Küba traduction Portugais
1,708 traduction parallèle
Küba.
Sobre Cuba.
Gözlerime inanamıyorum, Küba'dayım.
Nunca pensei vir parar a Cuba.
Bu adam Küba'ya gelmeden önce de akli olarak dengesizlik gösteriyordu.
Já tinha problemas mentais antes de ir para Cuba.
Küba'daki ambargo yüzünden bunları özel jetle getiriyorum.
Por causa do embargo a Cuba, são transportados em jacto particular...
Küba'dan özel jetle geldiler, şu şey yüzünden..
São trazidos de Cuba em jactos particulares por causa do...
Bu hafta, her yer Küba tarzı olacak.
Isto é sempre cubano.
Sahnede de Küba'dan Carmen.
E agora em palco, temos a Carmen, de Cuba.
Bak, arkadaşım Küba'ya hiç gitmemiş.
Vem daí. É que o meu associado nunca foi a Cuba.
Charley Kasırgasından sonra Küba'ya yolladılar sudaki o ışıkları araştıralım diye ve onlarla mücadele etmeyi öğrenelim diye.
Nós fomos enviados a Cuba logo após o furacão Charlie para descobrir sobre as luzes na água, e ver como poderíamos controlá-las.
Küba'dayken onu ele geçirdiklerinden beri peşimde.
Ele foi capturado em Cuba e está a trabalhar assim desde então.
Bana Küba'da ne yaptığınızı söyleyebilir misiniz?
- Diga-me o que fazia em Cuba.
Küba'dayken, Juan Guzman adında birisi ile buluştunuz mu?
Quando esteve em Cuba, encontrou-se com um homem chamado Juan Guzman?
Hey, Healy Küba'da beraber olduklarını söyledi.
O que achas que estavam a fazer em Cuba?
Bir şey daha, benim şu yürüyüş idmanım aslında garajda aceleyle içilen iki bira ve yarım Küba purosundan ibaretti.
E digo-te mais, as minhas caminhadas foram duas cervejas rápidas e metade de um charuto cubano, na minha garagem.
Tekila bardağını tutan elimi mi diyorsun, Küba purosunu tutanı mı?
Referes-te à que segura a tequila ou à que segura o charuto?
Batı Afrika... Brezilya... Küba.
África Ocidental, Brasil, Cuba, tudo e mais alguma coisa.
Hiçbir yere gidemem Küba dışında,
Eu posso viajar para qualquer lado, excepto Cuba.
Yoksa onu ilk uçakla Küba'ya postalarım.
Ou reservo para ele um lugar no próximo avião para Guantânamo.
Küba tehdidinizi ilettim.
Eu enviei sua proposta sobre Guantânamo.
Küba yemeklerini seviyorum.
Adoro comida Cubana.
Ernesto'yu Küba'ya geri yolladığını söyledi.
Disse que mandou o Ernesto de volta para Cuba.
Eğer polise haber verirsem, Küba'daki aileme zarar vereceğini söylemişti.
Ele disse que magoava a minha família em Cuba.
Tabi ki, dört veya beş kişi, çoğu yine Küba'lı ama onları tutuklamak için elimizde yeterli kanıt yok.
Claro, uns quatro ou cinco, a maioria cubanos, mas não tenho o suficiente para uma condenação ou sequer um mandado judicial.
Özür dilerim, Küba'lı olduğunuzu düşünmüştüm.
Desculpe. Presumi que era cubano.
Gir içeri, seni Küba'lı bok parçası!
Volta lá para dentro, cubano de merda!
Boğulmuş başka bir Küba'lı adamı, veya kadını, veya çocuğu kimse sorgulamaz.
Ninguém questiona o porquê de mais um homem cubano afogado, ou mulher ou criança.
Seninle bir kutu Küba purosuna bahse gireceğim, hatta onu satmak zorunda değiliz.
Aposto uma caixa de cubanos que nem temos para lha vender.
Sana ne diyeceğim. Mack bana bir kutu Küba purosu borçlu.
O Mack deve-me uma caixa de cubanos, dou-te metade.
Küba purosu?
Cubanos?
Küba purosu yasaldır.
Os Cubanos são ilegais.
Guantanamo pisti, Küba hava sahasına dikey konumda yani iniş için, uçakların son anda 90 derecelik dönüş yapmaları gerekiyor.
A pista de pouso de Gtmo é perpendicular ao espaço aéreo cubano, na aproximação a aeronave tem que acertar no último minuto uma volta de 90 ° à direita para poder pousar.
- Küba malı. Kominist şerefsizlerin yaptığı tek düzgün şey.
Pelo menos fazem uma coisa boa, certo?
Küba'dan uyuşturucu kaçırmadığı zamanlarda.
Quando não está a contrabandear heroína de Cuba.
Bir gün "Küba'ya gidelim mi?" dedi.
Um dia diz, "Que tal Cuba?"
Küba'dan gelen malların sayısı tutmuyordu.
O carregamentos que fazia de Cuba não estavam a bater certo.
Küba'dan malı aldığım adamları suçladı.
Culpava os meus fornecedores cubanos.
Babanla Küba purolarıyla Amerikan sigaralarını değiş tokuş ederdik.
Seu pai e eu trocamos charutos cubanos por cigarros americanos.
Şimdi, beni Küba'ya götürecek birini ayarladım. Fakat, ihtiyacım olan evrakları almak bir günümü alacak.
Tenho alguém que me levará até Cuba, mas vai levar um dia para conseguir os documentos de que preciso.
Karısının eşyaları için bu kadar endişeleniyorsa, Küba'da kalması gerektiğini söyle ona.
Se está tão preocupado com a roupa da mulher, ficasse em Cuba! Temos de voltar.
Hayır. MS olsaydı Küba'daki doktorlar bulurdu.
Não, os médicos em Cuba teriam detectado a EM.
Çünkü hiç olmayan tıbbi kayıtlara dayanarak, Küba'daki parlak doktorların onu enfeksiyon için tedavi ettiklerine eminsin. Ya da Foreman'ın k.çını yalamaya çalıştığın için mi?
Porque sabe que o processo que não temos confirma que os brilhantes médicos de Cuba lhe trataram a infecção ou porque está a tentar dar graxa ao Foreman?
Siz Küba'da bunlardan bulamazsınız.
Não têm disto em Cuba. Cem por cento saudáveis.
Jenny uyuyordu ve ben de babam ve kendim için Küba şeyi aldım.
Fui deixar a Jenny a Hudson. Fui buscar uns cubanos, para mim e para o meu pai...
Kennedy için bile Küba'da çalıştı.
Chegou até a trabalhar para o Kennedy, em Cuba.
Evet bebişim, bekarlığa veda partim hakkında düşünüyordum da belki arkadaşlarla Küba'ya gitmek için uçağı alabiliriz.
- Acerca da despedida de solteiro, pensei em levar os rapazes no jacto até Cuba.
Belki Küba purosu, belki de ot.
Talvez charutos cubanos, talvez erva.
- Küba.
Cubano.
Ama eğer Küba veya Brezilya gibi olursa... birçok iyi insan ölür, ama yine de hükümetin sorumluluğu olmaz yani uzaylılar yapmış olur.
Ele pode até convencer os militares que eles precisam dele. Mas se isto se transforma com Cuba ou Brasil. Então muitas pessoas boas vão morrer.
Burası Küba değil.
Não estamos em Cuba!
Küba'da hep böyle yapılır.
É prática comum em Cuba.
Belki Küba'ya doğru gideriz.
E talvez navegar em direcção a Cuba.