlâ mümkünken bu keşmekeşten kurtulmaya çalışmak.
O que devíamos estar a fazer é tentar sair desta confusão enquanto ainda podemos.
Orada hâlâ insanların var mı?
Ainda tem família lá?
Hükümetimdeki kişiler bizi hâlâ anlayamadığım sebeplerden yok oluşun eşiğine getirmek istiyor.
Há gente no meu governo que está disposta a levar-nos à beira da aniquilação, por razões que ainda não consigo compreender.
O insanların hâlâ hayatta olduğunu mu söylüyorsun?
Estás a dizer que essa gente ainda está viva?
Fred Johnson'ın hâlâ Dünya'yla bağlantıları olduğunu hepimiz biliyor olsak da DGi'nın şirketinize nasıl sızdığını yine de bize açıklamanız gerek.
Todos sabemos que o Fred Johnson ainda tem ligações à Terra, mas precisamos que nos explique como a APE pôde infiltrar-se na sua empresa.
İstasyonun ana sistemi kapalı fakat acil tecrit sistemleri hâlâ aktif.
O servidor da Estação está offline, mas os sistemas de fecho de emergência ainda estão activos.
Elimizde hâlâ iki bomba var.
Ainda me faltam duas bombas.
Bunu yapmayı gerçekten isterdim fakat ben hâlâ Eros'tayım.
Quem me dera... Mas... Eu ainda estou em Eros.
Sanırım biz termodinamik yasalarının hâlâ geçerli olduğu atık ısıya bakıyoruz. En azından hâlâ elimizde bu var.
Acho que estamos a observar o calor residual, ou seja, as leis da termodinâmica ainda se aplicam.
- Seninkiler hâlâ aktif Miller.
Ainda estou a trabalhar na tua, Miller.
Hâlâ yanıt vermiyor.
Ainda não responde.
Sanki canlılara hâlâ ihtiyacı var.
Mas parece que ainda tem algum uso para os vivos.
Ancak hâlâ yerinde.
Mas continua ali.
İptal kodları hâlâ elimizde.
Ainda temos os nossos códigos de cancelamento.
Hedef hâlâ işaretli efendim.
O alvo está a ser marcado, chefe.
Bir parçası hâlâ varsa Julie'ye ulaşmaya çalışıp ona bu kayayı durdurtacağım.
Vou tentar chegar à Julie, se sobrar alguma parte dela. Vou fazê-la parar esta rocha.
Bu plan işe yaramazsa küçük dostum hâlâ yanımda.
E se isso não resultar... Ainda tenho aqui o meu amiguinho.
Kendimizi yönetmeye ve kendi yeni ulusumuzu başlatmaya hazırdık ama inşa ettiğimiz, çıkardığımız, yaptığımız ne varsa hâlâ ihtiyar Dünya Ana'nın malıydı.
Estávamos preparados para governar-nos a nós mesmos e começar a nossa própria nação, mas tudo o que construíamos, extraíamos ou fazíamos era ainda propriedade da velha Terra-Mãe.
- Örneğimizi hâlâ yok etmek istiyor musun?
Ainda queres destruir a nossa amostra?
Dünya ve Mars protomolekül hakkında hâlâ bir şey bilmiyor.
Terra e Marte ainda estão às escuras no que respeita à protomolécula.
Üzgünüm efendim ama hâlâ kesintideyiz. Bir dakika kaldı!
Ainda estamos em blackout.
- Hâlâ konuşuyorsun.
Você ainda está a falar.
Başka bir Kuşaklı gemisi patlamayı görmez ve benim için gelirse hâlâ süzülüyor olurum.
Se outra nave Belter não tivesse visto a explosão e viesse buscar-me, ainda andaria a flutuar.
Ben hâlâ bir hastanın benimle kafayı bozmasını bekliyorum.
Ainda não tive um paciente obcecado por mim.
Umarım hâlâ sinirli değilsindir.
Espero que não estejas zangada.
- Hâlâ buraya gelmene şaşırdım.
- É um choque saber que ainda vens cá.
- Benden hâlâ nefret ediyorlar.
- É óbvio que ainda me odeiam.
- Peki, hâlâ o kızla mısın?
- Ainda estás com a...
- Sanırım kız hâlâ içeride.
Acho que ela ainda está aqui.
- Bunun için hâlâ zaman var.
Ainda há tempo para isso.
hala 311
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41