English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ I ] / Iım

Iım traduction Portugais

21,617 traduction parallèle
Hades'i yener yenmez haftalarca uyuyacağım, söz.
Descansarei durante semanas assim que derrotarmos o Hades, prometo.
Hades'i yenip eve dönmek için yeni planımız.
Este é nosso novo plano para derrotar o Hades e voltar para casa...
Belki Hades'i gafil avlarsak bir şansımız olabilir.
talvez com o efeito surpresa do nosso lado, tenhamos a nossa melhor oportunidade.
Hades'i devirip oğlumuza geri döneceğimize söz vermiştim, hatırladın mı?
Prometi derrotar o Hades e voltar para o meu filho, recordas-te?
Bu 45 Riyal'i sevgili babacığından alacağım.
Vou recuperar estes 45 Ryial do teu querido pai.
Adamımız Ismail'i arayıp teyit edeceğim, ne olduğunu kontrol edeceğim.
Vou ligar ao nosso homem, Ismail, e confirmar isto. E verificar o que é que se passa.
A.L.I.E.'yi nasıl durduracağımızı biliyorum.
Sei como travar a ALIE.
A.L.I.E. gücellendiğinde sana daha fazla yardım edemem.
Quando a ALIE se actualizar, já não te poderei ajudar.
Savunmam olsun diye söylüyorum eğer o uygulamayı telefonuna kurmasaydım Sly Walt ve Cabe'i takip edemez ve tekrar programlanmış Havakuş'u kurtarmaya gönderemezdi.
Em minha defesa, se não tivesse instalado aquele aplicativo, O Sly não teria encontrado o Walter e o Cabe e programado o Passadrone para resgatá-los.
Ruiz'i hallettim, tamam mı? - Evet.
Então, falei com o Ruiz.
McCarthy'i sorgulayacağım.
Eu vou interrogar McCarthy.
Kayıp Nick Farris'i nerede bulacağımızı biliyor olabilirim.
Acho que sei onde encontrar o Nick Farris.
Her birine polis göndersek şansımız yaver gidebilir ve ikinci motorunu seçerken Bay Farris'i yakalayabiliriz.
Se pusermos agentes em todas, podemos ter sorte e apanhar Mr. Farris quando for buscar a segunda moto.
Tamamdır, ben Pride ve Lasalle'i arayayım.
Está bem, vou chamar o Pride e o Lasalle.
Çünkü eğer Bashir'i gzetliyorduysan o zaman onu ülkeye Nolan'ın soktuğunu da bilmen lazım.
Porque se estivesse a espiar o Bashir, então devia saber que o Nolan o contrabandeou para o país.
Bashir'i bir Birleşik Devletler denizcisinin taraf değiştirdeğine dair ikna ettiğine inanmamızı mı bekliyorsun?
Quer que acreditemos que convenceu o Bashir que um marinheiro da marinha americana mudou de lado?
İstediğinize inanın ama ben Bashir'i ikna ettim bakış açımın değiştiğine dair.
Acredite no que quiser, mas convenci o Bashir que a minha perspectiva tinha mudado.
NOPD, Calloway'i Belle Chasse ziyaretçi geçişinden tanımış.
Encontraram um passe de visitante da Belle Chasse com o Calloway.
Hey... you're not hearing a word I'm saying, are you?
Ei... não estás a ouvir nada do que eu estou a dizer, pois não?
I'm sorry, sir, I...
Desculpe, Senhor, eu...
Ah, I'm glad you were.
Fico contente por teres razão.
Çavuş Ortiz'i tanır mısınız?
- Conhece o Sargento Ortiz?
eğer emil şimdi erkekler i kapatmayı düşünyosa bu paul ve karen i olduklarından da çılgın hale sokmuştur şimdi erkekler in savunduklarının meşru olmadığını mı ima ediyorsunuz sen meşru olduklarını mı ima ediyosunuz?
Se o Emil planeava fechar o Homens Agora, imagino que tenha enlouquecido o Paul e a Karen Walters, mais do que já são. Está a dizer que o Homens Agora não tem problemas legítimos? - Está a dizer que tem?
Janice'i öldürdüğünü biliyorum ve bunu herkes öğrenene kadar durmayacağım.
