Kaçık traduction Portugais
11,767 traduction parallèle
Şerefsiz herifin kendini feda edecek kadar kaçık olduğunu düşünmemiştim.
Não achei que esse filho da mãe fosse doido para se sacrificar.
Merak etme kaçık yaşlı adam.
Não te preocupes, velhote.
Bir kızın kaçırılacağını, bir generalin kızının kaçırılacağını söyledi.
Ele disse que uma miúda ia ser raptada, a filha do General.
Kız kaçırılmış mıydı?
Ela foi raptada?
Anladık. Beni buraya getirdin çünkü büyükbabanın benim gibi kaç adam mıhladığını göstermek istiyorsun.
Trouxeste-me aqui para me mostrar o quanto o avô lutou por pessoas como eu.
Her birine kaç adet strafor fıstık ilave etmeliyim?
Quanto pés cúbicos de amendoins de esferovite devo adicionar?
Evet. Kızımızın 80 yaşında bir diva ve bir kaç cazcı adamla gitmesine izin vermek verdiğimiz en iyi karardı.
Deixar a nossa filha ir em tournée com uma diva de 80 anos e algumas figuras estranhas do jazz foi a melhor decisão que já tomamos.
Pekâlâ, kaç aylık?
Então, com quanto tempo está?
- Sanırım onu kaçırdık.
Acho que a perdemos.
Bunu sıkıca tutan bir adam olarak çok iyi biliyor ki eğer ucunu biraz elinden kaçırırsa kendini cehenneme döndürür.
Um homem só se controla assim porque sabe que se ele se soltar, não conseguirá escapar do abismo.
Onu elimizden kaçırdık.
- Nós perdemo-la.
Ne yazık ki, kubbe yok olduğunda kasabanın çoğu ölmüştü ve yalnızca bir kaç tane kurtulan vardı.
"Tragicamente, a maior parte da cidade morreu " quando a Cúpula foi destruída, restando apenas alguns sobreviventes. "
"Hey son bir kaç haftadır... bana notlar yazıyordun ve peruk takıyordun... artık o notlardan yazmıyorsun."
"Ei, nas últimas semanas " tens-me escrito recados e usado uma peruca. Agora já não me escreves recados. "
Arastoo'yu kaçıran, telefonun açık olduğunu bilmiyor. Neler olduğunu duyabiliyoruz.
Mas quem levou o Arastoo não viu que a linha está ligada, por isso podemos ouvir o que é que se passa.
Kaç tane daha başarısızlık olması gerekiyor?
Quantos mais falhanços é suposto haver?
Morina balığı bir savurganlık, ama bir kişi kaç tane turta yiyebilir ki.
O bacalhau salgado foi um luxo, mas há um limite para a tarte de galinha que conseguimos aguentar.
Kaç kez öldüğümü ya da ölümün kıyısından döndüğümü biliyor musun?
Sabes quantas vezes já morri ou quase morri?
Çocuk kaçırma, genellikle miras ya da kıskançlıkla ilgilidir.
O rapto de crianças geralmente é motivado por herança ou inveja.
Son birkaç haftada onlarcası kayboldu ve dün gece kızımın kedisi Çörek'i kaçırdılar.
Dúzias desapareceram nas últimas semanas. E ainda ontem à noite, levaram o da minha filha, o "Cupcake".
Sadece... Buraya bunları söylemeye geldim çünkü korkak bir tavuk gibi korkup gelmedin, ve bu yüzden gelmiş geçmiş en tatlı ve iyi kızla tanışma şansını kaçırdın.
Só... vim aqui para dizer que por ser tão covarde em aparecer, nunca terá a oportunidade de conhecer a menina mais doce e genial de todas.
Yeniden çekimler yüzünden düğünü kaçırman yazık olacak.
E que é uma pena que percas o casamento por causa das filmagens.
Balık Yemi kaçışlarda. Yer altına giriyor.
O Baitfish está a mover-se, está a esconder-se.
Telefonun çaldığı o kaçınılmaz anda doruğa çıkıp o üç büyülü sözcüğü söyleyeceğim.
Culminando no momento em que o teu telefone toca e eu digo aquelas palavras mágicas.
Modellik hakkında bildiğim tek şey bir kaç yıl önce, WebMD'nin kısa saç yüzüydüm.
A única coisa que sei sobre ser modelo é que há alguns anos atrás, a foto de herpes do WebMD era minha.
