Kaçtı traduction Portugais
15,178 traduction parallèle
Hem kaçtın da.
Além disso, escapaste.
Khalski Estonya'ya kaçtı.
O Khalski fugiu para a Estónia.
- Giyera kaçtı
- O Giyera fugiu.
Davetsiz misafirlerimizden biri kaçtı ve termal çekirdek onda.
Ainda há um intruso, e está com o núcleo térmico.
Sokaklara kaç tane mahkum kaçtı Marcheaux?
Quantos prisioneiros saíram para as ruas, Marcheaux?
Eğer kocası diğerleri ile birlikte Chatelet'ten kaçtıysa Çaresiz olabilir.
Se o marido fugiu com os restantes prisioneiros poderia estar desesperado.
- Evet, deliğin içinden kaçtıktan sonra Raquel Welch posterini, deliğin içindeyken nasıl kusursuzca tekrar yapıştırdın. O gerginlikle bir taş delik açabilirdi.
Sim, depois de escapar pelo buraco, como é que voltou a colocar de maneira perfeita o poster da Raquel Welch de dentro do buraco com uma tensão que uma pedra podia perfurar?
Kaçtığın için.
Porque estás a correr.
Kaçtılar.
Escaparam.
En azından kaçtığını düşünüyorum.
Pelo menos, é o que acho.
Kaçtığı zamansa "Lütfen bu sefer çok kötü bir şey yapmasın."
E depois quando ele foge, passa a ser : "Por favor não permitas que ele faça algo horrível desta vez".
Kaçtığı zaman etrafta dolaşıp, adam toplaması fazla uzun sürmez anladın mı?
Quando ele escapa, não demora muito a regressar, a recrutar, percebe?
- Evet, yine kaçtığını duydum.
- Sim, ouvi dizer que saiu outra vez.
Yani daha haberlere bile çıkmadan. O tımarhaneden yine kaçtıysa buraya gelmesi gerek.
Como dantes até já está nas notícias, ele fugiu do manicómio outra vez, veio satisfazer-se.
İşler çığrından çıktığı zaman oğlumun her zaman kaçtığı gibi...
O meu filho sempre fugiu quando as coisas se tornaram sangrentas...
Ya da o buradan kaçtı mı?
Ou ela escapou?
Kaçtığın günler son buldu. Ben Hammond.
Parece que os seus dias de fuga acabaram.
Nevins, Corbin'in 20 yıldır herkesten sakladığı belgeleri alıp kaçtı.
O Nevins fugiu com o único documento que o Corbin tentou manter afastado de todos durante 20 anos.
Lian Yu'dan nasıl kaçtın?
Como saíste de Lian Yu?
Polisi Daniel Garrido'nun kaçtığına nasıl inandırdın?
Que fizeste para a Polícia acreditar que Daniel Garrido estava em fuga?
Haberleri izlediniz mi bilmiyorum ama... Onun kaçtığını söylüyorlar. Mümkünse size birkaç şey sormak istiyordum.
Não sei se teve oportunidade de ver as notícias, mas dizem que ele fugiu, e gostava de lhe fazer algumas perguntas, se não se importar.
Benim oğlum hırsız değil, kaçtığı falan da yok.
O meu filho não é ladrão nenhum. E não está em fuga.
Daniel Garrido'nun kaçtığına polisi nasıl inandırdın?
Como fizeste a Polícia acreditar que Daniel Garrido se afogou?
Bu mu? Sadece kaçtın?
E eu corri como um louco.
Tam anlamıyla, rehin tutulduğum akıl hastanesinden koşarak kaçtım.
Sim, só isso. Literalmente corri do asilo de loucos que me estava a prender!
Kızımızın keyfi kaçtı.
A nossa filha anda nervosa.
Sen deli baban tarafından yok edilsinler diye Strix'i geride bırakıp bir korkak gibi kaçtın.
Fugiste como um cobarde, deixando que os Strix fossem massacrados pelo doido do teu pai.
İyi doktor o akşam Charlotte'ın senin evinden neden kaçtığını biliyor mu?
"O bom doutor sabe porque a Charlotte fugiu da tua casa naquela noite?"
Bu sebeple gecenin bir yarısı kaçtı.
Foi por isso que ela fugiu a meio da noite.
İyi doktor Charlotte'ın o gece niye evden kaçtığını biliyor mu? Ben biliyorum.
"O bom doutor sabe porque a Charlotte fugiu da tua casa naquela noite?"
Kaçtı!
Ela fugiu!
Yine kaçtı.
Ela fugiu, outra vez.
Muhtemelen ölü oldukları için ya da o sırada ölümüne kaçtığın için Phaedra ve Milo'nun yüzünü tanımamışsındır ama -
Provavelmente não reconheces a Phaedra e o Milo por estares ocupada a salvar a tua vida, mas...
Darhk kaçtı.
O Darhk está desaparecido.
- Mahkûmlar hücrelerinden kaçtı.
Os presos escaparam.
O, kaçtı gitti 50 mahkum da onunla kaçtı.
Está foragido com outros 50 presos, mais ou menos.
Tamam. Darhk hapisten kaçtığında o da kaçmıştı.
Ele fugiu na rebelião do Darhk.
- En azından kaçtığını biliyoruz.
Ao menos sabemos que ele fugiu.
Nereye kaçtığını anlayabilmek için Kuttler'ın sunucusuna falan sızdım ama kendisi dosyaları silmiş bu yüzden dosyalara ulaşamıyorum... -... ama Ravenspur kök dizin vardı.
Invadi o servidor do Kuttler para ver se algo lá diz-nos para onde ele fugiria, limpou o cache, não consigo recuperar nada, mas há um diretório chamado Ravenspur.
Tamam, bak bu tuhaf kaçtı.
Está bem, isso... Isso é embaraçoso.
Ama Brian'dan öç alma konusunda biraz aşırıya kaçtığını düşünüyoruz. - Evet.
Mas achamos que estás a ir longe demais com esta vingança sobre o Brian.
Bu sert kaçtı ama asılsız değildi.
Ele foi desagradável, mas não mentiroso.
İlk kadın oyuncum erkek arkadaşı ile kaçtı.
A minha primeira heroína fugiu com o seu amante.
İkinci kadın oyuncum hamile kaldı. O da kaçtı.
A segunda engravidou e fugiu.
Kaçtığımız sırada bizi hapse atmak için Başlangıç Noktasına geri dönüyordu.
Ela estava a caminho do Ponto de Desaparecimento para nos aprisionar quando nós escapamos.
Arkadaşın çalışmalarımızı yok etmekle kalmadı. Aynı zamanda kaçtı da.
Além de o teu amigo ter destruído tudo aquilo por que trabalhámos, ele também escapou.
Ama Fitz, ben kaçtıktan sonra gedikleri kapattı. Bu yüzden kapıyı açamam. Ama seni MacGyver tarzı çıkarabiliriz.
Antes, preciso de te tirar daí, mas, o Fitz... bloqueou-me depois de eu ter fugido, então, não posso abrir a porta... mas, ainda te podemos tirar daí ao estilo MacGyver.
Deli fişek kaçtı ve kaçak Daisy'den yardım alıyor.
- O que é que se passa? - O acelerado escapou... e está a ser ajudado pela Daisy.
8.Alay'ın çoğu Monmouth Muharebesinde yok edildi. Bir kısmı kaçtı.
Só que a maioria do regimento morreu em Monmouth, mas alguns desobedeceram ordens e fugiram.
Kaçtı da.
Ele fugiu.
- Canım benim. - Kaçtım ben.
Muito bem.