English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ J ] / Jayne

Jayne traduction Portugais

160 traduction parallèle
Ben bir Jayne Mansfield bekliyordum.
Estava á espera de alguém do tipo da Jayne Mansfield,
Jayne Mansfield'a benzememenin dışında, pek hizmetçiye benzemiyorsunuz.
Para além de não se parecer com a Jayne Mansfield, não corresponde ao meu conceito de uma empregada,
Hatcher, aşağıda bekle.
Foi essa mão que fez amor com a Jayne Mansfield? Espero que não a tenhas lavado.
Mesele şu ki... küçükken iki rüyam vardı. İlki astronot olup Jayne Mansfield gezegenine inmek.
Mas a questão é que sempre tive dois sonhos quando era novo, um era ser astronauta e aterrar no planeta Jayne Mansfield.
Şu Jayne Mansfield'in ne büyük göğüsleri var.
Sabes, aquela Jayne Mansfield tinha uns peitos enormes.
Jayne Mansfield'i göremiyorum. Muhtemelen izinli olduğu gecedir.
E não vejo a Jane Mansfield, hoje deve ser a folga dela.
Bu arabanın içinde kendimi Jayne Mansfield gibi hissediyorum.
Pareço a menina Jayne Mansfield aqui dentro.
Seagrave, seninle gerçekten... Jayne Mansfield kazasının... detayları üzerinde çalışmak istiyorum.
Seagrave, eu gostava de... trabalhar nos detalhes... do acidente de Jayne Mansfield contigo.
Bu da Seagrave ve benim yapacağımız yeni kaza Jayne Mansfield.
Este é o próximo que Seagrave e eu vamos fazer... Jayne Mansfield.
Jayne Mansfield kazasını bensiz mi yaptın?
Fizeste o acidente de Jayne Mansfield sem mim?
Jayne Mansfield.
Jayne Mansfield.
Annette Strauss, Mary Kay Ash ve Jayne Mansfield.
Annette Strauss, Mary Kay Ash e Jayne Mansfield.
Rahip Book, Kaylee, Jayne Inara ile birlikte onun mekiğine binecek.
Pastor Book, Kaylee, Jayne, vocês vão com a Inara no vaivém dela.
Jayne, sen ikinci mekiği hazırla.
Jayne, prepara o vaivém número dois.
Başınız derde girerse, Jayne işe yarar ama sakın ona güvenme ve idareyi ele almasına izin verme.
O Jayne é útil se encontrarem problemas, mas não confies nele e não o deixes assumir o controle.
- Jayne, hiç komik değil.
- Jayne, isto não tem piada.
Jayne, rica etmiyorum.
Jayne, não te estou a pedir!
Siz ikiniz, makine dairesinden başlayın. Jayne, sen mutfağı al.
Vocês dois, tratem da casa das máquinas.
Şey, bunu ters giymişsin.
Jayne, tu tratas da galé. Tens isso mal vestido.
Jayne?
Jayne?
Jayne, ne yapıyorsan bırak ve hemen makine dairasine gel.
Jayne, larga o que estás a fazer e vem à casa das máquinas.
Jayne haklı.
O Jayne tem razão.
Jayne, kadınları korkutacaksın.
Jayne, ainda assustas as mulheres.
Jayne, sen de doktor ve pedere cesetleri indirmelerinde yardım et.
Jayne, vais ajudar o médico e o Pastor Book a pôr essas pessoas para baixo.
Evet, Jayne, yapacağımız şey aynen bu.
Sim, Jayne, é exactamente isso que vamos fazer.
Artı, diğer durumları da. Jayne'ne kalın bir sopa verip... -... kenara çekilmen en iyisi gibi...
Como em tantas outras situações, a chave parece ser... dar ao Jayne um pau grande, e afastarmo-nos.
Jayne boğazımı kesip komutayı ele geçirir.
O Jayne corta a minha garganta e assume o controle.
- Jayne, bence olmaz.
- Jayne, eu não faria isso.
- Jayne bir kız ismi.
- Jayne é nome de mulher.
- Hayır, Jayne kız ismi değil!
- Pois, mas o Jayne não é mulher!
Jayne.
O Jayne.
Jayne, cihazda elektrik var dikkat et.
Jayne, a "dina-ram" tem corrente.
Tehlikeli işlerle uğraşıyorsun Jayne.
Tens uma profissão perigosa, Jayne.
Jayne?
- Jayne.
Jayne uyanık mı?
O Jayne está acordado?
Ve Jayne.
Este é o Jayne.
Tren vagonunun üstünde uçacağız. Kaptanla Zoe gizlice trene binecek. Jayne'ı vagonun içine sarkıtacağız.
Sobrevoamos acima da carruagem, o capitão e a Zoe entram, baixamos o Jayne até à carruagem e eles agarram em tudo e puxamo-los de volta.
- Ayak altından çekil. - Asabiyete gerek yok, Jayne.
Sair do caminho dos outros.
- Bacağımdan vurdular! - Jayne.
- Deram-me um tiro na perna.
Hâlâ irtibata geçmedikleri konusunda Jayne haklıydı. Büyük ihtimalle trenden inerken yakalandılar.
Se o Jayne estiver certo e eles não entraram em contacto, devem ter sido apanhados a sair do comboio.
Jayne'ni ilaçla bayıltmak iyi aklına gelmiş.
Pensaste rápido ao anestesiar o Jayne.
Jayne'in o çubuğu bırakacağını hiç sanmam.
Não me parece que o Jayne alguma vez vá largar aquele pau.
Jayne!
Jayne!
- Jayne!
- Jayne.
Jayne ve Kaylee bizi köprüye sokmaya çalışıyor.
O Jayne e a Kaylee estão a tentar abrir a porta da ponte.
Jayne'in o çubuğu bırakacağını hiç sanmam.
Acho que o Jayne nunca mais vai largar aquele pau.
- Öyleyse onu ben alsam. Jayne!
- Posso conhecê-la eu?
Kirletme şu anı.
- Jayne. Não estragues isto.
- Kapatıldık. Jayne ve Kaylee bizi köprüye sokmaya çalışıyor.
- Estamos fechados, a tentar entrar na ponte.
Maktul, Arthur Reginald Webster Charles Patrick Trumpington, Marcel Agnes Bernstein Lewis Anona Rudd, John Malcolm Kerr Nigel Sinclair Robinson, Norman Arthur Potter Felicity Jayne Stone, Jean-Paul Reynard Rachel Shirley Donaldson, Stephen Jay Greenblatt Karl-Heinz Muller, Belinda Anne Ventham Juan-Carlos Fernandez, Thor Olaf Stensgaard Pretoria Lordu Kimberley, Pretoria Leydisi Kimberley Yargıç Nigel Warmsly Kimberley Robert Henry Noonan ve Felix James Bennett'i 19 Aralık 1972 sabahı veya civarında öldürdüğünüz için.
Charles Patrick Trumpington, Marcel Agnes Bernstein, Lewis Anona Rudd, John Malcolm Kerr, Nigel Sinclair Robinson, Norman Arthur Potter,
- Jayne!
Alto demais! - Jayne!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]