Izleyecegim traduction Portugais
853 traduction parallèle
- Hayır, Davey ile burada kalıp geminin boşalmasını izleyeceğim.
Não. Quero ficar com David para ver cómo descarregam os cavalos.
Seni izleyeceğim.
Vemo-nos por aí.
Ama geri aldığımda... silahımla servetimin başında bekleyip büyümesini izleyeceğim.
E quando o fizer,... sentar-me-ei em cima da riqueza com uma pistola a vê-la crescer.
Birkaç çocuk yapacağım, balıkyağı verip diş çıkarmalarını izleyeceğim.
Vou ser uma mulher e não uma máquina de registar notícias. Vou ter filhos e cuidar deles.
Zevkle izleyeceğim.
Vou gostar de ver.
- Zevkle izleyeceğim.
- Vou gostar de ver.
Ben izleyeceğim.
Só vou assistir.
- Hayır, ben de tekrar izleyeceğim.
- É o teste da anã!
Ben yerde sürünürken diğerlerinin uçtuğunu mu izleyeceğim yani?
Ver os outros trapezistas no ar e eu a rastejar no solo?
Ajans yolladı, yeni Bale'nin provalarını izleyeceğim.
A agência mandou-me aqui assistir aos ensaios.
- Sadece güneşi izleyeceğim.
- Só seguindo o sol.
Demek gösteriyi en ön sıradan izleyeceğim.
Parece que consegui um lugar na primeira fila para o espectáculo.
Sizi izleyeceğim, efendim.
Seguirei o senhor.
Kalıp onları izleyeceğim.
- Eu vou ficar em guarda.
- Hayır, şimdi izleyeceğim.
Segues o rasto e eu acabo com eles.
Ben Musa'yı izleyeceğim, sen de dansı!
Eu vejo se Moisés vem, tu vê a dança!
Yana döneceğim ve bu harika manzarayı izleyeceğim.
Apartar-me-ei e verei esta grande visão.
Baba, burada kalıp izleyeceğim.
Papá, eu fico a ver.
İzleyeceğim.
Vou cuidar disso.
Ripley, New Albany, Houston yolunu izleyeceğim.
Cruzaríamos La Grange por Ripley e New Albany, Houston...
Onu bir baba gibi izleyeceğim, Bay McCord.
Cuidarei dela como um pai, Sr. McCord.
Sakın unutma... şu andan itibaren, yaptığın her şeyi izleyeceğim.
Não te esqueças... de agora em diante, faças o que fizeres, estarei de olho em ti.
Sizi çok yakından izleyeceğim Bayan Marple...
Vou observá-la de muito perto, Miss Marple...
Ben izleyeceğim.
Eu fico a ver.
Buradan izleyeceğim.
Fico a admirar-te daqui.
İnsanlar bütün bu yaptıklarımı konuşacak. Ben de arkama yaslanıp, parka ne isim vereceklerini izleyeceğim. Ya da tüm bu varlığı sana bırakmadığım için hayal kırıklığı yaşayacağım.
Algumas pessoas vão dizer que estou a fazer tudo isto para me sentar no além e olhar para baixo para um parque com o meu nome ou que estou desiludido contigo e não queria dar-te este dinheiro todo.
- Kalıp olacakları izleyeceğim.
- pelo que ficarei aqui a ver.
Ben sadece oturup izleyeceğim.
Eu observarei daqui.
Burada oturup uzaklaşına kadar sizi izleyeceğim.
Até me sento aqui e vê-los desaparecer da vista.
Burada olduğun sürece seni izleyeceğim.
E enquanto estiver nesta casa, vou estar atenta.
Onu izleyeceğim başarısızlığı onun sonu olacak.
As circunstâncias do fracasso dele ilibá-lo-ão, garanto.
Kaptan, makine dairesine yöneldi, onu izleyeceğim.
O Capitão vai para a secção das máquinas. Vou para lá.
TV izleyeceğim.
Tenho a televisão para ver.
Balkondan izleyeceğim.
Vou vê-lo no camarote.
İzleyeceğim.
Vou ver.
Dışarı çağırın. Arkadaşım olduğunu ispatlayalım, ve onu sonra kainatın sonuna kadar izleyeceğim.
Ele que me prove que é meu amigo e segui-lo-ei até Marcos XII e até aos confins do universo!
Üniteyi aktive edip sizi izleyeceğim.
Activarei o nosso engenho e seguir-vos-ei.
- Hayır, sadece izleyeceğim, sakıncası yoksa.
- Não, penso que só vejo um pouco. Se não se importa?
- Ben Rooster'ı izleyeceğim.
- Onde o Rooster for.
Ben bu kez sadece izleyeceğim.
desta vez.
Şöyle bir yol izleyeceğim :
Não, senhor, o que eu vou fazer é o seguinte :
Devam edin, oynayın. Biraz izleyeceğim.
Dançai, só queria ver.
Bay Scott'u izleyeceğim. Burada kal.
Vou atrás do sr. Scott.
Şimdi oraya git, ben burada kalıp seni izleyeceğim.
Agora sobe, eu fico aqui, e fico a vigiar.
Monitörden izleyeceğim.
Eu vejo no monitor lá fora.
Pekiala, yine de burada kalıp, ormandan çıkana kadar seni izleyeceğim.
Certo, mas fico aqui vigiando até deixares a floresta.
Sen içkini hazırla Zepp ve ben onları izleyeceğim.
Prepara tu a bebida, Zepp. Eu fico a vigiá-los.
Bu yüzden senin elektrikli sandalyede kızartılışını izleyeceğim.
Verei você fritar na cadeira elétrica por isso.
Bu yüzden kızartılmanı kendi gözlerimle izleyeceğim.
Verei pessoalmente como fritará na maldita cadeira!
- Ben izleyeceğim.
- Vou olhar.
Hayır, sadece çalışmanızı izleyeceğim.
Não, só vim cá para ver os profissionais em acção.