Kfc traduction Portugais
78 traduction parallèle
Karnın açsa, seni KFC'ye götürüp, iki parçalı menü ısmarlarım.
Se tens fome, levo-te ao KFC para comeres dois pedaços.
- KFC'de çalışıyorum.
- Trabalho nos frangos Kentucky.
Antika videolarım ve bir kova fosilleşmiş tavuk budum var ve 50 milyon dolar değerinde ançuezim.
Tenho os meus vídeos antigos e o meu balde de KFC fossilizado e uma lata de anchovas de 50 milhões de dólares.
Kentucky Fried Chicken'ını ve pırıl pırıl balinasız denizlerini özleyeceğim.
Vou ter saudades do vosso KFC e dos mares brilhantes sem baleias.
Hiç KFC'yi duydunuz mu?
Já ouviu falar de K.F.C.?
KFC mi?
K. F. C.?
Mickey D's, Chuck E Cheese, KFC?
Mickey D's, Chuck E. Cheese, KFC?
"KFC" ve "ATV"... "
VUE! E ATV, KFC...
- Bu parti berbat. Hadi KFC'ye gidelim.
- Esta festa é de mulheres.
Yeniden ısıtılmış Kentucky tavuk kızartma.
KFC reaquecido.
Sıcak bir duş, maç izlemek. Bir kova kızarmış tavuk, püre ve ekmek.
Um duche quente, ver o jogo, um balde de KFC, puré de batata, bolachas.
- Onlar en iyi horozlarım.
KFC. - São as minhas melhores aves.
Tatlım, Kentucky hala açık mıdır?
Querida, acha que o restaurante KFC ainda está aberto?
Ama çoğu zaman Hardee'nin Burger King-Taco Bell-KFC Chevrolet'si harikaydı.
Mas aparte disso, o Chevrolet Hardee-Burger King-Taco Bell-KFC é fantástico.
Babam, bir defasında altı tane KFC yedi ve üç gün uyumadı.
O meu pai uma vez espancou 6 empregados do KFC e ele não dormia há 3 dias.
- Mikrodalgada tavuk var.
- Há KFC no microondas.
Neden hiç KFC'yi filan araştırmıyoruz?
Por que é que nunca investigamos num KFC ou coisa do género?
- KFC'ye ne dersin?
- E que tal o KFC?
KFC'ye gidelim.
Vamos para o KFC.
- Ve KFC, Wendy's, Popeyes ve Taco Bell'in birleşiminden fazla Mc Donald's var.
E existem mais McDonald's do que KFC, Wendy's, Popeye's e Taco Bell's todos juntos.
Sevgili Rabbim bebek İsa ya da güneyli kardeşlerimizin deyimiyle Jesús sana bu cömert nimetler için teşekkür ederiz. Domino's, KFC ve daima lezzetli Taco Bell.
Querido menino Jesus ou como os nossos irmãos ao sul te chamam, Jesús agradecemos-te muito por esta boa colheita de Domino's, KFC e o sempre delicioso Taco Bell.
KFC var, IHOP var...
Tens o, o K.F.C., o IHOP.
Kentucky Fried Chicken'da da öyle.
Sim, ou na KFC. - Que mais?
Üzgünüm, adını bilmiyorum, ve Kentucky Fried Chicken`daki adama benziyorsun.
Desculpa, não sei o teu nome, e pareces aquele gajo do KFC.
Albay'dan * yeni ürün :
Nova receita KFC :
KFC'den kemiksiz kanat sipariş ediyorum...
Encomendei frango da KFC.
Arby's, K.F.C.
Arby's, KFC.
Ve akşamdan kalma birisiyle, regl haftasındayken ve iki mikrop kapmış dövmeye rağmen Dodge'un anaokulu başarısı için Joy hâlâ KFC'den 5 kova getirtebiliyordu.
E, até mesmo com uma ressaca, TPM e 2 tatuagens infectadas, a Joy conseguiu trazer 5 potes de KFC, para o fim-de-ano do jardim de infância de Doge.
KFC "Göbek Salatası" yapar...
A KFC faz Cole Slaw...
Ee, sirk bisikletine binen bir adam ve KFC gördüm.
Vi um tipo num monociclo. Vi um KFC.
Ayrıca, KFC tavuklarının tarifi.
Mais a Receita Secreta do Coronel.
Evet, şunu dinle : Biri KFC'de çalışıyormuş. Şaka yapmıyorum.
Mas a gaja que trabalhava no KFC, a sério, cheirava a frango frito.
Kentucky Fried Chicken ( KFC ) mıydı?
O Kentucky Fried Chicken?
Düşünüyordum da, öğlen Kentucky Fried Chicken yiyelim.
Estava aqui a pensar, vamos almoçar ao KFC.
- KFC.
- KFC.
Öğrencilerin çoğu KFC'de çalışırlar ama sen para kazanmak için Il Picador'da masaları donatmışsın.
A maioria dos estudantes fritam frangos no Kentucky Fried Chicken, mas serviu mesas no Il Picador para se sustentar.
Bence bunlar KFC ile ciddi bir rekabet içinde.
Acho que esta espelunca é melhor e mais barata que o KFC.
Çatı katında Kentucky Fried Chicken... -... açtıracağım.
- Vou colocar um KFC no teu telhado.
Ne oldu, KFC iflas mı etti?
O quê, o KFC foi à falência?
Sokağın karşısındaki KFC'de üstünü değiştirmek yoktu.
Não nos trocamos na casa de banho do KFC, do outro lado da rua.
İşte bu yüzden Mike'ı KFC'ye gönderdim.
É por isso que o Mike foi ao frango frito.
Bu Taco Bell, KFC karşıda.
Aquele Taco Bell, na esquina de KFC.
"Colonel's Special Recipe" nin yanında harika gider.
Cai muito bem com a receita especial do coronel. ( frango frito - KFC ).
Birlikte bir KFC bayisi açalım bence.
Acho que deveríamos abrir um franchise da KFC juntos.
Bin şu arabaya! KFC'den nefret ediyorum.
Odeio o KFC.
Elliot Evans'ın ailesi boşandı ve babası her geceyi KFC'de geçirdi.
Os pais do Elliot Evan separaram-se e o pai passava as noites no KFC.
O kadar fakirdik ki, KFC'ye gidip başkalarının tavuklarını yerdik.
Eu cresci tão pobre que costumávamos ir ao KFC, e lambíamos os dedos das outras pessoas. Porque não podíamos comprar o frango. Sabe...
Hank, alınma ama bence çok aşırı zorluyorsun. Adamın buluşma yeri olarak KFC'yi seçmiş olsaydı Colonel Sanders'la masaya oturduğunu düşünmezdin, değil mi?
mas acho que estás a delirar. não presumirias logo que ia falar com o Coronel Sanders.
Chris, Ansel, biraz KFC yiyecek kadar aç mısınız?
Chris, Ansel! Têm fome para um K-Fry-C?
- KFC'de.
- Na KFC.
KFC aldım.
Trouxe frango!