Kızarmış traduction Portugais
2,200 traduction parallèle
Ve bu yılın çorbası fırında kızarmış sebze çeşitleri, taze baharatlar ve yabani mantarların karışımından oluşuyor.
E a sopa deste ano é uma terrina de Primavera com uma mélange de legumes assados, ervas frescas e cogumelos selvagens.
Bu gün salı Marty, kızarmış rosto.
Terça-feira, Marty, carne assada.
Kızarmış tavuk varmış.
Eles têm palitos de frango.
- Geleneksel Creole tavuğu tatlı pilav, şekerde kızarmış muz.
Frango com caril, arroz doce, banana frita.
Bazen de kızarmış bir yengeç kılığında dedikoducu bir cadalozun kasesine gizlenirim.
E às vezes meto-me na taça da intriga, Muito à parecença de uma carraça
Kıçlar kızarmış ekmeklerin yanında mı?
E o rabo fica ao lado dos canapés?
Kızarmış zeytine bayılırım.
Mmm... Adoro azeitonas tostadas.
Gözlerin kızarmış.
Os teus olhos estão vermelhos.
Buradan geçtiğimiz için çok şanslısın, fazlasıyla kızarmış arkadaşım.
Sorte sua que aparecemos, meu caro amigo torrado.
Aylarca kızarmış patatesle yaşadım. Hayatım senin yüzünden mahvoldu.
Passei meses a batatas fritas, deu cabo da minha vida.
- Kızarmış hot dog.
- Cachorro.
Spagetti, kızarmış patates Çin yemeği şarküterinin tacoları.
Esparguete, batata frita... comida chinesa para fora... tacos da Delicatessen...
Kızarmış mı, benzi mi atmış?
É o aspecto pálido ou vermelho?
Sabahları kızarmış böcek severim.
Gosto dos meus insectos bem fritos.
Çayüzümlü yumurtalı kızarmış ekmeğin hazır.
A tua fatia-dourada com mirtilo está pronta.
Kızarmış şeyleri ne kadar sevdiğimi biliyorsun.
Sabe o quanto gosto desses fritos.
Sinemaya gitmek veya kızarmış peynirli sandviç ve çikolatalı milkşeyk gibi.
Como ir ao cinema ou comer uma tosta com um batido de chocolate.
Bi dakika. Ekmeklerim kızarmış.
Esperem, minha torrada está pronta.
Kahve? Ve ballı kızarmış ekmek.
Café e pão assado com mel?
Listeye bir çizburger ekle... Neredeyse unutuyordum... Bir kadın uzun süre donmuş kızarmış patates yediğinde nasıl bir tadı oluyor!
Pede uma hambúrguer com queijo,... quase me esqueci como sabe depois de comer congelados.
Kızarmış Biftek Mutlu Aile mi?
Bife Dourado Happy Family? É que eu sou veget...
Kızarmış Biftek Mutlu Aile alacağım. Yanında neler veriyorsunuz?
Isso vem com o quê?
Yumurtan yağda pişmiş mi olsun, kızarmış mı?
Queres ovos mexidos ou fritos?
Amerika'dan arıyorum seni kızarmış sürtük!
Eu ligar da América, cabra frita!
Bir keresinde de bana kızarmış peynirli sandwich getirmiştin.
Uma vez trouxeste-me uma sandes de queijo grelhado.
Hayır, sadece kızarmış. Isınmışım o kadar.
Não, estou afogueada e com calor.
Fakat... Benim ki üstü beyinle kaplı kızarmış kafatası.
Mas aposto que foi a frigideira toda salpicada de pedaços de cérebro.
Bana da kızarmış yumurtalı sandviç yaptırın!
Tragam-me um sandes de ovo frito e um pãozinho.
Sadece kızarmış tavuk ve sebze işte.
O que estás a fazer? É apenas frango frito com alguns legumes e massa.
Biz, bu suni saçmalığa kızarmış kepek ekmek diyoruz.
Essa porcaria de cartão chama-se torrada integral.
İşitme cihazı, kızarmış. Böcek özsuyu onları kızartmış.
O aparelho de audição derreteu, o "sumo" do insecto assou-o.
Mantarların sotelenmiş, soğanların kızarmış olur inşallah.
- Ele tem talento. Que os cogumelos estejam sempre salteados e as cebolas grelhadas.
Çiğ mi? Kızarmış mı?
Ovos crus ou fritos?
Kızarmış ama kanamıyor.
vermelho, mas não está a sangrar.
Birlikte kızarmış soğan yiyeceğiz.
Vamos partilhar tiras de cebola.
Kızarmış fasulye ister misiniz?
Querem uns feijões torrados?
Bu akşam yemekte kızarmış hindi var. Tatlıysa elmalı turta.
- Esta noite, o jantar vai ser peru assado e a sobremesa, uma tarte de maçã.
1 Ocak'tan itibaren, kahraman kadın ve erkeklerin hayatını tehlikeye attığı için korsan radyoyu yasa dışı ilan ediyoruz. Bu ülkenin ekonomisi ve kızarmış balık patates dükkanları, ülkenin bu balıkçı insanlarına dayanıyor.
A 1 de Janeiro, tornamos as rádios piratas totalmente ilegais alegando que põem em perigo as vidas dos homens e mulheres da comunidade marítima do país, dos quais a economia e as lojas que vendem peixe dependem.
Cehennemde kızarmış hot-dog dan daha sıcak burası, değil mi?
Está mais quente do que um carro de cão-quente no inferno, não está?
- Trafo kızarmış durumda. Yöre sakinlerinden biri ana şebekeyi tutmuş.
Uma das pessoas partiu-o com as mãos.
Sikandari raan, kızarmış kuzu budu ve tavuk hara bhara, - Bu da spesiyalitem :
Sikandari raan, perna de cordeiro assada, galinha hara bhara e a minha especialidade :
Üç günlük, kızarmış mung baklası.
Feijões mexidos cozidos há três dias.
304 numaralı odaya kaşarlı kızarmış tavuk.
- Frango à Cordon Bleu.
Kaşarlı kızarmış tavuk mu?
Sim, frango à Cordon Bleu.
İki tane mevsim salatası bir tane mercimekli somon fileto, yanında kızarmış patates ve bir de Penne Alfredo.
Duas saladas tricolores, um salmão grelhado com lentilhas com batatas assadas e um Penne Alfredo.
Kızarmış tavukla beraber domuz pastırması ve Ranch sosunu sever misin?
Gostas de frango suculento com bacon e molho?
Kızarmış tavuğa bayılırım.
Adoro galinha suculenta.
Kızarmış patates, kuşkonmaz, tereyağı sosu.
Batatas fritas, espargos, creme de abóbora...
Kızarmış tavuklu pesto.
Sandes de galinha assada.
Gözleri şeytanın siki kadar kızarmış üç öğrenciyi buradan geçerken gördüm. Tahmin et, ne oldu?
E sabes do melhor?
Yani sen bütün bu kızarmış şeyleri yemeğe devam edebilirsin.
Quer dizer, podes continuar a comer toda essa gordura, mas se estás interessada em alguma coisa mais saudável,