Insaat traduction Portugais
2,463 traduction parallèle
İnşaatın üstüne gidelim, inşaat, elektrik, lisans ve sağlık müfettişleri yollayalım.
Vamos vasculhar a construtora. Vamos chamar inspectores civis, eléctricos, legais, sanitários.
Dansworth İnşaat.
Dansworth Construtora.
Pardon, Benton caddesindeki inşaat sizin bölgede mi?
Desculpa, rua Benton... o local faz parte da sua área?
Şu kadarını söyleyeyim : Benim bölgemde inşaat işinde çalışan seçmenlerim var.
Posso dizer que vários dos meus constituintes são construtores.
- İnşaatı kapattırdım.
- Desactivei o local.
Dansworth İnşaat hakkında konuşmaya geldik.
Estamos aqui para falar da Dansworth Construtora.
O zaman Benton caddesindeki inşaatın ebediyen kapatılmış olması sizi rahatsız etmez.
Então não te importavas se o local de construção na rua Benton fosse fechado permanentemente.
- Teresa'nın Dansworth İnşaat projesinde bir sonraki hamlesini bilmek istiyorsunuz.
- Não. Quer saber qual é o próximo passo da Teresa com o projecto da Dansworth Construtora.
İnşaat projesi. Belki ne istediğimi ve ne yapacağımı konuşabiliriz.
Talvez possamos discutir o que quero e o que posso fazer.
Endüstriyel teçhizatlar, dünya çapında nakliye büyük inşaat işleri... Ayrıca Amerikan fast food zincirleri arasında da ufak bir yere sahipler. Yerel bir lokantalar zinciri bu.
construções importantes especificamente uma cadeia local.
Bu parsel üzerine büyük bir inşaat kontratım var.
Consegui um grande contrato para a construção deste lote.
Muhtemelen inşaat nedeniyle ayrılmışlardır.
Provavelmente foram-se embora, devido aos trabalhos no edifício.
- Kız üniversiteye gider, ve oğlanda orduya katılır - ölmeden önce elinde sadece - gürültülü inşaat işleri varmış.
Ela foi para a universidade, ele juntou-se à Marinha e não conseguiu mais do que trabalho em obras desde que saiu.
- ve burda da inşaat alanında bulduğumuz - aynı kum polen amfibol karışımı.
E aqui temos a mesma mistura de areia-polén-anfibólios que encontramos no local.
Adam muhtemelen inşaat kaynakçısıymış, ta ki artrit onu güçsüz düşürene kadar.
Ele era soldador, provavelmente em construção civil, até que a artrite o debilitou.
Bir inşaat işçisi için çok güzel bir pansiyon.
Belas instalações para um trabalhador de construção civil.
İnşaat programına sadık kalman şartıyla.
Desde que você mantenha a sua programação.
O başladığında inşaatın yarısı tamamlanmıştı.
- "Aquele que começa"... - "faz metade do trabalho."
- İnşaat nasıI gidiyor?
- Como vai a construção?
Üzülmeyin, inşaatı bitince güzel görünür.
Não se preocupem, ficará tudo bem quando estiver acabado.
İş istiyorlarsa inşaatı seçsinler.
Se eles quiserem ser trolhas deviam ter essa hipótese.
Yani inşaat işindeyim. Her türlü işi yapıyorum.
Eu trabalho na construção, faço todo o tipo de trabalhos.
İnşaatı henüz bitmeden gezegeni terk etmişler.
Ainda estava em construção quando deixaram o planeta.
İnşaat alanına girdiğinde bir şeylere maruz kalmış olabilir.
Podia ter sido exposto a algo enquanto visitava um estaleiro.
Yine de Steve'in tazminatı için ayrılan bütçeden milyonlarca dolar Steve'in işleteceği toplum merkezinin inşaatında kullanılabilir.
Isso liberta milhões de dólares que foram o orçamento, para a compensação do Steve, para fazer um centro comunitário no lote que o Steve vai chefiar.
