Kiralık traduction Portugais
2,577 traduction parallèle
Kiralık katili kendin mi tuttun yoksa bu görevi Landale'e mi bıraktın?
Foi você quem contratou o assassino, Ou deixou a Landale fazer isso?
Daha çok kiralık gibi çalışırmış.
Está mais para um contratado.
Kiralık katilmiş.
E era comum fazer segurança.
Ya da direk Casey Freed'e onu havaalanından neden bir kiralık katilin aldığını sorarız.
Ou podíamos perguntar ao Casey Freed porque um assassino de aluguer foi buscá-lo no aeroporto.
Eminim kiralık arabaya verdiğim para boşa gitmez.
- SE CONSEGUE LER ISTO, NÓS VAMOS APINHÁ-LO! Caramba, vou mesmo aproveitar todo o dinheiro que paguei pelo aluguer do carro.
Hayır, sanırım öldürdüğüm kişi bir kiralık katildi.
- Acho que foi contratado.
Kiralık katilin cep telefonu bende.
Tenho o telemóvel do tipo.
Kiralık bir şoför kapıya gelecek.
É um motorista particular, ele vai bater à porta.
O aranan bir kiralık katil.
É um assassino profissional procurado.
Kiralık arabanın parası kişisel hesaptan verilmiş. Altındaki imzanın sahibi...
O carro alugado foi pago por intermédio de uma conta privada e a assinatura pertence a nenhum outro, além de...
Brighton sahilindeki La Cosa Nostra'ya ait bir kiralık katil kendisi.
Ele era um criminoso da La Cosa Nostra - em Brighton Beach.
Bu kiralık katilimizin cesedi.
É o corpo do nosso assassino.
Kiralık kasadan daha iyidir bence.
É melhor que um cofre, suponho.
John Perkins nam-ı diğer "ekonomik kiralık katil" on yıllarca süren tecrübesinden, bankaların, şirketlerin ve devletlerin gizli anlaşmalarının dünya çapında devletleri nasıl ele geçirdiğini biliyor.
John Perkins é um homem que sabe, por décadas de experiência, como os chamados "assassinos econômicos" e os conluios entre os bancos, as corporações e o governo, tem tomado o controle de países por todo o mundo.
Yozlaşmış polis mi? Kiralık katil mi?
Um polícia corrupto, um mercenário?
Bunlar gelen ziyaretçiler için kiralık odalardır.
São cabanas de aluguer para turistas.
Tabi üstünde büyükanne Charlotte'ın saati ya da Lauren Teyze'nin madalyonu ya da kiralık bir Harry Winston gerdanlık varsa. Eh, bunların kaç para edeceğini kim bilir?
Claro, se você tem o relógio da avó Charlotte, o cadeado da tia Lauren, ou um colar alugado da Harry Winston, quem sabe quanto é que valem?
Kiralık olduğunu öğrendiğimde kızmış mıydım?
Se me irritei quando descobri que era alugado?
Kiralık katil mi?
Da Al-Qaeda?
Çünkü çocuğunuz kiralık bir araba değil.
A vossa filha não está para alugar.
Sung Paek adına kiralık bir arabaymış.
Alugado em nome de Sung Paek.
Zengin bir kızın DNA'sına sahibim. Seninle kiralık bir evde yatakta uzanıyor ve akşam yemeğim 3 kuruş olsa dahi. "Kestane" ve ben eski paralılardanız.
Tenho o ADN duma miúda rica, embora durma contigo numa casa alugada e tenha pago o jantar de hoje só com moedas, o Chestnut e eu pertencemos a famílias com dinheiro.
Biliyor musun, belki gelecek sefere birisini, Brooklyn'den buraya, zehirli, Rus malı, kolonyaya batırılmış kiralık bir kürkle 8 km at sürdürmeden önce,... film endüstrisinin atlar için dahi yaş ve sınıf ayrımcılığı yaptığı konusunda daha açık olursun.
A próxima vez que deixar alguém fazer 8 kms pelo Brooklyn, embrulhada num casaco de peles a tresandar a colónia tóxica russa, devia saber que o mundo do cinema, até para os cavalos, é elitista e preconceituoso com a idade.
