English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ K ] / Kapıda

Kapıda traduction Portugais

13,568 traduction parallèle
Uçağı kapıda bekletin. Tüm yolcuları kontrol etmeliyiz.
Retenham o avião, temos de investigar toda a gente.
Kapıda fişekler vardı.
E havia mini-explosivos na porta.
Kapıda buluşuruz, tamam mı?
Encontramo-nos na porta, está bem?
Kapıdan uzaklaşın.
Afastem-se da porta!
Ve onun yanındaki kapıda Gabriela Mistral, Şili'nin ünlü şairi ve diplomatı.
E na porta ao lado, a da Gabriela Mistral, a famosa poetisa e diplomata chilena.
Eddie, kapıda biri var.
Eddie, bateram à porta.
Öteki tarafa yolculuk yaparak ilk çiviyi çıkarmam, sonra da altın kapıdan geri dönmem gerekiyor...
Depois, tenho de voltar pela porta dourada...
Evet, kapıdaki tabelada dışarıda olduğu yazıyor.
Pois, o aviso na porta diz que saiu.
Kapıda biri var sandım.
Pensei que estava alguém à porta.
Şimdi ön kapıdaki güvenlikten sorunsuzca geçmelisin.
- Agora vais ter de ser charmosa é a maneira para passares o guarda na porta da frente.
Çekilin kapıdan, çekilin oradan.
Afaste-se da porta. Afaste-se da porta.
Kendimi kapıda makarnayla hayal edebiliyorum.
Já me vejo a tocar à porta com uma caixa de macarrons.
Servis isteyip istemediğimi sordu ve "Rahatsız etmeyin" yazısının kapıda olmadığını söyledi.
Era para saber se deviam vir fazer a cama. Ela disse que o aviso de "Não Incomodar" não estava na porta.
Kapıda oyalanıp durma da içeri gel.
Pare de rondar a porta e entre.
Kapıda bir mektup buldum.
Trouxe o correio.
Vasari Kapısı da çıkış sayılır.
- Só se for o Portão Vasari.
Eh, aptal değil, ve hakkında söylenecek iyi çok şey var, ama yine de kendi duygularından bile emin olamayan duygusal hayallare kapılmış birini hor görmekten kendimi alamıyorum.
Ele não é estúpido, e ele tem muito a dizer, mas não posso deixar de olhar com um certo desprezo para os desejos de um coração tão desconfiado da razão das suas próprias emoções.
Ve bu anahtar Caroline'ın sırlarını aralayacak kapıya ait olabilirdi.
E a verdade é que esta chave poderia, desvendar os segredos, da Caroline.
Kimse cesedi bulamasın diye bileğindeki asma kilidi kullanarak zemin kattaki kapıyı kilitledin.
Usaste o cadeado, do teu tornozelo. Para trancar a porta da cave para que ninguém encontra-se, o corpo.
Ya menteşeleri gevşetir kapıya tekme atarak çıkardı ya da kilide içeriden erişerek kurcalardı.
Ou arrebentava as dobradiças para poder chutar a porta e elas saltavam, ou tinha acesso à tranca pelo lado de dentro e podia arrombá-la.
Çabuk ol da kapa şu kapıyı!
Despachem-se e fechem a porta!
Bu kapının camının kalınlığı 10 cm.
O vidro da porta tem quatro polegadas de espessura.
Sonra da yerinde olsam o kapıyı sıkıca kilitlerdim.
E trancaria essa porta se eu fosse tu.
Penceremden kapının açıldığını gördüm.
E da minha janela, vi uma porta aberta.
Ön kapı 10 metre uzakta ama yine de oraya gitmeye çalışmamış.
Porta da frente a 9 metros, ainda assim, ele não tenta lá chegar.
Kap...
Da por...
ve sonra elçilikteki asansör kapısı açılıyor ve işte buradasın.
E, de repente, as portas do elevador da embaixada abrem-se, e lá estás tu.
Evelyn'den emirler var, kapı kapatılacak!
- Por ordem da Evelyn, este portão vai ficar fechado!
Yeter ki şu lanet kapıyı açın be!
Mas, vá lá! Abram a porcaria da porta!
Kendine açık kapı bırak.
Dá a ti próprio essa opção.
Sırtımı kapıya dönmemem gerekir, meslek kurallarına aykırı.
Eu não devia tirar os olhos da porta.
Ortalığı sikmeyi bırak ve kapıyı aç.
Deixa-te de merdas e abre o raio da porta.
Lanet... Aç şu kahrolası kapıyı!
Abre o raio da porta!
Sonra da kapını kilitle.
Depois tranca a porta.
Er ya da geç senin kapını çalmaya gelir.
Mais cedo ou mais tarde, ela procura-te.
Kızıl'ın kapısına vurduk.
Batemos à porta da Ruiva.
Kapının arkasına çizdiğin o korkunç ayı beni çok korkuturdu.
E o urso horrível que pintaste atrás da porta. Costumava assustar-me tanto.
Ön kapı açıktı. Yani kırarak girmiş gibi olmadım.
A porta da frente estava aberta, então não tive de forçar a entrada.
Birlik komutanı bizi ara sıra çok zorlarsa onlar hâlâ içerideyken banyo kapısının tokmağını dondurup kırardık.
Às vezes, se o Comandante andasse a cobrar demais, nós congelávamos e retirávamos a maçaneta da porta da casa de banho com eles ainda dentro.
Kapının arkasına bak.
Olha a parte de dentro da porta. O que estou a ver?
Öğrendiğim kadarıyla da, o kapıyı açarsak...
Na minha opinião, abrimos aquela porta...
Patronunuz muhtemelen kapının dışında... ve döşemesini nasıl batırdığınızı dinliyor.
O teu patrão está provavelmente do lado de fora da porta a ouvir-vos fracassarem por toda a estofaria.
Kapat şu lanet kapıyı dostum.
Fecha a puta da porta, meu.
Pelerini kapının yanında asılıydı.
A sua capa pendurada ao lado da porta.
Bir daha hata yaparsanız kendinizi kapının önünde bulursunuz.
- Da próxima vez, - vocês estão despedidos.
Biz daha çıkarken... beni ailenin görmesini istemediğin için... seni kapının önüne bırakmama izin vermediğini hatırlıyor musun?
Lembras-te que quando namorávamos, não deixavas que te deixasse à frente da casa porque não querias que os teus pais me vissem?
- Kapıyı da kapat. Bu olay beni çok rahatsız ediyor.
Para o registro, não estou confortável com isso.
Bölge sakinlerinin bütün pencere ve kapıları güvenli hâle getirmesi öğütlenirken, her zamanki gibi dışarıdaki mobilyaların da sabitlenmesi gerektiği hatırlatılıyor.
... são aconselhados a fechar todas as janelas e portas e lembrem-se de guardar os móveis de exterior.
Sizi ön kapının orada bekliyor olmalıydım.
Deveria ter esperado por vocês na porta da frente.
Kapıyı da açık bırakacağım.
E vou deixar a porta aberta.
Izzy, kahrolası kapıyı aç!
Izzy, abre a merda da porta!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]