Kadınlara traduction Portugais
2,670 traduction parallèle
Siz Salvatore'lar konu kadınlara gelince zavallısınız.
Vocês, os Salvatore, são mesmo patéticos no que respeita a mulheres. Hoje à noite.
Tattığım tüm o leziz kadınlara rağmen en çok bir tanesini istedim Confessor Ana'yı. Tabii ona dokunmak her zaman için çok tehlikeliydi.
De todas as mulheres cujas delícias já provei... aquela que mais quero a Madre Confessora, sempre foi demasiado perigosa para tocar.
Kadınlara yaklaşımları Kral Arthur'ın sarayında göze çarpmazdı.
Este tratamento não seria desajustado na corte do rei Artur.
Kolay hedeflerle başlıyor, sonra bu role uygun kadınlara geçiyor.
Começa com alvos fáceis, e depois vai para mulheres que pode, de facto, ocupar o papel.
Hayır, erkekler kadınlara vurmamalı bence de ama biri, onu tahrik etmemene rağmen kafana bir şey indiriyorsa kendini savunmak zorundasın sonuçta.
Não, eu não acho que os homens devam bater nas mulheres, mas se alguém lhe bater na cabeça sem provocação, tem o dinheiro de se defender.
Kadınlara şiddet uygulanmasının yanındasın yani?
Então, és a favor da violência contra as mulheres?
Mutfaktaki kadınlara mayasıl ilacı yapmaya söz vermiştim.
Prometi as mulheres da cozinha um remédio para as frieiras.
- Elektronik ve DVD bölümlerindeki, girişlerdeki ve acil çıkıştaki bütün gideri olan kadınlara asılacağım.
- Vou atirar-me a todas as mulheres válidas na zona de electrónica, DVD's e em todas as entradas e saídas de emergência.
Evet. Başka kadınlara kafayı takmıştı biraz bu nedenle kabul edince biraz şaşırdım.
Ela estava sempre a passar-se com as mulheres, por isso fiquei surpreendido por ela alinhar naquilo.
Biz burada partilerde çalıp güzel yemekler yiyor güzel kadınlara bakıyor olacağız.
Nós ficamos a fazer a festa, a comer bem e a olhar para mulheres bonitas.
Sadece kendini, tanrının kadınlara bir hediyesi olarak görüyor.
Ele só tem um péssimo gosto para mulheres.
Senenin başında, .. Matthews'un sınıfındayken.. .. bunu okumaktan ne kadar keyif aldığını..... ve Flaubert'in tarzından ve kadınlara bakış açısından ne kadar etkilendiğini söylediğini hatırlıyorum
Lembro-me que no começo do ano quando lemos isto na aula do Matthew, tu ficaste a dizer o quanto tinhas gostado, e como o jeito que Flaubert escrevia é maravilhoso de uma perspectiva feminina, e o quanto isso te inspirou.
İç. Güleyim bari. DiNozzo'ya kadınlara nasıl davranacağını söylüyorsun.
Esse é óptima, a ensinar um DiNozzo a agir com uma mulher.
Kadınlara olan nefretini gördük, ama yine de bir kadınla birlikte.
Vimos o ódio dele por mulheres e ainda assim junta-se a ela.
Yani siz, evlendiğim adamın, bu kadınlara tecavüz ettiğini ve onları öldürdüğünü öne sürüyorsunuz. - Ve sonra, kendine en çok benzeyen..
Então está a sugerir que o homem com quem casei... violou todas aquelas mulheres e... assassinou aqueles homens, e depois assumiu a identidade...
Bu kadınlara bunu yapan adamın sana saldıranla aynı kişi olduğunu biliyoruz.
Agora, o homem que fez isto com estas mulheres... é o mesmo homem que a agrediu.
! Kadınlara böyle davranılmaz!
Não é maneira de tratar as mulheres!
Antropolojik olarak söylemem gerekirse, kadınlar genellikle, eşleriyle hassas konulara girmeden önce diğer kadınlara açılırlar.
Falando antropologicamente, as mulheres falam com outras mulheres antes de contarem assuntos delicados aos seus parceiros.
Bütün bu kadınlara mesaj mı göndermiş?
- Escreveu a estas raparigas todas?
Hayır. Derek sadece kadınlara giderdi.
Não, o Derek só gostava de mulheres.
Linda Russo'ya olan saplantınız, kadınlara karşı olan şiddet geçmişiniz gibi oldukça meşhur.
A sua fixação em Linda Russo era muito conhecida, assim como o seu histórico de violência contra as mulheres.