Uzaylıların inşaat işlerini hızlandırdığını bu yüzden de köle aradıklarını düşünüyor.
Ele acha que os alienígenas estão a intensificar a construção nas suas estruturas, estão à procura de escravos.
Ordudan sonra inşaat işine girmiştim.
Tive uma empresa de construção depois de servir.
Temel inşaat tekniklerini kullanıyorlar.
Usam técnicas básicas de construção.
İnşaat merkezi, AIG.
Construções no centro... AIG.
Bugünlerde daha çok emlak ve inşaat işleriyle ilgileniyorum.
Não, actualmente dedico-me mais ao ramo imobiliário e à construção.
Bunları ev depolarından satın alamazsın. Bu adam, bir işçi inşaat işçisi ya da profesyonel müteahhit olmalı.
Ele é um trabalhador, construtor, empreiteiro.
bu aynen çölde yol inşaatı yapmak gibi birşey, böylece devrim bu yolda ilerleyebilir.
É tal como construir uma estrada no deserto, para que a revolução possa continuar o seu caminho.
İnşaat işlerinde de çok yakın arkadaşlarım var.
Acontece que tenho um amigo muito próximo no negócio da construção.
İnşaatı daha hızlı bitirmek için imparatorluğun her köşesinden köleler getiriyor.
Ele fornece escravos dos lugares mais recônditos da República para acelerar a construção.
Ve Concordia'nın inşaatı, kızıl gökyüzünün etkileri üremeleri için insanları hazır hale getirdiğinde tamamlanmış olacaktır.
E as estruturas do Concordia vão estar completas, até os efeitos do céu vermelho terem preparado os humanos para procriar.
... insanların otomatikleştirilmiş inşaat işiyle ilgilenmesinin sebebi, birçok fayda sağlamasıdır.
As pessoas têm interesse na construção automatizada porque realmente traz bastantes benefícios.
Örneğin, en tehlikeli iş inşaat işçiliğidir.
Não há nada mais perigoso do que trabalhar na construção.
Yani eğer inşaatın etkisine bakarsak ve sadece dünyadaki kullanılabilecek materyallerin yaklaşık % 40'ının kullanıldığını biliyorsak, olayın vahametini görürüz.
É uma grande quantidade, considerando o impacto da construção tendo em conta que cerca de 40 % de todos os materiais no mundo são utilizados neste sector.
- İnşaat demiri.
- Uma barra de reforço.
- İnşaat demiri mi?
- Barra de reforço?
Evet, şu çelik çubuklar, onlara inşaat demiri deniyor.
Sim, aqueles fios de aço chamam-se barras de reforço.
Her yere inşaat demirlerini bırakıp gidiyorlar.
Eles deixam essas coisas espalhadas por todo o lado.
Kilitleri yapıştıracak, inşaat kazıklarını sökeceklerdi. Buldozerlerin depolarına şeker atacaklardı.
Colavam cadeados, retiravam estacas topográficas, punham açúcar nos tanques de combustível dos bulldozers.
İnşaat alanında ustaymışsın.
Você era o zelador do prédio.
İnşaat yapmada ustaymışım.
Eu era zelador do prédio.
Yatırımcıları, inşaat firmalarını, sendikaları bağlayan o.
É o que atrai investidores, empresas de construção, sindicados...
İnşaat ekibi yeni bir yol yapıyor.
Estão a fazer um novo caminho.
Daha önce burada inşaat işindeydiniz.
Trabalhou aqui em construção.
Bir çakalı inşaat kaskı takarken görmek için can atsam da şunu unutma :
Enquanto ninguém quer ver um coiote com um capacete tanto quanto eu, lembra-te :
Arkadaş inşaat işinde.
Pois ele trabalha na construção.
Süper gerçekten, resmen inşaat alanına dönmüş.
Sinto-me como num canteiro em obras.