Jeans traduction Portugais
499 traduction parallèle
Yeni kot pantolonunla hapishanede gerçekten çok yakışıklı görünüyordun.
No tribunal disseram que estava muito elegante com esses novos jeans.
Motosikletle geldim ve buğday rengi bir...
Cheguei na motocicleta, com jeans cor de...
Hayır, sadece kot arıyorum...
Não, só de um par de calças... Uns jeans.
Hayır kot olmaz.
Não gosto de jeans.
Sigara, kot pantolon falan icat etmiyorlar.
Não inventaram os cigarros, nem os jeans... Nada.
Bu hafta, Jordache pantolonlarda acayip ucuzluk yaptım. Şahane top uçlu dolma kalemlerim var. Trinidad'dan gelen saatlerim var.
Deixem-me dizer-vos que, esta semana, tenho um especial dos Jeans Jordache, tenho esferográficas, tenho relógios de Trinidad.
İkiniz duş bile alamazsınız güzel bir kadınla kotunuzu giymeden.
Nem sequer conseguem tomar um duche com uma mulher linda sem tirarem os jeans.
Son olarak beyaz çizgili mavi polo yaka tişört blucin, beyaz spor ayakkabı ve mavi sırt çantasıyla görülmüş.
Olhos : castanho. Visto a última vez com uma camisa pólo azul... calças jeans e ténis branco. E com uma mochila azul.
Blue Jean İncil'i.
A Bíblia da Jeans Azul.
Ufacık seste, o kotun artık sana olmaz.
Ao mínimo pio nunca mais lhe servem os jeans.
Kot pantolon mu vardı?
Estava de jeans?
Blucin, ceket ve pembe şapkalı. Güneye gidiyor.
Jeans, blusão, chapéu cor-de-rosa, e dirige-se para o Sul.
Beyaz, 1,75 boyunda. Blucin, ceket. Pembe şapka mı?
Russo, 1.70m, jeans, blusão, chapéu cor-de-rosa!
Beyaz blucin ve sarı kazak giyiyordu.
Ela está a usar jeans brancos e uma camisola amarela.
Eski kotumu ve tişörtümü giyiyordum.
Eu estava de jeans e t-shirt.
Haydi Wayne'in Dünyası selamını verelim bil bakalım kime? Jeans kızı, Claudia Schiffer'e.
Mas antes, fica aqui a saudação do Wayne's World à miúda dos jeans Guess, a Claudia Schiffer.
Sandalyenin üstündeki buruşuk kotu görüyor musun?
Vê esses jeans amachucados, pendurados da cadeira?
Kimse gidip te : "Durun bakalım, bayım. Giydiğiniz orta boy kot."
Ninguém diz : " Ouça lá, isso são jeans versão compacto.
Whoa! Yakın bir zaman sonra hormonlarınız yüzünden arabası olan, dar kotlu, kibar konuşan erkekler tarafından nasıl kolayca bir hedef haline geleceğinizi açıklamak amacıyla şimdi size kısa bir seks eğitim filmi göstereceğim.
Turma, para vos explicar porque é que as vossas hormonas... em breve vos tornarão um alvo fácil para qualquer otário com falinhas mansas... com um carro e jeans apertados.
Lama Dorje kot mu giyerdi?
O Lama Dorje estava de jeans? Oh, sim.
Şuradaki ateşe doğru giden bir kümes canlısı görmüş olabilirim.
Cabelo preto, jeans azuis. Eu vi um pequeno Border Collie a aquecer-se ali junto a uma fogueira.
O igrenç külodu çikar, su kotu giy.
Tira essas cuecas feias e veste estes jeans.
İsmi "Yanki Blue Jean'lerini sikerim" gibi birşeydi.
- Chama-se Fuck Your Yankee Blue Jeans ou coisa do género.
Alışverişe çıkıp bir kot pantolon ile hergün birini atabileceğim 45 tane iç çamaşırı alabiliriz diye düşünmüştüm.
