Kalig traduction Portugais
46 traduction parallèle
Kalig haydi git. Babanla konuşmak istiyorum.
Saia, vou conversar com seu pai.
Kalig sana iyi bir evlat olmaya çalışıyor.
Kaling tenta ser um bom filho para você.
Sürekli Kalig'in üvey oğlun olduğunu düşünmek zorunda mısın?
Ainda pensa no Kaling como seu enteado?
Kalig'e söyle ben gelmeden patates fidelerindeki böcekleri ayıklasın.
Se vir o Kaling nas árvores, esconda-o antes que eu volte.
Kalig iyi misin?
Kaling, você está bem?
Kalig hariç tabii.
Terá apenas Kaling.
- Kalig! - Annemi öldüremezsin!
Não matará minha mãe!
Kalig, başka çare kalmadı.
Kaling, tudo isso é inútil.
Kalig bu olamaz.
Mas Kaling isso não é possível!
- Ne demek istiyorsun Kalig?
- Como assim?
- Bundan emin misin Kalig?
- Tem certeza, Kaling?
Kalig! Harge'in kalan adamları kuzeyden geliyorlar.
Kaling, o bando de Harge virá do norte!
Kalig'in kandırdığı Anderson'lar ona kendi oğulları gibi davrandılar
Os Andersons cuidaram de Kaling como se fosse seu filho.
Harge'e gelince, Kalig'i örnek alarak büyüdü.
E Harge, ele cresceu como aliado de Kaling.
Kalig Hage'i koruyup kolladı.
E Kaling gostava muito de Harge.
Ama daha sonra Kalig, Harge hala çocukken onu yanına alarak suç sayılan işler yapmaya başladı.
Mas Kaling entrou para uma vida de crimes,... levando Harge, ainda uma criança, com ele.
Annesinin hatıraları Kalig'in aklından hiç çıkmadı.
As lembranças de sua mãe sempre estavam com Kaling.
Kalig'in çoğunlukla hapiste olduğu günlerde Harge büyüyüp yetişkin biri oldu ve kendi gangster çetesini kurdu.
Harge tornou-se homem,... e organizou seu próprio bando enquanto Kaling estava na prisão.
İnanıyorum ki hapiste geçirdiği günlerde Kalig düşüncelere dalarak intikamını besledi ve annelerinin ölümünün sorumlu tuttuğu Harge'e bunun bedelin ödetme duygusu onda bir saplantı haline geldi.
Acredito que durante esses períodos,... Kaling desenvolveu um sentimento de vingança,... e queria fazer Harge pagar pela morte de sua mãe.
Diğerleri için açıkça anlaşılsa bile Harge, Kalig'in nasıl biri olduğunu göremiyordu.
Embora todos avisassem Harge,... ele não via em que Kaling havia se transformado.
Sana banka soygununda ihanet eden Kalig'in anlattıkları dışında bir kanıtın yok.
Não tem provas. Tem apenas a palavra de Kaling de que ele o traiu durante o assalto.
Şimdi bile. Ama Kalig'i dinliyorsun.
Ouve apenas o Kaling.
Onun acımasız biri olduğunu biliyorsun ama sen çocukken Kalig sana hep iyi davrandı. Sana yardım etmesi ve destek olması onun yanlış yapmayacağı anlamına gelmez.
Acredita nele, mas eu sei... que Kaling foi bom para você quando era criança,... ele ajudou a criá-lo e não fez nada de errado.
Kalig'in nasıl biri olduğunu neden görmek istemediğini anlayamıyorum.
Não entendo porque recusa-se a vê-lo como ele é.
Kalig'in dün kasabaya geldiğini biliyorsun.
Sabia que Kaling esteve na cidade ontem?
Müthiş Kalig, büyük beyin.
Grande Kaling, o esperto!
Bay Kalig hiçbir işi şansa bırakmaz.
Kaling não precisa da ajuda de ninguém.
Kalig için bana kazık atmanıza izin vereceğimi mi sandınız?
Acham mesmo que idiota do Kaling ira conseguir?
Kalig söyleyin gidip...
O idiota do Kaling não quer seus serviços!
Bay Kalig'in her şeyi düşüneceğini ben size demiştim.
Disse que o sr. Kaling pensa em tudo.
Adamlar bana Kalig'in buraya geldiğini söylediler.
Um homem me disse que Kaling veio aqui.
Sen ne dersen de, ben Kalig'e güvenmiyorum.
Apesar do que diz, sou uma ameaça para Kaling.
Kalig doğruyu söylüyormuş.
Kaling disse a verdade.
Yine kardeşin Kalig değil mi?
É seu irmão Kaling de novo?
Kalig yanılıyor olmalı.
Kaling pode estar errado.
Kalig?
Kaling...
Kali... Kalig'di.
Foi o Kaling.
Parayı kardeşin Kalig vermiş.
Foi seu irmão Kaling.
Kalig'in gitmesine izin ver.
Deixe-o em paz!
Bay Kalig'i duydun.
Você ouviu o sr. Kaling.
Siz bir dahisiniz Bay Kalig.
É um gênio, sr. Kaling.
Kalig!
Kaling! Kaling!
Kalig!
Kaling!
- Evet, ben ve Kalig.
- Sim.