Kahramanım traduction Portugais
2,557 traduction parallèle
Ben bir kahramanım. Sen bir hırsızsın.
Isto não pega.
Yani ben bir kahramanım değil mi?
Sou uma heroína ou alguma coisa do tipo?
Şef Johnson, dünkü kahramanımızla tanışın.
Chefe Johnson, conheça o nosso herói de ontem.
Bobby Singer, kahramanım.
Bobby Singer, o meu herói.
Bu, ya bir tesadüf ya da kahramanımız orada yaşıyor.
- Ou é coincidência... - Ou é onde ele fica.
Ben bir kahramanım!
Eu sou um herói.
Kahramanım.
Eu sou um herói.
- Sen benim kahramanımsın ama erkek arkadaşım değilsin.
És o meu herói. Mas não és o meu namorado. Está bem.
İşte benim kahramanım!
É o meu herói!
Kahramanım benim.
Meu herói!
Mm, kahramanım.
És o meu herói.
- Tanrım, Ducky sen benim kahramanımsın.
- Ducky, és o meu herói.
- Kahramanım.
A minha heroína.
Merhum kahramanımızdan haber çalıyor.
Está a roubar a atenção do nosso herói.
Ve daima, kahramanımız kendisinin olağanüstü olduğunu keşfeder.
E o protagonista descobre sempre que tem poderes sobrenaturais.
Yapmamız gereken tek şey kahramanımız olacak yeni bir yaratık bulmak.
Tudo o que temos de fazer é encontrar um novo monstro que seja o nosso herói.
Aslında, tam olarak kahramanım değilsin.
Bem, não és exactamente o meu herói.
Canavar öldü, kahramanımız yaşıyor!
A besta está morta, viva o nosso herói.
Kendimi kahraman sandım ama, değildim.
Achava que era uma heroína, mas não era.
Hiçbir zaman kahramanın olmayı ummadım, ama...
Nunca esperei ser o teu herói, mas...
Bize kahraman olarak gerçek bir yabancı lazım.
Precisamos de um verdadeiro estranho como herói.
Kötü bir kraliçe bir grup masal kahramanını buraya mı gönderdi?
Uma rainha má mandou um punhado de personagens de contos de fada para aqui?
Masal kahramanı olduğundan mı?
Que é um personagem de um conto de fada?
Bende teknemi aldım ve açıldım. Babası da sonsuza kadar kahraman kaldı.
E agora, e para sempre, o pai dele é um herói.
Paul'le yüzleşti, onu ifşa etmekle tehdit etti o yüzden Paul Whittaker da yarım yamalak süper kahraman kimliğini korumak için onu öldürdü.
E assim... foi como o Faris descobriu que o Vingador Solitário era o Paul. Ele confrontou o Paul, ameaçou expô-lo... E o Paul Whittaker mata-o para proteger a sua identidade de super-herói, de meio expediente?
Kötü bir kraliçe bir grup masal kahramanını buraya mı gönderdi?
Uma rainha má enviou personagens de contos de fadas para aqui?
Ben de senin görünmeyen kahramanındım, hatırladın mı?
Sou a Pippa e tu a Kate, lembras-te?
Sen kendini süper kahraman mı zannediyorsun?
Pensas que és uma heroína agora?
Artık süper kahraman olmayacak mıyım?
Acabou mesmo? Não volto a ser super-herói?
Şansımız yaver giderse Tom Walker yarın karısını arar onu bulup yakalarız ve hepimiz kahraman oluruz.
Caso o Tom Walker ligue para a mulher amanhã de manhã, procuramo-lo e vamos ser heróis.
Ben kötü adamı oynamasaydım o da buraya gelip kahraman olamazdı.
Se eu não fizesse de vilão, ele não montaria e daria uma de herói.
Blue Mountain State defansından Thad Castle ve sik resminin kahramanı oyun kurucu Alex Moran canlı yayın konuklarımız.
Temos o linebacker de Blue Mountain State, Thad Castle e o rapaz da foto da piça : o quarterback Alex Moran aqui conosco ao vivo, via satélite.
Kahramanım benim.
- És o meu herói!
Onu bulduğumuz zamansa, bazılarımız kahraman olur.
E quando a descobrimos, alguns de nós tornam-se heróis.
Çantasını ona geri götürürsem... Sandım ki... Kahraman olurum sandım.
Pensei que se entregasse a mala..... pensei..... pensei que seria um herói.
Kendimi bildim bileli süper kahraman takıntım var.
Sempre fui obcecado por super-heróis.
Artık kendine süper kahraman mı diyorsun?
Então agora chamas-te de super-herói?
Kahraman mı?
O herói?
- Kahraman mı?
Um herói?
Kötü bir kraliçe bir grup masal kahramanını buraya mı gönderdi?
- Uma rainha má mandou um punhado de personagens de contos de fadas para aqui?
Diyardaki en güçlü savaşçıyı arıyordum, bir kahramanı krallıkları birleştirecek aile demekten gurur duyacağım birini arıyordum.
Estava à procura do guerreiro mais forte da terra, um herói, alguém que poderia unir os reinos, alguém a quem poderia considerar família com orgulho.
Ben kahraman değilim, bayım.
Não sou nenhum herói, Sr.
Kahramanıydım demem tabii.
- Não diria herói.
Duvar yıkıldıktan sonra kahraman gibi karşılandım.
Tive uma recepção de herói quando o muro caiu.
Ama bir Rus Amerikalılara bilgi sattı mı kahraman.
Mas quando é ao contrário, - ele é um herói.
İnsanlara yanlış anlaşıldığını, bir kahraman olduğunu anlattım.
A pensar que eras mal compreendido, dizia às pessoas que eras um herói.
Buradan ayrılmak üzere planımız vardı ama sen bir kahraman oldun. Buraya beni tercih ettin!
Tínhamos um plano para sair daqui, mas depois tornaste-te um herói e viraste tudo contra mim.
Kahraman mı?
- Eu sou um herói?
- Ve sen. - Selam. - Seni küçük kahraman, gel bakayım.
E tu, meu pequeno herói.
Kahraman mı?
Herói?
Kahraman mı olmak istiyorsun?
Tu quer lixar o herói?