Kişilik traduction Portugais
4,760 traduction parallèle
Yedi kişilik bir listem var.
Tenho uma lista de 7 nomes.
5 kişilik grup hesabı. Gitmelerini istemeyiz.
É uma conta de cinco mil dólares, e não quero que saiam sem pagar.
Bir kişilik daha yer var mı?
Há lugar para mais um? Não, não.
Özellikle toplanmış sekiz kişilik bir takım.
Uma equipa de oito homens, escolhidos a dedo.
Herkesi üç kişilik takımlara bölmüş.
Ele dividiu todos em 2 equipas de 3.
İki kişilik bir ekip tüm tesisi arasın.
Quero duplas a revistar em todos os lados.
Kendi oda arkadaşlarımızı seçebiliriz hatta üç kişilik bir oda alabiliriz!
Podemos escolher os nossos colegas de quarto, podíamos... podíamos arranjar um quarto para três!
Jane içlerinden birinin Red John olabileceği 7 kişilik bir liste çıkardı.
Jane descobriu que o Red John é um entre sete homens.
Aslında Lily'nin erkekleri o an, New York'a tek bir uçuş olduğunu sadece tek kişilik yer kaldığını ve uçağın, havaalanının öteki ucunda olduğunu öğrenmişti.
Na verdade, os rapazes da Lily tinham acabado de saber que havia apenas mais um voo para Nova Iorque e com um só lugar vago. E era no outro lado do aeroporto.
Üç kişilik standart bir güvenliği var.
Escolta padrão de três homens. - Alex, a tua vez.
Sen ve 12 kişilik bir masa, tarihten herhangi birileriyle.
Tu e uma mesa de 12, qualquer um da história.
Şöyle de açıklayabilirim, ben kişilik bozukluğunun somutlaşmış hâliyim.
Suponho que se pode dizer que sou... a encarnação viva dum transtorno de personalidade dividida.
Bir kabiliyetin ve kaliten var, buralarda çok değer verdiğimiz kişilik özelliklerin var.
Uma aptidão e uma qualidade. Vestígios de personalidade que apreciamos muito aqui.
Yarın akşam 8 için Savoy'da iki kişilik rezervasyon yaptır.
Faz uma reserva, amanhã às 20h00 para dois no Savoy.
Ama diğerleri için bu sorular cevapsız kalır. Bir kişilik iyi korunan bir sır olduğunda tam olarak tanımlanamaz.
Mas, para outros, essas perguntas permanecem sem resposta... pois uma identidade pode não ser totalmente definida... quando se trata de um segredo escondido.
Bu bilet tek kişilik.
Mas só há uma passagem.
Göz önünde ama saklı olacaktı ve 50.000 kişilik enerji tüketecekti.
Tinha de ser escondida de todos. E gerar energia para 50 mil pessoas.
Yaklaşık 20 kişilik silahlı muhafızı var.
- Até 20 pistoleiros.
Ve ben de çok şeyden korkan kişilik izlenimi bırakmıyorsunuz...
E vocês não parecem ser cobardes.
Londra Filarmoni Orkestrası, Mahler'in 3. senfonisi için balkondan 4 kişilik bilet.
Quatro camarotes para a Filarmónica de Londres a tocar a 3ª de Mahler.
Narsistik Kişilik Bozukluğunun klasik göstergeleri.
Indicadores clássicos, de um Transtorno de Personalidade Narcisista.
Bu kişilik artık evin salonunda olacak.
E agora sentir-me-ei sempre em casa num saloon.
Mezarlıktan çift kişilik yer ayırtmadan sana bir şey hatırlatayım.
Bem, antes de terem parcelas juntas no cemitério, deixa-me lembrar-te uma coisa.
- İki kişilik masa mı?
- Mesa para dois?
Ve bir masa vardı. Şarap bardakları ve mumlar... Ve 8 kişilik yemek vardı.
E vi uma mesa... com copos de vinho, velas... e pratos postos para 8 pessoas.
Kişilik olarak severim, ya da en azından severdim. Ancak kızın hayatın mahvetmesini izlemekten yoruldum. Yetti artık.
Pessoalmente gosto dele, pelo menos gostava, mas estou mesmo cansada de o ver estragar a vida dela.
Aslında 10 kişilik bir asker gurubuyla, 3 aylığına toprağa gömülüydüm.
Por acaso, estive incorporado num grupo de cerca de 10 soldados durante um período de cerca três meses.
Uçak iki kişilik.
O avião só tem dois lugares.
4 belki de 5 kişilik bir ekip.
Um grupo de 4, talvez 5.
Bu oyun iki kişilik domuz herif!
Já chega! Muito bem, gorducho, podem jogar dois esse jogo.
Ona ihtiyacın olursa diye sadece'kişilik tanığı'olarak burada olduğu söyledi.
Ele diz que está aqui como testemunha de carácter, se precisar.
Yirmi kişilik yiyeceğimiz var.
Temos comida para 20 pessoas.
Bu iki kişilik bir operasyon.
Só vai resultar com duas pessoas.
Muhterem kişilik.
- Sal da Terra.
- Hâlâ bir kişilik yeriniz var mı?
- Há espaço para mais um?
Üç kişilik ekspresso içtikten sonra sıçarsan, o anlama geliyor.
"Decafecar" é evacuar a chávena de alguém após três expressos.
- Tek kişilik mi yoksa grup eylemi mi?
- Individual ou de um grupo?
Altı kişilik bir takım.
Confirmado 6 indivíduos.
Onu çığlıkçı bir kişilik olarak karakterize edebilir misiniz?
Caracterizá-lo-ia como um homem que berra muito?
Bir zalim, önemsiz ya da intikamcı bir kişilik olarak?
Um tirano? Mesquinho e vingativo?
- Buyurgan kontrol manyağını gizleyen neşeli kişilik!
Personalidade alegre a mascarar uma mandona!
Mp5'lerden taşıyan iki kişilik saldırı ekibi miydi?
Eram dois tipos com MP5Ks?
- Dört ana çıkış noktalarına altı adet iki kişilik SUV jeeplerinden yerleştirdim.
- Está bem. Há 6 veículos posicionados nas principais rotas de extracção.
Halüsinasyonlar ve kişilik bozuklukları boy gösterdiğinde arkadaşlığınızı iyice sıkılaştırmak durumunda kalacaksınız zaten.
Terão muito sobre o que falar, assim que a demência e as alucinações começarem.
Muse'u arayıp rezervasyonu üç kişilik yapayım.
Eu ligo para o restaurante e peço mesa para três.
'Kişilik'
- Episódio 19 "Identidade"
Sana tek kişilik bir hücre ayarladım.
Arranjei uma cela só para ti.
Başlı başına bir kişilik.
É a personificação de si mesmo
Ben tek kişilik bir orduyum.
E eu sou um exército de uma mulher só.
İki kişilik bir iş bu.
É um trabalho para duas pessoas.
- iki kisilik masa?
- Mesa para dois?