Kız arkadaşın traduction Portugais
7,358 traduction parallèle
Peki o kadar harika bir sevgiliysen neden kız arkadaşının şu anda Chicago'ya Wexler'ın ifadesini almaya gittiğinden haberin yok?
Se és tão bom, como é que não sabes que ela está a ir para Chicago, para o próximo depoimento Wexler. - Bolas.
Batman ve kız arkadaşını tutukla!
Prenda o Batman! E a namorada!
Ama eğer kafanı bu şekilde kuma gömmeye devam edersen bırakıp işine dönebileceğin bir asistanın ve kız arkadaşın olmayacak.
Mas se só vais ignorar a situação, vais ficar sem colaborador, ou sem namorada, para quem voltares do trabalho. - Deste-lhe?
Bir yıllığına geri döndü fakat ailesine kız arkadaşının uçmaktan korktuğu bahanesini uydurdu.
Agora ele vem uma vez por ano e diz aos pais, que a namorada ficou porque tem medo de voar.
- Şansına seni destekleyecek bir kız arkadaşın var.
- Felizmente, tens uma namorada que te pode manter.
Kız arkadaşın tarafından geçindirilmek çok garip geliyor, anlıyor musun?
- É estranho que a minha namorada me mantenha. - É difícil.
Sen olsan eski kız arkadaşını tanımaz mıydın?
Não se lembraria da ex-namorada?
Kız arkadaşından ayrılacak mısın, ne olacak?
Vais acabar com a tua namorada ou o quê?
Kız arkadaşın olduğunu söyle.
- Diz que tens uma namorada.
Dur bir saniye. Jerome'un kızı senin kız arkadaşın mı?
Espera, a filha do Jerome é a tua namorada?
Parayla gözümü boyayıp bu şekilde kız arkadaşının arkasından oyun çevirmeye kalkıyorsun?
Distraiu-me com o dinheiro para poder escapar e matar a namorada?
Ben senin kız arkadaşın değilim.
- Não sou tua namorada!
Sana kız arkadaşının bisikletini kahrolası garajın önünde bırakma demiştim.
Eu disse-te para não deixares a maldita bicicleta da tua namorada na entrada.
Kız arkadaşın ne yapacakmış, duydun mu?
Já sabes o que a tua namorada vai fazer?
AI şu lanet olası kız arkadaşını.
Vai buscar o raio da tua namorada.
Kız arkadaşın seni 1 km öteden geldiğini gördü.
Não é óbvio? A tua namorada descobriu imediatamente.
Kız arkadaşını buluyor. Bebeğine hoşçakal öpücüğü veriyor.
Encontra a namorada, despede-se no filho bebé...
- Aramayı kız arkadaşın yaptı.
Foi a tua namorada que decidiu.
- Diğer kız arkadaşın.
- A outra namorada.
Kız arkadaşını yanında getirmenden mi kaynaklanıyor?
É porque trouxe a sua namorada?
Katibe Donnie'nin eski kız arkadaşını öldürdüğünü söylemiş.
E disse ao funcionário que o Donnie lhe tinha matado a ex-namorada.
Kaçakçının kız arkadaşının ismini biliyoruz yani sen biliyorsun.
Afinal parece que conhecemos a namorada do contrabandista Bem, tu conheces.
En azından bu akşam için oğlumu ve kız arkadaşını yemeğe götürebilirim.
E pelo momento posso dar-me ao luxo de levar o meu filho e a sua namorada a jantarem fora.
Kız arkadaşın daha iyi bilir.
Este é um lugar de trabalho. A tua namorada devia saber.
21 yıl önce, aranızdan bazıları gibi hukuk fakültesi öğrencisiyken, kız arkadaşını Trisha Stanley'i öldürmekten mahkemeye çıkartılan David Allen adında yerel halktan biri vardı.
Há 21 anos quando era estudante como todos vocês, o David Allen foi levado a julgamento pelo homicídio da namorada Trisha.
Kuzey Philly'deki adam, kız arkadaşını öldürmekten hüküm giyen.
Um homem condenado por matar a namorada.
Ya da bu Bay O'Reilly'nin kız arkadaşını öldürmeye bir nedeninin olduğunu göstermek için savcıların ihtiyaç duyduğu bir kanıt mı?
Ou é a prova necessária para mostrar que o Sr. O'Reilly tinha motivos para matar a namorada?
Kızın çok düzgün bir yüzü var ve hazır olduğunda bir arkadaşını cezbedecektir.
