Kenny traduction Portugais
2,655 traduction parallèle
Kenny'yle.
Com o Kenny.
Parayı Kenny veriyordu hani?
Não foi o Kenny que lhes pagou?
Kenny.
O Kenny!
Kenny de yesin.
- que se lixe o Kenny e tu também.
Merhaba millet, Marv Albert, Kenny "Jet" Smith "Çar" Mike Fratello ve hava atışına sadece birkaç dakika kaldı.
Olá a todos e estamos a pouco tempo do inicio do jogo
- Bay Kenny...
Sr. Kenny...
Bay Kenny'nin aksine sen yardıma muhtaç değilsin çünkü.
Ao contrário do Sr. Kenny, você não é um caso de caridade, pois não?
Ben Georgia Kenny.
Sou Geórgia Kenny.
- Kenny, kes şunu!
- O suspeito continua a monte... - Kenny, pára!
Kenny?
Kenny?
Kenny.
Kenny.
Kenny, bi'sus artık.
Kenny, dá-me um descanso.
- Kenny Welchman.
- Kenny Welchman.
Kenny, ona battaniyeyi uzatır mısın?
Kenny, cobre-a?
Kenny, ne yapıyorsun?
Kenny, o que estamos a fazer?
Bu yaptığımız doğru mu sence, Kenny.
Diz-me que estamos a fazer a coisa certa, Kenny.
Kenny, eve gitmek istiyorum.
Kenny, quero ir para casa.
Kenny G olmadan nasıl alış veriş yapabilirim?
Como vou fazer compras sem o meu Kenny G? !
Kuzeye gideceğiz, Kenny ve Andy de güneye gidebilir.
Nós vamos para norte, o Kenny e o Andy podem ir para sul.
Keşke şaşırdığımı söyleyebilsem Kenny.
Gostava de dizer que não fiquei surpreendida, Kenny.
Kenny Loftus.
Kenny Loftus.
Dinle Kenny, aç mısın?
Escuta, estás com fome, Kenny?
Kenny, sana karşı net olmayı deneyeceğim, tamam mı?
Kenny, vou tentar ser-te directo, está bem?
- Hey, Kenny.
- Olá, Kenny.
Kenny, otur.
Kenny, senta-te.
Yazık olmuş, Kenny. Çünkü sende top çalıcı kumaşı var.
É pena, Kenny, porque és um bloqueador nato.
Kenny, bak, diğer insanların, senin için ne düşündükleri hakkında, endişe edemezsin.
Kenny, não te podes preocupar com o que as outras pessoas pensam de ti.
Hey, Kenny.
Kenny.
Kenny gerçekten bir başına yaşıyor, biliyor musun?
O Kenny vive basicamente sozinho.
- İyi iş, Kenny.
- Bom trabalho, Kenny.
Kenny ve ben, kutlama yapacağız.
Bem, eu e o Kenny vamos celebrar.
Aferin, Kenny.
Bom trabalho, Kenny.
Adım Kenny Turner.
Chamo-me Kenny Turner.
Kenny, bu elinde tuttuğun sana ait kılıcın cinayet silahı olduğu ortaya çıktı.
Kenny, parece que a espada que tinhas em tua posse é a arma do crime.
- Kenny, hemen buradan gitmelisin.
- Kenny, tens de sair já daqui.
Kenny? Daha önce Sakiru diye bir kelime duydun mu?
Kenny, alguma vez ouviste a palavra Sakiru?
Kenny, babanın onlarla bir ilişkisi olabilir mi sence?
É possível, Kenny, que o teu pai tivesse algum negócio com eles?
Bakanlığı kontrol ettik, ve Kenny'de de evlatlık olduğunu belgeleyen evrak yok. Ve o bir Japon.
Verificámos no Departamento de Estado, e o Kenny não tem quaisquer papeis de adopção e tem descendência japonesa.
Kenny ile Yamada'nın bir alakası olduğunu mu düşünüyorsun?
Achas que o Kenny e o Yamada são da mesma família?
Kenny, babandan biraz bahseder misin?
Kenny, fala-me do teu pai.
Kenny, babanın uyuşturucu ve kumar işine bulaşmış olma ihtimali var mı?
Kenny, é possível que o teu pai estivesse envolvido com drogas ou jogo?
Senden örnek alacağız Kenny.
Apenas para ires buscar as tuas coisas Kenny.
Ve bunu yapacağım Kenny.
E vou tratar, Kenny.
DNA'n Kenny Turner'ın babası olduğunu doğruluyor.
O seu ADN tem correspondência paternal com o Kenny Turner.
Kenny'yi başkasının büyütmesini istemedin mi?
Não queria que ele educasse o Kenny como se fosse filho dele?
Çünkü Kenny benim oğlum.
Porque o Kenny é meu filho.
Sen ve Yamada Kenny'nin biyolojik anne babası mısınız?
A senhora e o Yamada são os pais biológicos do Kenny?
Evet. Kenny nihayet güvendeydi.
O Kenny estava finalmente seguro.
O zaman sizi bugün Kenny'yi Yamada'dan önce almayı denediniz öyle mi?
Então, hoje, estava a tentar chegar até ao Kenny antes do Yamada?
Kenny'ye Sakiru'yu çok matah bir şeymiş gibi gösterecekti, tıpkı bana yaptığı gibi.
Ele vai atrair o Kenny a ser Sakiru, tal como fez comigo.
ben Kenny Turner'ı kaçıramazdım.
Não podia raptar o Kenny Turner.