Kaley traduction Portugais
43 traduction parallèle
Selam Kaley.
Olá, Kaley.
Sensiz ne yapacağız biz Kayle?
Kaley... o que fariamos sem ti?
Hadi Kaley.
Vamos, Kaley.
- Sen karışma Kaley.
- Kaley... fica fora disto.
Kaley!
Kaley!
Kaley yaralandı.
Kaley está ferida.
Michelle, Kaley'nin tuvaleti geldiğini söylüyor.
Michelle diz... Kaley precisa de ir ao banheiro.
- Ben burada Kaley'le kalırım ve...
- Eu vou ficar para trás, com Kaley, e...
- Kaley!
- Kaley!
Kaley'i sırtında taşırsın.
Carregas Kaley nas costas.
Gerçekten çok basitsin Kaley, yoksa K-ötü mü demeliyim?
Vi o teu site. És má, Kaley. Ou devo dizer, "Kay-idiota"?
47 Kaley Sokağı'nda yaşıyordu.
Ela morava na rua Kaley 47.
Aslında ben Lifetime filminde dramatik bir rol almıştım Kaley adındaki bulimic bir genç kızın babasını oynamıştım.
Na verdade, eu fiz um pequeno papel dramático num filme para o Lifetime onde interpretei o pai de um adolescente bulímica chamada Kaley.
Kaley, dinle beni.
Kaley, ouve-me.
Hey, Kaley.
Olá, Kaley.
Kaley... Sensiz ne yapacağız biz?
Kaley... o que seria de nós sem ti?
- Kaley... bunun dışında kalmak. Bana yalan söyledin.
- Kaley... fica fora disto.
Kaley yaralandı.
A Kaley está ferida.
Michelle Kaley tuvalet ihtiyacı... diyor.
Michelle está a dizer que a Kaley precisa de descansar.
- Ben Kaley ile geri kalmak ve olacak...
- Eu fico aqui com Kaley e...
- Kaley! - Kaley!
Kaley!
Sırtına Kaley taşıyın.
Carregas a Kaley ás costas.
- Kayıtlara ihtiyacımız var.
Certo. - Kaley.
- Peki. Kaley.
- Sim?
- Genellikle ama bu sefer Kaley'di.
Normalmente, mas desta vez foi a Kaley.
Yeni müşteriler için geçici ses kaydı yapıyorduk ama Kaley'in güney aksanı o kadar iyiydi ki Beignet'tekiler bitirmesini istediler.
Parodiamos os anúncios para alcançar novos clientes, mas o sotaque sulista da Kaley era tão bom, que o pessoal da Beignet manteve-a no produto final. - Acham que a Kaley...
Kaley Taylor, Sasha Arconi'nin öldürmekten dolayı tutuklusunuz.
Kaley Taylor, está presa pelo homicídio da Sasha Arconi.
Kaley'in canlı yayındaki tehdidi mükemmel fırsat sağladı.
A ameaça de morte da Kaley no ar deu-lhe a oportunidade perfeita.
The Big Bang Theory'den esinlendim bu pilici yaparken. Kaley Cuoco seslendirdi.
A voz é da Kaley Cuoco, aquela miúda da Teoria do Big Bang.
Kaley, Joey burada. Eğlenmenize bakın.
Kaley, o Joey está aqui.
Teşekkürler Kaley.
Obrigado, Kaley.
Kaley, ben Joey.
Kaley, olá, é o Joey.
Hadi, Kaley.
Vamos, Kaley.
- Yoksa Kaley'in...
- Sabe onde é que está a Kaley?
- Kaley şimdi nerede? - Evde sanırım.
Em casa, acho eu.