Podemos comprar um par de jeans e 45 pares de cuecas, e ir deitando fora um par todos os dias.
Birden Katerina'nın...'biraz buraya gelsene'... dediğini duydum ve oğlanın elini tuttu.
De repente, ouvi a Katarina dizer : "Não te chegas para aqui?" Depois pegou na mão dele e ajudou-o a tirar os jeans e a camisa.
Lanet cüzdan pantolonuma yapışmış.
Maldita cadela, encolheu as minhas calças jeans.
Ben o pantolonun içinde dışarı çıkmayı bekleyen, güzel bir şey olduğunu biliyorum.
Pressinto que debaixo desses jeans há algo maravilhoso à espera para sair.
Kabarık saçlı ve asitle yıkanmış kotlu.
Com uma farta cabeleira e jeans desbotados.
Bilginiz olsun diye söylüyorum kabarık saçlı ve öyle kotlu değiller.
Para tua informação não tem uma farta cabeleira nem jeans desbotados
Harikasın Bay Rençber!
- Boa, Sr. Green Jeans. - Isso é para mim?
Ne giydiğine bir bak.
Olha para as jeans e pele que veste.
Bir metre sağında, kot pantolon ve gömlekli bir rehine daha.
Outro refém à sua direita, de jeans e camisa aos quadrados.
Eddie Wong ve V-Altı üzerine yüz bin koyduk.
100000 no Eddie Wong e no V-Six Jeans.
V-Altı Jean'leri Uluslararası Satış Müdürü.
Sub-directora, Vendas lnternationais, V-Six Jeans.
Sevkiyatın yarısının 8 ounce kumaştan olduğunu düşünerek... - toptan fiyatıyla firma tam 4,200,000 dolar zararda.
E se valem a metade em ganga 8 onças, ao preço de grosso, V-Six Jeans perdeu 4.200.000 dólares.
V-Altı'dan kadın bir yönetici burada.
Há esta directora de V-Six Jeans.
40 yıl önce düğünde Jean giymişti.
Há quarenta anos atrás, ele usou jeans, no nosso casamento.
Kavganız bitince haber verin. Bende geliyorum.
Tu, de jeans desbotados, vais ter de esperar.
Ben hala konuşuyordum, o da pantolonun düğmelerini açmaya başladı.
Ainda estava a falar quando ela começou a desapertar as "jeans"! - Ela teve de me pedir para sair.
Bay Ütülü Kotlu Kovboy Botları!
Usando jeans, e botas de cowboy.
Sence dişlerimi beyazlatayım mı? Ağzım gün ışığı gibi olsun mu?
Uh, achas que eu devia usar os meus jeans...
Neyse, İşçi Bayramı'ndan sonra beyaz kot giymeyi akıl edeceğim.
Bem, isso vai-me ensinar a usar jeans brancos após o dia do trabalho.
1983'ten beri kimse beyaz kot giymiyor.
Não me pareçe que seja suposto usares jeans brancos após 1983.
Yani, eğer isterseniz,.... Hawaii Gömleği ve kot giyebilirsiniz.
Por isso, obviamente, se quiserem... usem uma camisa havaiana e jeans.
Seninle ünlü olacağını düşündügüm için evlenmedim. Yalnızca kıçının kot pantolondan görünüşüne tutuldum.
Não casei contigo por pensar que vinhas a ser famoso mas por gostar do teu cu metido em jeans.
Bir saat boyunca sürtünürsün.
O roçar constante das virilhas nos jeans durante uma hora.
O mavi bir gömlek, ben ise bana aldığı kotu giyiyordum...
Ele estava a usar uma camisa azul. Eu estava com as jeans...
Hem çok basit hem de oldukça karlı. Tek yapmamız gereken ortaya parayı koyup sonra da beklemek.
Gosto do modo como cozinham... e se conseguir fazê-los vestir roupas simples como jeans...
Jean mi?
Jeans?
Evet, tam Bay Green Jeans'e göre.
Sim, um verdadeiro Mr Greejeans.
Kot ve eski bir kazak!
São jeans!