Bu mudur? Bir kaç anahtar yaptırdık, şimdi oturup
Então é só isso?
Buradaki kaç kişi savaşta kılıç kullandı gerçekten? Elini kaldırsın.
Quantos de vós empunharam efetivamente uma espada numa batalha?
- Kaçırdın mı kızı? - Max.
- Raptaste-a?
Işıklar açık ve oradan oraya kaçıp duruyorsun ama artık saklanacak karanlık kalmadı.
As luzes estão acesas, e estás a fugir para lá e para cá, mas não há mais escuridão para te esconderes.
Vay be! Kaç olurdu? Gecede iki üç kelepçe takardık değil mi?
Eram duas, três detenções por noite?
Eğer seksi kızlar gelirse, onlara oğlumun eldiveni olduğunu ve onun kaçırıldığını söyleyeceğim. Eldiven onu hatırlamama yardım ediyor.
Se me perguntarem, digo que é do meu filho, que foi raptado, e é uma recordação dele.
Benim artık o hatayı yapan adam olmadığımı anlaman için kaç kez daha birbirimizin hayatını kurtarmamız gerekecek acaba?
Quantas vezes precisamos de salvar um ao outro até que percebas que já não sou o mesmo?
Hayatımızı kaderden kaçıp fırsatları geri çevirerek harcadık.
nós passamos nossas vidas esquivando do destino e lutando contra as probabilidades,
Eva onu öldüreceği için kaçırdık. Ölmek istediğini söyledi.
Tirámo-lo da Eva, porque ela estava a tentar matá-lo, que ele disse que queria.
Kaç kere yalan söylediğini gösterebilsek keşke. Hayır, mantık işe yaramaz.
Se pudéssemos mostrar-lhes quantas vezes ela lhes mentiu...
Birisi seni kovalıyordu. Sen de kaçıp, kırmızı kapıdan girdin.
Alguém estava a seguir-te e correste até à Porta Vermelha.
Şu anda dünyada kaç kız... neden bahsettiğimi biliyordur?
Quantas mulheres no mundo Sabem do que estou a falar?
Bir kaç kasa kırmışlar ama tek bir şişe şarap almamışlar.
Rebentaram um monte de cacifos, excepto que não levaram uma única garrafa.
Bir kaç ay sonra, bu çatlak gizlendiği yerden çıkıp beni, kadını taşınması için korkutmakla suçladı.
Meses depois, aparece este louco saído do manicómio e acusa-me de tentar assustá-la para ela mudar-se.
Son bir kaç gündür birazcık isteksiz görünüyordun.
Pareceste meio distraída nos últimos dias.
Kötü adamlar kızı kaçırmadan önce kahramanın onu kurtarması gerekiyor.
Herói e heroína farão as pazes, quando incomodares a rapariga como vilão.
Saygısızlık etmek istemem ama aklınızı mı kaçırdınız siz?
Com todo o respeito, perdeu o juízo?
Şu anda dışarıda kaç tane parlak zeka bakımsızlık ve sefalet içinde çürüyor?
Quantas mentes brilhantes haverá por aí, neste momento, a apodrecer na miséria e no abandono?
Adam kızı kaçırdı demiştin.
Pensei que tinhas dito que o tipo tinha raptado a rapariga.
Kendi kızın için kaç kişiyi feda ederdin?
Quantas vidas estarias disposto a sacrificar pela tua filha?
Bil bakalım kaç tanesi hâlâ açık durumda?
Adivinha quantos ainda estão abertos.
O sahaya çıkın ve dünya kaç bucakmış gösterin onlara!
Quero que vocês vão lá fora - e chutem alguns traseiros! - Aqui vamos nós, rapazes!
12 yaşımdayken kız kardeşimin kaçırılmasından beri.
Desde que a minha irmã desapareceu aos 12 anos...
İki kızı da aynı anda kaçırdılar Aaron.
Aaron, levaram as duas miúdas de uma só vez.
Ama kızları kimin kaçırdığını biliyorum.
- Não. Mas sei quem as levou.
Kızları kaçıran grubun işi olmalı.
Deve ter sido o mesmo grupo que levou as miúdas.
Şüpheli bir FBI ajanının kızını kaçırmanın başına felaket getireceğini biliyordu.
Estavas a fazer o teu trabalho, Kate. O suspeito sabia que levar a filha de uma agente do FBI ia trazer uma tempestade sobre ele.