Kukla traduction Portugais
987 traduction parallèle
Bunun gibi bir kukla asla babamın sevgisini elde edemez.
Uma simples marioneta como esta nunca poderia tocar o coração do Pai.
Tam bir kukla!
É um parvo!
Benim gibi atanmis bir kukla, Taylor'lara, Paine'lere karsi... Çarklara, yalanlara karsi...
Um parvo honorário como eu contra Taylores e Paines, as máquinas e as mentiras.
Bir kukla!
Uma marioneta!
Çamdan yapılma küçük kukla,
Pequeno fantoche feito de pinho,
Hatırladın mı, Gideon, sana ipler bağlamıştık ve... kukla diye yutturmuştuk?
Lembra-te, Gideon, quando eu atei fios a ti... e fiz-te passar por marioneta?
İpleri olmayan canlı bir kukla.
Um boneco vivo sem cordas.
Sana bağlı kukla ipleri falan yok. Yani şimdilik.
Não há cordéis atados a ti, ainda não.
Bir gün kukla tiyatrosunu terk edip karanlıklara dalacağım.
Um dia sairei do teatro de marionetas e entrarei na escuridão.
Hayat dediğin yürüyen bir gölge... bir zavallı kukla bu sahnede... Bir saat boy gösterip, gidecek... Bir daha da duyulmayacak sesi.
A vida nada mais é que uma sombra que anda... um pobre actor que se pavoneia e se agita durante sua hora no palco... e depois não é mais ouvido.
Bir kukla bul.
Encontrem um palerma.
Sanırım sahnede şu senin kukla gösterini yeterince izledik.
Todos já vimos muito a sua boneca no cenário... - e não queremos vê-la mais. - Sr. Douglas...
Erkek kukla ile bunun kadar başarılı değildi.
Nunca foi tão bem com o menino boneco. - Menino boneco?
Hepsi erkek kukla kullanıyordu.
Todos eram meninos bonecos.
Buraya senin kukla gösterin için gelmedim, Fabian.
Não vim aqui para vê-lo fazer sua peça, Fabian.
Trenle Osaka'ya kukla şovundaki kızlarla tanışmaya gidecektik.
Quer ir até Osaka e que nos encontremos para ir ao show dos fantoches.
- Kukla şov.
- Show de marionetas.
Kukla, canın isterse.
Marionete, se faz favor.
Kukla mı?
Marionete?
" Kukla şirketi.
Marionetes, S. A.
Kukla Şirketi üç yıldır var.
A Marionetes, S. A. já existe há três anos.
" Kukla Şirketi,
Marionetes, S. A..
Şu anda önemli olan yarın bir kukla satın almak!
O importante, agora, é comprar uma marionete amanhã!
Kukla Şirketinde bana böylesine güç bir örnekle karşılaşacağımı söylemediler.
Não me disseram, na Marionetes, S. A., que iria ter este tipo de dificuldades.
Ne? Kukla Şirketini arayabilir miyim?
- Ligar à Marionetes, S. A.?
Öldürdüğü sadece bir kukla değildi ; aynı zamanda çarın en büyük düşmanıydı!
Matou um bobo, inimigo ressentido do czar.
Senin yerine bir kukla astığımızı söyleyeceğiz.
Diremos que era um boneco. Só eu te toquei.
- Saman dolu bir kukla demek istiyorsun.
- Queres dizer, um boneco de palha. - O cavalo é real.
Zavalli bir kukla ki sahnede salinip çirpinarak saatini dolduruyor. Sonra bir daha da adi duyulmuyor.
Um pobre... actor... que se pavoneia e inquieta durante uma hora em palco... e que não volta... a ser escutado!
Arka koltukta iki kukla var.
Com dois manequins atrás.
- Çünkü sen haklısın. Kör, sağır bir kukla gibi yaşamışım. Diğer insanları umursamadan.
Tenho vivido como um fantoche, cega, surda, sem perceber os motivos dos outros.
Bir kukla bir sopa parçası tutan diğer bir kuklaya vurmaya çalışıyor
Um palhaço a tentar derrubar outro com um pau!
Bu bir çeşit kukla.
Isto é um boneco, um fantoche.
- Komutan, şu kukla...
- Comandante, aquele fantoche...
Ta Kien bölgesinin silahlı kurtuluş güçleri 300 küsur kukla askeri öldürdü, yaraladı ve esir aldı. Burası Pekin Radyosu.
As forças armadas da libertação da província de Ta Kien mataram e capturaram mais de 300 soldados fantoches.
Yoldaşlar, dostlar... Bir : Kukla üniversiteleri kapamak gerek.
Camaradas e amigos, é preciso, primeiro, fechar as universidades fantoches.
- Ben senin gibi bir kukla değilim.
- Não sou um fantoche, como tu!
- Bir kukla gibi yalvaracak.
- Vai balouçar como uma marioneta.
Ve, kodamanların tuttuğu iplerle, oynatılan bir kukla olmayı reddettim her zaman...
Recusei-me a ser um tolo a dançar conforme a música fosse tocada por aqueles figurões.
Fransa'nın düşüşünden üç ay sonra kukla Vichy hükümeti, Japonların Fransız Çinhindi'ne girmesine izin verdi. Bu hareketle Japonlar o sıralarda bir Amerikan kolonisi olan Filipinler için, bir tehdit haline gelmişti.
Três meses após a queda da França, o regime fantoche de Vichy fora persuadido a permitir a entrada de tropas japonesas na Indochina francesa, descaradamente perto das Filipinas, na época, dependência americana.
Seni masum kukla!
Fantoche inocente
Beş para etmez biri Tıpkı iplere bağlı bir kukla gibi
É uma marioneta
Ben kukla değilim. Adım Miles Monroe.
Não sou um robô.
Ukrayna'nın başkenti Kiev, Rus karşıtı başarısız bir kukla devletin sözüyle yerel milliyetçilerin dostluğunu kazanmaya çalışıyor.
Em Kiev, a capital da Ucrânia, os planos para conquistar os nacionalistas, com promessas de um governo fantoche anti-soviético, nunca foram concretizados.
Ben kukla ustasıyım.
Sou eu quem puxa os cordelinhos.
- Kukla oluyorsun.
- Está a tornar-se num bobo, para eles.
- Bana kukla deme!
- Não chame tal coisa ao Raisuli.
Bilgisayar sesi olan, balmumu bir kukla.
Um boneco de cera com voz computorizada.
O sadece bir kukla.
É só um joguete.
- Erkek kukla?
- Sim.
- İpteki kukla gibi.
Tal qual uma marioneta.