Ilaclar traduction Portugais
6,572 traduction parallèle
Ilaçlar.
Merda.
Hadi ilaçlarını iç.
Toma os medicamentos.
Sen kendi ilaçlarını kullan.
Tens os teus próprios medicamentos.
İlaçlar, ağrı kesiciler falan.
Medicamentos, analgésicos.
Kedi benim kalp ilaçlarımı yuttu.
O gato comeu o meu remédio para o coração.
Temel şeyler ; bikini, gargara, ilaçlar.
Os básicos, biquíni, elixir bocal, diafragma.
Ama birkaç haftaya gideceksin. İlaçlarının dozundan endişe duyuyorum.
Mas, na semana que tiver a partida, irei duplicar-lhe a medicação.
İlaçlar, bana ilaçlarını ver.
Os comprimidos, dá-me os comprimidos.
Ve ilaçlar aynı askerden bir ordu gibi ve hepsi anneciğin vücuduna yüreyecekler.
E o remédio é como um exército de soldados e vão marchar pelo corpo da mamã.
Bunlara ihtiyacımız yok çünkü ilaçlarımı aldım.
Não vou precisar disso porque tomei os remédios.
- Benim ilaçlarımdan birini mi istiyorsun?
- Queres um dos meus comprimidos?
Öylece ilaçları değiştiremezsiniz.
Não podem trocar comprimidos.
- İlaçlarını veriyim mi?
- Queres que vá buscar os comprimidos?
Ama kemonun ve ilaçların bu yüzden olduğunu sanıyordum.
Mas pensava que a quimioterapia e os comprimidos eram para isso.
İtaatkâr aşırı alkol almayacak, sigara içmeyecek ya da keyif verici ilaçlar almayacaktır.
A Submissa não beberá em excesso, não fumará ou tomará drogas.
HIV'in % 34'ü ve Sahra altı Afrika'daki kanser ilaçlarının % 40'ı.
34 % dos antirretrovirais e 40 % de todas as drogas oncológicas em toda a África subsariana.
Ama DSÖ tarafından sahte ilaçlarımıza karşı yürütülen bir kampanyayla karşı karşıyayız.
Mas enfrentamos o desafio da OMS na sua campanha contra os nossos fármacos "falsificados".
İlaçlarımı almak zorundaydım.
Tive que ir buscar a medicação.
Sormayacağım, çünkü çoğu insan kişisel ilaçları hakkında... konuşmaktan hoşlanmazlar.
Não vou perguntar, porque sei que a maior parte das pessoas não gostam... de falar da sua medicação.
"... orada da almak gereken ilaçları alırsın ve...
"onde você pode tomar todas as medidas de reparação que você ache necessário..." " e...
Kocamın ilaçlarını alması lazım.
O meu marido precisa do medicamento.
- Kullandın mı ilaçlarını?
Tomaste os medicamentos.
Burada benim için iyi olan şey bedavaya ilaçlar alıp eve götürebiliyorum.
Venho aqui porque eles dão-me medicamentos gratuitos.
Baban güçlü ağrı kesici ilaçlar alıyor.
O teu pai está tomar analgésicos fortes...
Crow ve Phoenix ilaçları.
Comprimidos do Corvo e Fénix.
Normal olarak, ilaçlarımız var Ama bu safhada, Kontrol altına alınmaları çok zor.
Normalmente, receitaríamos medicamentos, mas nesta fase, provavelmente seriam ineficazes.
Bu ilaçlar çok tehlikeli bir hâl alabilir.
Sem elas, vai ser muito incerto.
Dün gece ilaçlarını aldın mı?
Tu tomaste os medicamentos a noite passada?
Hayır, ilaçları boş ver.
Onde estão os teus medicamentos? Não, que se lixem os remédios!
Annemin ilaçlarını sehpanın üzerine koyar mısın?
Podes colocar os comprimidos da mãe perto do sofá, se faz favor?
İlaçlarımı almam gerekli.
Está bem! Vou tomar o comprimido
- İlaçlarını verdin mi?
Deste-lhe os comprimidos?
En son depresyonunu önemsemeyip, ilaçlarını vermeyi kestiğimde. Yoğun bakıma kaldırıldı.
Da ultima vez tentei ignorar a depressão, e parei de lhe dar os comprimidos, acabou nos cuidados intensivos.
İlaçlarını almayı bıraktığından beri psikiyatristinle görüştün mü?
Tem visto a sua psiquiatra desde que deixou a medicação?
Ve, bilirsin ya ilaçlarını almayı da bıraktın hani.
E, sabes... Deixaste a medicação.
Kazadan sonra neredeyse yarım yıl boyunca ilaç kullanmıştın ve belirtilerini azaltmak için bu ilaçlar sana yardımcı oluyordu.
Mas esteve sob o efeito de medicamentos quase meio ano após o acidente e eles podem ajudá-la a lidar com os sintomas.
Bana söz vermeni istiyorum, tek bir halüsinasyon daha görecek olursan ilaçlarını kullanmaya başlayacaksın.
Quero que me prometas que se tiveres mais uma alucinação, voltas a tomar a medicação.
İlaçları almayı kabul ederek en doğru şeyi yaptığımı düşünüyor herkes. Büyük ihtimalle de haklılar.
Toda a gente diz que fiz a coisa certa ao tomar a medicação.
Bu ilaçları almandan en karlı kim çıkıyor biliyor musun? Kocan.
Sabes quem é a única pessoa que está a beneficiar com o facto de estares medicada?
İlaçlar ve David konusunda.
Sobre os comprimidos, sobre o David.
O zaman ona doktorun yazdığı ilaçları verelim.
Então, damos-lhe o que o médico receitou.
İlaçlarını biriktirip içmiş ve kalbi durmuş.
Não estava a tomar a medicação e o coração falhou.
Kimyasallar, gübreler veya tarım ilaçları konusundaki felaket ise, ekolojik narkotik denilen bu ürünlerin, kullanıldıkça daha çok ihtiyaç duyulmasıdır.
A tragedia com produtos quimicos, quer fertilizantes ou pesticidas, E que eles sao o que e chamado de narcoticos ecologicos : quanto mais voce usa, mais voce precisa usa-los.
Herhangi gir kan tahlili ve somut kanıt olmamasına rağmen, pamuk tarımında kullanılan kimyasallar ve zirai ilaçların doğrudan kocamın ölümüne yol açtığını söyleyebilirim.
E, embora eu nao tenho nenhuma evidencia concreta, nenhum teste de sangue para contar A utilizacao de produtos quimicos de algodao, produtos quimicos agricolas, levou diretamente a morte de meu marido, existem muitas conexoes com a morte de seu pai.
Tuzlu suyu sol tarafına Sağ tarafındaki torbaya ilaçlar.
Soro na esquerda, e coquetel de drogas na direita. Fique atento.
İlaçların bu kadar pahalı olduğunu tahmin etmemiştim.
Não pensei que o tratamento fosse tão caro.
- İlaçların işe yaramıyor mu?
- A medicação não fez efeito?
İlaçlarımı almaya geldim.
A captar.
O ilaçları kullanmaktan çekiniyorum...
Tenho medo dos medicamentos e depois...
Yemekten sonra bana bakıp duruyor, sanki ilaçlarımı almadığımı biliyor.
E, depois do almoço, ele ficou a olhar para mim, como se pudesse dizer que não andava a tomar os medicamentos.
İlaçlarını alıp başka birini kandırabilirsin ama beni değil!
Podes pegar na tua medicação e ir enganar outro qualquer, como me enganaste a mim!