Haydut devletlere ve terörist gruplara yardım eden kiralık bir silah.
Um assassino de aluguer que facilitava as coisas para países corruptos e grupos terroristas.
Kiralık bir katil ise belirli bir düzene göre hareket eder.
Uma série de assassinatos por encomenda criam um padrão.
Hâlâ kiralık katil olmadığını mı düşünüyorsun?
 - O que disses-te?
Kötüsü ise o bir kiralık katil ya da bir paralı asker olabilir.
Mas ele pode ser um assassino profissional ou mercenário.
Bir yere ihtiyacın olursa kiralık bir odam var.
Estava a pensar, se precisar de poiso, tenho um quarto para alugar.
Aslında kiralık.
Na verdade, é subalugado.
Şu kendini kandıran dalkavuk kiralık yazarın şerefini koru.
Defende a honra daquele falhado bajulador e alucinado.
İçinde kiralık kasa olan ufak bir ofis.
É uma salinha com um cofre.
Bu gazetenin saygınlığını, kiralık bir vali için asla tehlikeye atmam.
Nunca comprometeria a integridade do jornal pelas prioridades políticas de um fantoche corrupto!
Adam kıyametten iki hafta önce kiralık katil tutmuş.
O homem cometeu suicídio através de homicídio duas semanas antes do apocalipse.
Nasılsa, kendini öldürmesi için kiralık katil tutan hoş bir kamyoncunun geri dönmesiyle biraz gidebilecek kadar şanslıydık böylece bu şeyle bağışlanmış olduk... Ulaşımın böyle güzel biçimi işte.
No entanto, tivemos a sorte de apanhar boleia com um camionista muito agradável, que, parece que tinha contratado um homem para ajudá-lo num suicídio, concedendo-nos assim este este lindo meio de transporte.
Bak, harcanabilir kiralık tetikçilerle ilgilendiğim falan yok, alınma.
Não estou interessado numa fraternização, sem ofensa.
Kiralık bir adam için fazla sadakat!
Para assassino contratado, és muito leal!
Kendine Bill Smoke adını veren bir kiralık katil.
- Um assassino, Fumaça Bill...
Evet, bir kiralık kasam olacaktı.
Tenho aqui um cofre guardado.
Taksiyle havaalanına, havaalanından taksiye, oradan trene ve kiralık arabaya.
Foi de táxi para o avião, de táxi para o comboio e para um carro alugado.
Birinci sınıf bir kiralık katil dışarıda dolaşıyor, biz pasta yiyoruz.
Anda aí um serial killer de primeira, mas nós comemos tarte...
Bunu da anlıyorum ama bu insanlar posta ofislerindeki kiralık kasaları kullanıyorlar.
Compreendo, mas trata-se de pessoas que usam endereços falsos.
Derek ben bir dedektifim, kiralık katil değil.
- Derek... Sou detective, não sou nenhum assassino.
Kolluk kuvvetleri bugün eyalet tarihininin en kötü şöhretli kiralık katillerinden birini yakaladı.
As autoridades prenderam um dos mais conhecidos assassinos a soldo, da história do Estado.
Kiralık bir daireye kiracısı içerideyken... yasal olmayan bir şekilde girdiğinin farkında değil misin?
Não sabe que é ilegal entrar nos apartamentos quando o inquilino está?
Diğeri, yakınlarda bir kiralık evde.
A outra numa barraca perto dali.
Kiralık evde.
Na barraca.
Kiralık ev bakıyorum.
Vim ver um apartamento.
O dragonu kendin mi öldüreceksin, yoksa kiralık babandan yardım mı isteyeceksin?
Vais matar o dragão sozinho ou o teu pai de aluguer vai ajudar-te?
Onlar kiralık.
Isto é alugado!
Göran Andersson'un Stokholm'de temasa geçebileceği kişileri kontrol etmek. Nerede kalabileceğini bulmamız lazım. Otelleri ve kiralık odaları kontrol edin.
E... e... eu sinto muito a tua falta
Artık daire mi kiralıyorlar?
Estão a arrendar apartamentos? O senhorio diz que ele está cá há uns meses.