English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ I ] / Ilâcı

Ilâcı traduction Portugais

61 traduction parallèle
Banyoya gidip, yüksek dozda uyku ilâcı alacağım. Bir dakika izin verir misin?
Sinto-me tonta.
Bana ilâcımı ver, Ellie.
Preciso de um comprimido, Ellie.
Bana bir iyilik yap ve annene çocuk ilâcını nerede bıraktığını sor.
Faz-me um favor e vai perguntar à mamã onde é que ela deixou o Advil infantil.
Anne, babam ilâcı nereye koymuş?
Mamã, onde é que o pai pôs o Advil?
Bethesda'daki Millî Sağlık Kurumunun yeni bir ilâcı var adı AZT seni yazdırabilsem bile, iki yıl beklersin listede.
O NlH em Bethesda tem uma nova droga chamada... AZT... com uma lista de espera de dois anos, que nem eu consigo passar.
Batılı ilâcı değil bu.
Não é medicina ocidental.
Bethesda'daki Millî Sağlık Kurumunun yeni bir ilâcı var adı AZT seni yazdırabilsem bile, iki yıl beklersin listede.
O INS, em bethesda, tem um novo medicamento chamado... AZT, tem uma lista de espera de dois anos, nem eu te consigo lá enfiar.
Bu ilâcı aldıktan sonra, bisiklet sürerken çok dikkatli olmak lazımmış.
Tem de se ter cuidado quando se anda de bicicleta depois de tomá-la excessivamente.
Olan biten, metastatik akciğer kanserli bay Zebalusky acı içinde ölmekte ve... ilâcını almazsa bazı aptal eczacılar yüzünden de acısı dinmeyecek.
O Sr. Zebalusky está a morrer, em agonia, por causa de um cancro do pulmão metastizado, e não tem comprimidos para aliviar a dor por causa de um farmacêutico idiota.
Zaman tüm yaraların ilâcıdır.
O tempo cura todas as feridas.
Bu böcek ilâcı.
Isso é spray de aerossol.
Ortaya çıkıyor ki, bu doktorun gelirinin yüzde 80'i bu ilâcın imalatından geliyor.
Vem-se a verificar que 80 % do rendimento do médico vem do fabricante do remédio.
Ben ilâcı alırım, sizinle orada buluşurum.
Vou buscar a receita e encontramo-nos lá.
Her türlü set, ket ve engel bana ilâç gibi gelir.
Qualquer obstáculo ou impedimento me servirá de cordial.
Tatlım, bana bir ilâç verir misin?
Querida, me dê um comprimido, está bem?
- İlâç henüz etkisini göstermedi, bebeğim.
- O comprimido ainda não fez efeito.
Arada geçici iyileşmeler gösterse bile ilâç kullandığı sürece araba kullanmamalı.
Mesmo que hajam períodos transitórios de melhora... ela não deve dirigir enquanto tomar isto.
Fakat, bu ilâç tedavisinin çok faydası oluyor.
Mas... este medicamento está me ajudando muito.
Gel acı ilâç.
Vinde, amarga sorte.
Ona biraz ilâç verin, çocuklar!
Deem lhe um remédio, homens!
Doktor Markoff'un ilâç için kullandığı serumu biliyorum.
Eu conheço o soro que o Dr. Markoff está a usar no tratamento.
Çok tuhaf bir ilâç, bu ilâç.
Esta droga é muito estranha.
Bu ilâç, ciddi şekilde zehirli bir kimya.
Esta droga é puro veneno químico.
İlâcı değiştirirler, eğlencenin içine etmek için.
Mudavam a droga só para estragar o gozo.
"Zamanlama" isimli bir ilâç var. Uyku ihtiyacını ortadan kaldırıyor.
Há uma droga chamada "Tempo", que engana o sono.
Ben Tokyo'dan yeni döndüğüm ve imalathanenin başına geçtiğim sıralar... "Zamanlama" isimli bir ilâç var. Uyku ihtiyacını ortadan kaldırıyor.
Quando cheguei de Tóquio, de gerir uma fábrica de pastelaria... e lá tínhamos muito trabalho, comecei a tomá-la diante de todo o pessoal.
Sadece onların bakış açılarını düzeltmek için karşı ilâç * kullanmaya başlamak istedim.
Preciso de estar uns tempos sem drogas para ser capaz de pôr as coisas numa perspectiva melhor.
Islahevinde ağrıların için ilâç vereceklerdir.
Podes continuar a tomar analgésicos na reabilitação.
İlâcını ancak teklifi kabul ederse elde edebileceğini söylemeliyiz.
Dizemos que só lhe devolvemos os comprimidos se aceitar o acordo.
Kulak enfeksiyonu için bir ev ilâcı.
Um remédio caseiro para as infecções dos ouvidos.
Gabapentin isminde bir ilâç var, bu tür ağrılar için birebir.
Há um fármaco chamado gabapentina, óptimo para alguns tipos de dor.
İlâç bağımlıları etrafındakilere hayatı zehir ederler.
Os toxicodependentes magoam as pessoas que os rodeiam com o vício.
O ilâç bunu ona sağlıyor.
Graças aos comprimidos.
İlâcı olmadan da doğru teşhis koyabiliyor.
O que ele faz com os comprimidos, pode fazer sem eles.
Çünkü, Bill bir ayı. İlâç mı aldın sen?
- Tomaste alguma coisa?
Bir şekilde ilâç mı buldun?
Arranjaste analgésicos.
Orta dozda bir ilâç tedavisiyle bu hücreleri durdurabilir, kanserli dokuyu çıkarabiliriz.
Podemos atacá-las com umas sessões ligeiras de quimioterapia e, depois, remover o granuloma.
Daha fazla ilâç alacağımdan mı endişe ettin?
Tens medo que vá tomar mais comprimidos?
İlâç bağımlılığının üstesinden gelinebilir diye düşündüğünü sanıyordum.
Pensei que talvez preferisses pessoas aos comprimidos.
Öyle bir ilâç basmışlar ki kafamı sikmişler gibi hissediyorum.
Receitaram-me Oxycodone. Tenho a puta da cabeça toda "apanhada".
"Lexapro" adında bir ilâç var.
Existe uma medicação com o nome de Lexapro.
Bilseydi içmezdi. Çünkü ilâç almayı kabul etmiyor.
Se soubesse, não as tomava, porque se recusa a tomar medicamentos.
İlâcı suçlama.
Não culpes os medicamentos.
Yemin ederim, bazen ilâç tedavisine ihtiyacın olduğunu düşünüyorum.
Às vezes podia jurar que precisas de medicação.
Etli arpa çorbasına ilâç atarak Kinsey'i hasta ettin.
E deixou o Kinsey doente, envenenando o ensopado de carne.
İlâç kullanmıyormuş.
Não havia drogas.
Elim kolum bağlı oturmaktan bıktım. İlâç için herkes dışarı çıkıyor.
Estou cansada de ficar sentada de braços cruzados das queixas sobre a falta de medicamentos.
Klozapin, antipsikotik bir ilâç.
Clozapina é um antipsicótico.
İlâç gibi bir şey mi?
O que é isso?
İlâç değil, bir içecek.
Não é medicamento, é uma bebida.
Eczaneye git ve ilâç al.
Vai comprar medicamentos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]