Gates sana hiç kadınlara saldırdığından bahsetti mi?
O Gates falou alguma vez sobre atacar mulheres?
Kadınlara asla güvenme.
Não confies em ninguém.
Bu adam kadınlara yapılan muameleyi kendi görmek için... -... Butembo'da iki yıl geçirdi.
Este é um homem que gastou dois anos em Butembo para ver como mulheres são tratadas.
" Kadınlara yardım ediyor.
" Ele está ajudando as mulheres.
Kadınlara ayrıcalık veren bir program sayesinde üniversiteye gidebildin.
Conseguiste pagar a universidade por causa de um programa que favorecia as mulheres.
Dengesizliği düzeltmek için kadınlara ayrıcalık veren bir program.
Favorecia as mulheres para corrigir um desequilíbrio.
Kadınlara kabadayılık mı taslıyorsun?
Vais agredir mais mulheres?
Kadınlara orospu diyor olman onları siktiğin anlamına gelmiyor.
Tu só chamas putas às mulheres, não chegas a comê-las.
Kadınlara karşı daha rahat olurlar.
Ele fica mais confortável com mulheres.
Kadınlara 3 gün boyunca istediğini yapabilir.
Tem 3 dias para fazer o que quiser com estas mulheres.
Kadınlara yerine Edward Bader'ın geçmesi gerektiğini izah etmelisin.
Gostava que dissesses às senhoras porque o Edward Bader deveria de ficar no lugar dele.
Sadece... çoğu lezbiyen gibi yaparım. istekli bir şekilde kadınlara bakar, ve biri ilk hareketi yapsın diye dua ederim.
Eu faço o que a maioria das lésbicas fazem, olho para as mulheres com vontade de as comer e rezo para que a outra tome a iniciativa.
Artık mücadele eden başka kadınlara yardım edebiliyorum.
E agora posso ajudar outras mulheres em dificuldades.
"Sevgili hizmetçi, kirli işler için kadınlara para ödemeyi sevdiğimi biliyorsun. Teşekkürler."
" Querida empregada, sabe que adoro pagar por trabalhos sujos.
Gecenin sonuna doğru, yalnız kadınlara asılır.
- Em geral chega na última rodada.
Kadınlara güvenmem. Soğukkanlılıktan yoksundurlar.
Eu desconfio das mulheres.
İçip sarhoş olan kadınlara dayanamıyorum.
Não suporto mulheres que bebem e choram.
- Rengi yaşlı kadınlara göre.
- Isso é cor para uma senhora velha.
Afrika'da genç kadınlara yönelik okullar inşa edilmesi için bağış toplayan bir vakfım var.
Tenho uma fundação que angaria dinheiro para construir escolas em África para mulheres adolescentes.
Hayatı emen kadınlara hangi departman bakıyor?
Que departamento lida com mulheres sugadoras de vida?
O kadınlara tecavüz etmişti.
Ele violou aquelas mulheres.
Bazen erkekler kadınlara yardım edeyim derken kendileri yanlış yapabiliyorlar.
Às vezes os homens podem desorientar-se pensando que estão a ajudar as mulheres.
Danimarka'da yaşayan kadınlara Danimarkalı denir.
Porque as mulheres na Dinamarca são dinamarquesas.
Sen de biliyorsun ki, kadınlara kurallar farklı işler.
Sabe tão bem quanto eu... que as mulheres eram tratadas de forma diferente.
Bu bakışlarım kadınlara rahatsızlık veriyor olmalı.
Deve deixar a mulher desconfortável.
Kadınlara katlanamayan kadınlardansın.
És daquelas mulheres que não aguentam mulheres.
- Sen de kadınlara katlanamazsın.
- Tu também não suportas mulheres.
- Sen de kadınlara katlanamazsın.
- Tu também não as suportas.
İlk tanıştığımızda kadınlara yalnızca iki rol biçmiştin pasta yapmak ya da pastadan çıkmak.
Quando nos conhecemos, achavas que só havia dois papéis para as mulheres... Fazer um bolo ou saltar de dentro de um.
Kadınlara çocuksu yaklaşan ve Annaliese'i ikna edecek biri.
Que tem uma abordagem infantil com as mulheres, que deixará a Annaliese à vontade.
kadın 780
kadınım 29
kadınlar 410
kadınları 28
kadınların 29
kadının 24
kadını 18
kadın yok 19
kadın mı 89
kadın değil 18
kadınım 29
kadınlar 410
kadınları 28
kadınların 29
kadının 24
kadını 18
kadın yok 19
kadın mı 89
kadın değil 18