Kenneth traduction Portugais
1,044 traduction parallèle
Sör Kenneth Clarke, greve son verecekse resimlerle konuşabileceğini söyledi.
Sir Kenneth Clarke disse que falará com qualquer quadro desde que isso ajude a acelerar o fim da greve.
Ve karşısında Sir Kenneth Clark.
E Sir Kenneth Clark.
Sir Kenneth Clark sekiz saniyede yere düştü.
Sir Kenneth Clark foi ao tapete em 8 segundos.
Ve Jack Bodell Sir Kenneth Clark'ı birinci rauntta devirdi.
Jack Bodell derrotou Sir Kenneth Clark logo no primeiro assalto.
Kenneth Sperry, Gözetleme ve Yasal Konumu hakkında konuşacak. "
Kenneth Sperry irá falar sobre "A Vigilância e a Lei".
- Kenneth H. Dahlberg.
- Kenneth H. Dahlberg.
Ne olduğunu bilmiyorum. Kenneth H. Dahlberg diye birisi var. New York Times'dan önce onu bulmamız gerek.
Não sei o quê, mas algures existe um tal Kenneth H. Dahlberg... e temos de o apanhar antes do New York Times.
Kenneth H. Dahlberg.
Kenneth H. Dahlberg.
Dahlberg, Kenneth H. Dahlberg hakkındaki makaleleri isteyen sizdiniz değil mi?
Era você que queria artigos... - sobre Kenneth H. Dahlberg? - Sim.
Kenneth Dahlberg?
- Kenneth Dahlberg?
Az önce Bay Dahlberg'le konuştum, kendisinin Midwest Finans Başkanı olduğunu söyledi.
Falei com Kenneth Dahlberg, o presidente das finanças do centro.
Kenneth, kabine postalığı için genç sayılmaz mıydı?
Kenneth, ele não será um tanto novo para um cargo governamental?
Kenneth bu bir kabus olmalı!
- Isto é um pesadelo, Kenneth
Kenneth Marshall ve bu da karım Arlena.
Eu sou Kenneth Marshall e esta é a minha esposa Arlena.
Kenneth, seni gördüğüme o kadar sevindim ki!
Oh, Kenneth, como estou feliz em vê-lo!
Kenneth, bu gerçekten büyük bir sürpriz oldu! bana adanın zarif ev sahibi olduğundan bahsettiğinde Daphne Castle olabileceği aklımın ucundan bile geçmemişti!
Kenneth, quando você disse que a proprietária deste hotel era uma velhinha, nunca pensei que era o castelo da Daphne.
Eğer yeterli adamın yoksa Kenneth bavulları kendi taşıyabilir.
Caso os empregados tenham faltado, Kenneth pode levar a bagagem.
Nasılsınız? Ben Kenneth Marshall.
- Prazer, sou Kenneth Marshall.
Günaydın Kenneth!
Bom dia, Kenneth.
Zavallı Kenneth, nerden de buluyorsun?
- Pobre Kenneth está preocupado.
Her neyse o toplantı bu sabahtı. On bir buçukta. Tam buraya yüzümü yıkamaya çıkmadan önce.
De qualquer modo, a reunião foi, esta manhã, às 11 : 30, mas antes eu passei aqui, e vi que o Sr. Kenneth estava ocupado, portanto eu não o quis incomodar
Özür dilerim Kenneth neredeyse senide bulaştıracaktım.
Desculpe-me, tê-lo feito entrar nessa situação.
Horace Blatt temize çıkmışsa ve Kenneth Marshall'da yapmamışsa ve... ben de yapmadım elbette... Patrick Redfern temize çıkmışsa ve Myra Gardener'da temize çıkmışsa çünkü oda Patrick'in yanındaydı. Geriye sadece küçük bayan ürkek kalıyor değil mi?
É claro que, se não fui eu, nem Sir Horace, nem Kenneth, nem Patrick Redfern, nem Myra Gardener, então tem de ser a Sra. Cringe, não?
Şimdi aynı anda Myra ve Patrick buradaydı. Linda ve Christine buradaydı.
Linda e Christine estavam aqui, Kenneth aqui, e eu na minha reunião.
Kenneth buradaydı ve... ben de personel toplantısındaydım. Bu yüzden dahi köşe yazarımız... olmak zorunda.
Deve ser o nosso famoso colunista.
" Doğru olanı yapıyorsun Kenneth.
" É a decisão certa, Kenneth.
Ne yapıyor?
- O que estará ele a fazer, Kenneth?
Kenneth'le takılmıyor.
Ele já nem anda mais com o Kenneth.
Kenneth, bu senin fıkrindi.
Kenneth, esta ideia foi tua. Que tal pagares tu?
Ama seninle aramı düzeltmek zorundayım.
Mas, Kenneth... Kenneth, é contigo que tenho que resolver as coisas.
Evime bok attın!
- Kenneth... Mandaste merda à minha casa!
- Biliyorum Kenneth.
- Eu sei, Kenneth.
Kenneth Wurman, Patty'le mi? Mümkün değil!
- O Kenneth W. com a Patty?
Kenneth solucanı Ronald Miller numarası çekiyor.
O Kenneth minhoca está a tentar ser outro Ronald McDonald Miller.
Onu bırak yoksa top attığın kolunu kırarım!
- Tira as tuas mãos do Kenneth... ou parto-te o braço... o teu braço de lançar!
Kenneth seni aldı. 12 sokak boyunca seni hastaneye taşıdık.
O Kenneth pegou em ti... e carregou contigo durante 12 quarteirões até ao hospital.
Ama kimse satın almaya çalışmıyor.
Mas o Kenneth... ele não está a tentar comprar ninguém.
Sayın Yargıç, Kenneth Joyce'u çağırıyoruz.
Sr. Dr. Juiz, a Acusação chama Kenneth Joyce.
- Kenneth Joyce.
- Kenneth Joyce.
Kamu davası Kenneth Joyce'a dayanıyor.
A Acusação apoia-se em Kenneth Joyce.
Kenneth Joyce neden tanıklık etti?
Porque depôs Kenneth Joyce?
Kenneth Joyce bir tecavüz izlediğini Ve oradaki herkesin izlediğini söyledi.
Ele disse-vos que assistiu a uma violação assim como toda a gente naquela sala.
Kenneth Joyce.
Kenneth Joyce.
Kimin bağırdığı Kenneth Joyce için önemli mi sizce?
Acham que importa a Kenneth Joyce quem gritou?
Bir tecavüz izleyip hiç bir şey yapmayan suçlu Kenneth Joyce O odadaki herkesi suçlayarak kendisini kurtaracak.
E Kenneth Joyce - que é culpado, assistiu à violação e não fez nada - limpa-se, condenando todos os que estavam na sala.
Bay Paulsen, Kenneth Joyce'un orada Tecavüz olduğunu anlayan tek kişi olduğuna Ikna etmeye çalıştı.
O Sr. Paulsen tentou convencer-vos de que o Kenneth Joyce era a única pessoa na sala que sabia que a Sarah Tobias estava a ser violada.
Şimdi Kenneth Joyce'u gördünüz.
Mas viram o Kenneth Joyce.
Joyce'un bu üç adamın görmediğini gördüğüne inanıyor musunuz?
Acham que o Kenneth Joyce viu o que aqueles três não viram?
Günaydın Kenneth!
- Bom dia, Kenneth.
Ama karşı takımın tarafında oturuyoruz.
- Nós vamos aos jogos todos. E sentamo-nos na secção dos visitantes, Kenneth, na nossa própria escola.
Bırak da açıklayayım.
Hei, Kenneth. Deixa-me explicar.