Ela tem um rosto muito simétrico... Vai atrair um parceiro quando estiver pronta.
Esmer olana söz yüzüğü taktıktan sonra en iyi arkadaşı kızılla yatmışsın. - Ondan sonra da sarışınla bir gece. - Hiç fena sayılmaz.
Ficaste noivo da morena, dormiste com a sua melhor amiga, a ruiva, antes de teres um caso com a loira.
Tebrikler. Kızınız ekmek kızartma makinesi ile arkadaş olmuş.
Parabéns, a sua filha tornou-se amiga de uma torradeira.
Mirga'nın kız arkadaşı.
A namorada do Mirga.
Her şeyden önce, o benim eski kız arkadaşımın reçeli, dostum.
Primeiro que tudo, é a geleia da minha ex-namorada, meu.
- Ölen bir arkadaşının kızı.
- A filha de um amigo que morreu.
Arkadaşın bir konuda benim arkadaşıma yardım edecek, yoksa sen ve Mycroft artık arkadaş kalamayacaksınız.
O seu amigo vai ajudar o meu com um problema, ou você e o Mycroft vão deixar de ser amigos.
Üzgünüm tatlım ama senin, Tex'in ve Meksikalı arkadaşımızın bulaştığı bu küçük gereksiz işte benim kellemin de gidebileceğini görüyorum o yüzden kısa keseceğim.
Lamento querida mas... já que é o meu traseiro que está em jogo pelo que tu, Tex e o nosso amigo mexicano começaram, simplesmente fico.
Birde, benim kız arkadaşımın bir rozeti ve silahı var, yani bize biraz inansanız, olmaz mı?
Além disso, aqui a rapariga tem um distintivo e uma arma, por isso, um pouco de fé.
Eminim Stephen'ın... paranormal kız arkadaşı da biliyordur.
Tenho a certeza de que a namorada paranormal do Stephen também sabe.
- Bu kızın arkadaşıydı.
- Aquela é a amiga dela.
Bir şüpheli duyurulmadı şimdiye dek. Ama polisin, tüm sabahı kızın erkek arkadaşını sorgulamakla geçirdiğini biliyoruz. Middleton futbol takımının yıIdızı Griffin O'Reilly.
Nenhum suspeito foi confirmado, mas a Polícia passou a manhã com o namorado, Griffin O'Reilly, uma estrela da equipa de futebol de Middleton.
Bayan Taylor. İddia ettiğinize göre, yaklaşık 1 yıI önce en iyi arkadaşınız Marjorie size boşanmaktan bahsetti.
Sra. Taylor, diz que a sua amiga Marjorie falou consigo, há um ano, sobre divorciar-se do Max?
Senin kız arkadaşınım ve ihtiyacım olan...
Preciso de...
Daniel'ın kız arkadaşı olmalısın.
Então, você é a amiga especial do Daniel.
Bunu, erkek arkadaşını sahte Avustralya aksanıyla kandırmak için 96 saat uyanık kalan kız söylüyor.
- Diz a rapariga que passou 96 horas a engatar online o namorado, com um péssimo sotaque australiano.
Ve... eski kız arkadaşımın doğum günüydü.
Era o aniversário da minha ex-namorada.
- Bu Dr. Gardner'ın kız arkadaşı.
Esta é a namorada do Dr. Gardner.
İlk defa adını bile bilmediğim bir kız arkadaşım oldu.
Bem, essa seria a primeira vez pois nunca tive uma namorada que não sabia o nome.
Tırmanışçının, santralde çalışan bir kız arkadaşı vardı ve uçak ve uçakta olanlarla ilgili görüşmeye kulak misafiri oldu.
A namorada de um alpinista trabalhava na central de controlo e ouviu uma conversa acerca do que havia no avião.
Arkadaşım Ansel ile tanışmışsınız. Kızı tanıyor musun?
- Conhece-la?
Evet, beni ölü kızın arkadaşı olarak görmeyen biriyle takılmak iyi geliyor.
Sim, é bom estar com alguém que não me vê só como a amiga da rapariga morta.
İngiltere, Newcastle'da bir arkadaşımızın kızıydı.
Ela era a filha de um amigo nosso em Newcastle, Inglaterra.
Çünkü o kıskanç bir Rus kadını, ve aynı zamanda benim eski kız arkadaşım.
Porque ela uma russa ciumenta e é minha ex-namorada.