Eu sei que mataste a Janice e não vou parar até todos saberem a verdade.
New York, Londra ya da Paris'i saniyeler içinde yok edebilecek bir bomba yaptılar savaşın bitmesi ve hepimizin onların buyruğu altına girip aya gidecek roketi yapmalarına yardım etmemiz an meselesi...
Criaram uma bomba que pode destruir Nova Iorque, Londres ou Paris, num piscar de olhos, e é só uma questão de tempo e talvez dias antes da guerra acabar e estarmos nas mãos do Eixo a ajuda-los a construir foguetões para chegar a Lua...
Fakat ayrılık oyunumuza devam etmemiz lazım Locksat'i yakalayana dek.
Temos que manter as regras da nossa separação até apanhares o LokSat.
Bizim kayıp komşumuz, Anita Rodriguez'i araştırdım.
Verifiquei a vizinha desaparecida, Anita Rodriguez.
Benim nişanlım Eddie Ramirez'i öldürdün.
Matou o meu noivo, Eddie Ramirez.
Sith'i anlamak için bundan daha iyi bir yer yoktur, sanırım.
Não há melhor lugar para saber sobre os Sith, acho.
Kendi seçimimle Düzen'i bıraktım.
Por minha escolha, saí da Ordem.
Sana nasıI yardım edebilirim?
- Como queres que te ajude?
- NasıI yardım edebilirim?
- Como posso ajudar?
2 yıI önce oradan taşındım.
Mudei-me para lá há dois anos.
Bana nasıI dağıtacağımı söyleyemezsin.
Não me compete dizer como é distribuída.
İletişim yenilendi bölgeye uçakla gıda ve erzak yardımı yapıIıyor.
As comunicações foram repostas... MENTIRAS DO GOVERNO REVELADAS... e foram enviados mantimentos por ar.
Belki aklımızdan geçenler elimizdeki tek şeydir. O yüzden Maxine'i biraz kıskanıyorum. Çünkü tek umurunda olan yemek yemek ve uyumak.
Talvez o que pensamos é o que temos, e é por isso que tenho alguma inveja aqui da Maxine porque ela só se interessa por comer e dormir.
Bir soru sorayım Bayan DiPierro. 5 / 9 hack'i hiç gerçekleşmeseydi dünya nasıl görünürdü diye merak ettiniz mi?
Permita que lhe pergunte, Ms. DiPierro alguma vez pensou em como seria o mundo, se o 9 de maio não tivesse ocorrido?
Gus, Curtis'i bulduğunda hâlâ bozulmamış mıydı?
Gus, quando encontraram o Curtis, ele estava... intacto?
Şerif'i aradım.
Fui chamar o Xerife.
- Terry'i kiliseye bıraktım.
Deixei o Terry na igreja.
Terry'i kilisede bıraktım.
- Deixei o Terry na igreja.
Sully'i neredeyse 5 bin kilometreden öldürmesi için getirdiğin adam mı?
O que obrigaste o Sully a fazer quase 5000 km para matar.
Asıl odağımız Trenton ve Mobley'i bulmak.
O nosso foco é em encontrar a Trenton e o Mobley.
- Hadi gidip Dorothy'i bulalım.
Vamos procurar a Dorothy.
Çocuklar iyi olduklarında sinyal yollayacaklar. Sonra Ben'i bulup ortalığı toparlayacağım.
O pessoal vai enviar-me um sinal a dizer que estão bem, eu encontro o Ben e faço com que ele deixe de consumir.
Bu yüzden söz verdim. Bin Halid'i yakaladığımızda sıra ona gelecekti. Onun yanında olacaktım.
Então, prometi-lhe que após apanharmos o Bin-Khalid, seria a vez dele e eu estaria lá para o apoiar.
Keith'i yıllardır tanırım.
Eu conheço o Keith há anos.
Ben'i bulup yardım etmelisiniz.
Tem de nos ajudar a encontrar o Ben.
- 911'i aradınız mı?
- Ligou para o 112?
Çok sevgili rahmetli kocanız David'i ele alalım.
O seu falecido marido, o David, por exemplo.
Arkadaşım Dana'yla kocası Reece'i de davet ettim.
Também convidei a minha amiga Dana e o marido dela, o Reece.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]