Kişisel bir şey değil traduction Portugais
363 traduction parallèle
Kişisel bir şey değil. Sadece...
Não é nada pessoal, é só que...
Kişisel bir şey değil Bay Parrish... ama aramıza katılıp da özel meselelerini halletmek için... yasalardan yararlanmaya çalışan yabancılara pek sıcak bakmıyoruz.
Não é nada de pessoal, Sr. Parrish, mas nós não aceitamos muito bem que venham forasteiros... tentar usar a nossa lei para resolver os seus rancores privados.
Kişisel bir şey değil.
Näo é nada de pessoal.
Durun bakalım. Bu kişisel bir şey değil.
Vá lá, não tome isto como pessoal.
Kişisel bir şey değil, sadece... bir şeylere alışacaksın..
Bom, não é nada pessoal, só que... Um homem habitua-se às coisas.
- Kişisel bir şey değil
Não leve a peito. - Luz vermelha no sistema EPS.
Ama kişisel bir şey değil.
Eu estou a chamar-te bebé, mas não é nada pessoal. Senta-te.
- Kişisel bir şey değil tabi.
- Nada de pessoal, claro.
Kişisel bir şey değil.
Não é nada de pessoal.
Kişisel bir şey değil.
Nada de pessoal...
Kişisel bir şey değil.
Não teno nada contra ti.
Kişisel bir şey değil.
Não é nada pessoal.
" Bu kişisel bir şey değil, anlarsın, ama yapılmak zorunda.
"Não é nada pessoal, entendes? Mas tem de ser feito".
Kişisel bir şey değil.
Nada pessoal.
Bu kişisel bir şey değil.
- Não é nada pessoal, Artie.
Bu kişisel bir şey değil.
Não tem nada de pessoal.
Kişisel bir şey değil ama polis tarafından aranıyorsunuz.
Não tenho nada contra vocês, mas andam fugidos.
Kişisel bir şey değil.
Nada pessoal ou lógico.
Bu, kişisel bir şey değil, fakat...
Não é nada pessoal, é só...
Seni merak ettik.Kişisel bir şey değil.
Estávamos preocupados contigo.
Delirdiğin içn üzgünüm, ama bu kişisel bir şey değil.
Homer, desculpa se estás zangado comigo, mas isto não é nada pessoal.
Bak, kişisel bir şey değil.
Olha, não é nada pessoal.
- Kişisel bir şey değil, George.
- Sim, daqui a um minuto.
Yani, kişisel bir şey değil.
Não tem nada de pessoal.
Bak, kişisel bir şey değil, ama şimdi, kimseye güvenecek durumda değilim.
Escuta, não é nada pessoal, mas neste momento, eu não posso confiar em qualquer pessoa.
Bu kişisel bir şey değil.
Isto não é pessoal.
Kişisel bir şey değil.
Nada de pessoal.
Üzgünüm. Kişisel bir şey değil.
Desculpe, não é nada pessoal.
Kişisel bir şey değil,... sadece bu gemiyi senden daha iyi tanıyorum.
Nada pessoal, apenas conheço melhor esta nave.
Kişisel bir şey değil.
Isto não é pessoal.
- Kişisel bir şey değil bu. - Öyle mi?
- Sabes que não foi pessoal.
Siz iyi çocuklara benziyorsunuz. Kişisel bir şey değil, en azından benim için.
Parecem bons miúdos e eu não tenho nada contra vocês.
Bu kişisel bir şey değil ve kimseye zarar vermiyor tam da istediğim şey.
Não é para ganho pessoal e encaixa-se na regra de "não magoar ninguém" que temos de obedecer.
Bak, bu kişisel bir şey değil.
Não é nada pessoal.
Kişisel bir şey değil, Leo, İş icabı.
Não é nada pessoal, Leo, é só trabalho.
Bu sadece iş icabı, kişisel bir şey değil.
Isto é trabalho, não é nada pessoal.
Kişisel bir şey değil.
- Não é nada de pessoal.
Kişisel bir şey değil Henry her zamanki tavrıdır.
É este caso que põe toda a gente nervosa.
Kişisel bir şey değil, Terri...
Não é nada pessoal, Terri...
Bu kişisel bir şey değil.
Não é nada de pessoal.
- Kişisel bir şey değil. - Kamuflaj ceketi giymiş uzun boylu adam.
O cara alto de jaqueta camuflada.
- Kişisel bir şey değil.
- Não é pessoal.
- Bu kişisel bir şey değil.
- Não é nada pessoal.
Bu iki bencil, zalim, merhametsiz ihtiyarın kişisel kan davasından başka bir şey değil.
Isto não passa de uma rixa... pessoal entre velhos maldosos, impiedosos e frios.
Bu kişisel bir şey değil.
Não é nada pessoal.
- Kişisel bir şey değil.
- Não há nada de pessoal nisso.
Kişisel bir şey değil, dostum.
Não é nada pessoal, amigo.
Kisisel bir sey degil.
Não é nada pessoal.
- Kişisel bir şey değil Ajan Scully.
Não é nada pessoal.
Bu onun için iş değil. Kişisel bir şey.
Isto não é nenhum negócio para ele. lsto é muito pessoal.
Kişisel bir şey değil.
Bem... não é pessoal.