Ilginçtir traduction Portugais
307 traduction parallèle
Cinayet vakaları ilginçtir.
Há uma coisa nos casos de assassínio.
Orkideler çok ilginçtir.
As orquídeas säo engraçadas.
Bill, ilginçtir, başta oyunu yönetmeyi reddetti.. Eve varken.
Bill, para minha surpresa, recusou-se a encenar a peça com Eve no elenco,
Bir kurukafa çıplak bir kadından daha ilginçtir.
Uma caveira é mais interessante do que uma mulher nua.
Önemli bir pazarlık olmayabilir, fakat bahse girerim, ilginçtir.
Pode não ser um contrato importante, mas aposto que é interessante.
Karıncalar çok ilginçtir.
As formigas são interessantes.
- Araplar çok ilginçtir.
Bem, os árabes são muito interessantes...
- O her açıdan ilginçtir.
- Tudo no Dr. Prentice é interessante.
Bu yüzden ilginçtir ama aradığım kişinin o olduğunu sanmıyorum.
Por isso de um modo curioso, não acredito que ele é o homem que estou procurando.
- Evet, biraz uzun sürebilir belki, ama ilginçtir.
Agora? - Sim. É um pouco longa, mas interessante.
Duygusal rahatsızlığı olan kadınlar ilginçtir.
Mulheres mentalmente perturbadas são interessantes.
Çok ilginçtir ki Gaullist yayınları dinleyince Moskova yanlısı çetecilerin ihanetlerindeki monotonluk dikkat çekiyor.
Nada é mais curioso... quando ouvimos o rádio da dissidência de constatar a admirável serenidade do pessoal de Moscou.
Onun mektupları çok ilginçtir.
As suas cartas são tão divertidas.
Çok ilginçtir.
É um homem notável.
Fotoğrafçılık çok ilginçtir, çünkü yeni bir sanat biçimidir.
A fotografia é interessante porque é uma nova foma de arte Como é que ela será toda nua?
Bronx'tan gelen bu parçalar bayağı ilginçtir.
Estas partes do Bronx são bastante interessantes.
O dizide de ilginçtir.
Também é interessante.
Sapkın davranış ilginçtir. Tıbben ve klinik olarak, öyle değil mi?
O comportamento aberrante é fascinante, médica e clinicamente.
- Elbette. Oldukça ilginçtir.
É mesmo divertido.
Entomoloji çok ilginçtir bir bilimdir.
A entomologia é um ciência fascinante.
Mekan da bayağı ilginçtir.
O espaço também é interessante.
Bir makinistin işi heyecan verici ve ilginçtir, kontrol terminalinde çalışanlarınki de öyledir, fakat sadece bir yataklı vagon kondüktörü yolcularla direk temas halindedir.
Ser maquinista pode ser sedutor, pode ser mais emocionante ; ser agulheiro pode ser sedutor, por ser um trabalho de precisão. Mas o revisor contacta directamente com os passageiros.
Harrison Wells evet, ama ilginçtir ki tesisim onu götürebilecegim en iyi yerdir.
Sabia que Abraham Lincoln liberou os escravos? - Ouvi um rumor.
İnsanların örnek alma anlayışı ilginçtir.
É interessante como as pessoas seguem padrões.
- Öyle, ilginçtir.
- Por pouco tempo.
Guguk kuşu çok ilginçtir. Kendi yuvası yoktur, diğer kuşların yuvalarına gider ve onların yumurtalarını yok eder.
O cuco é uma ave interessante, porque não tem ninho, então vai para o dos outros e destrói-lhes os ovos.
Görünüşe göre, çok sayıda insan aslında gelecekteki eşleriyle düğünlerde karşılaşıyorlar, ilginçtir.
Diz que há um grande número de pessoas que encontram de facto os futuros cônjuges em casamentos, o que é interessante.
Bilirsin, ilginçtir...
Sabem, é interessante...
İlginçtir ki bir başkasının endişelenmesini sağladığınız an kendiniz endişe etmeyi bırakıyorsunuz.
Engraçado, assim que deixo alguém preocupado, paro de me preocupar.
İlginçtir ki kontes, Avrupa'da puro içen ilk kadındır.
É interessante que a condessa... tenha sido a primeira mulher na Europa a fumar charutos.
- İlginçtir ki Carroon -
- Interessante.
İlginçtir, bir süre önce siz lastiği değiştirirken de görmüştüm.
Engraçado, ainda há pouco o vi, enquanto você trocava o pneu.
İlginçtir ki, bir şekilde... ben de biliyordum.
Estranho, mas,... eu também sabia.
İlginçtir ki Roosevelt ve Churchill'e Stalin'le bir anlaşmaya vardılar gibi geldi.
É interessante ver que tanto Roosevelt como Churchill acharam que tinham um acordo com Estaline.
İlginçtir Annie'yle tekrar karşılaştım.
O interessante é que encontrei a Annie por acaso outra vez.
İlginçtir ki, her iki kurbanın adı da aynı.
Por incrível que pareca, os nomes das duas vítimas são idênticos.
İlginçtir. Hayatımın eserini başardığım zaman nihayet gerçek bene kavuştum.
Mas no momento exacto em que consigo chegar ao que provará ser o trabalho da minha vida, é o momento em que comecei a ser realmente eu, finalmente.
İlginçtir ki manevran işe yaradı.
Infelizmente, deu certo.
- İlginçtir de.
- É interessante, também.
İlginçtir ki, Özgür Halk Hareketi bir saat önce bir bildiri yayınladı. Bu bildiriye göre Gruber üyelikten çıkarılmış.
Curiosamente, a liderança do Volksfrei emitiu um comunicado há uma hora... dizendo que Gruber tinha sido expulso daquela organização.
İlginçtir ki tüm bu olanlar bir otobüs durmalık zamanda gerçekleşti.
Você não pode ficar tomando o tempo de uma pessoa assim...
Oldukça ilginçtir.
É engraçado.
İlginçtir, görevden alınan diktatör, oldukça neşeli bir ruh hali sergiliyor.
Curiosamente, o ditador deposto parece contente. Ele sorri e se dirige à multidão como um político.
İlginçtir, aradı.
Incrivelmente ela ligou.
Madam Havering'in kahya Madam Middleton'la çok yakın bir ilişkisi vardı. İlginçtir ki ikisi hiç bir arada görülmedi.
Ela tinha uma relação íntima com a governanta, a Sra. Middleton, dado o facto ser estranho, nunca foram vistas juntas.
İlginçtir.
É fascinante.
İlginçtir ki, Tess Carlisle sınıf başkanı... Jim ise top oynayan, C ortalamalı, tembel bir öğrenciydi.
Bastante interessante, Tess Carlisle era presidente de turma... e Jim Carlisle era o preguiçoso, jogador de lacrosse com uma média de C.
İlginçtir, ben de sizinle konuşmak istiyordum.
Era mesmo consigo que eu queria falar.
Gerçekten çok ilginçtir.
É bastante interessante.
İlginçtir ki seni görmek beni iyileştirdi.
O estranho é que vê-la foi a única coisa que me despertou daquilo.
İlginçtir, yaşadığımız onca şeyi düşünüyordum.
É engraçado, estava a pensar acerca de todas as coisas que já passámos.