Kızıl farekulağı traduction Portugais
24 traduction parallèle
Kafem, Fransızlarla dolup taşıyor, hep şu harika'Kızıl Farekulağı'yüzünden.
O meu café está cheio de francius, e tudo por causa desse maravilhoso Scarlet Pimpernel.
'Kızıl Farekulağı', hiç de harika falan değil.
O Scarlet Pimpernel não é maravilhoso.
'Kızıl'sosta Tavuk'Farekulağı','Farekulağı'sosunda'Kızıl'Tavuk, ya da,'Kızıl Farekulağı'sosunda İri ve Güvenilmez Görünümlü Sosisler.
Galinha Pimpernel com molho Scarlet, galinha Scarlet com molho Pimpernel, ou salsichas com um aspecto muito suspeito em molho Scarlet Pimpernel.
Şu'Kızıl Farekulağı'sosu nasıl yapılıyor?
- Como é feito o molho Scarlet Pimpernel?
'Kızıl Farekulağı'nın kim olduğunu tahmin etmeye çalışıyoruz, böylelikle, ona hayranlığımızı ifade etmek üzere güzel bir posta havalesi gönderebileceğiz.
Estamos a tentar adivinhar quem é o Scarlet Pimpernel, para lhe podermos enviar um enorme postal a expressar a nossa admiração.
'Kızıl Farekulağı'bir kahramandır ve devrim de, acımasız organize katillerin oluşturduğu bir düzendir, lanet olsun onlara!
A revolução é orquestrada por um grupo de assassinos altamente organizados. - Malditos sejam!
Bayan Miggins, iri bir tabak domuz paçası, kurbağa bacağı ve salyangoz kulağı istiyorum lütfen, hepsi de bol bol'Kızıl Farekulağı'soslu olsun.
Um prato enorme de pés de porco, pernas de sapo e orelhas de caracol. Tudo encharcado no seu adorável molho Scarlet Pimpernel.
-'Kızıl Farekulağı'bizi kurtaracaktır.
- O Scarlet Pimpernel virá salvar-nos. - Hah!
Hiç önemi yok, nasıl olsa Kızıl Farekulağı bizi kurtarır.
Não interessa mesmo, porque o Scarlet Pimpernel vai-nos salvar.
'Kızıl Farekulağı'nın her an buraya geleceğini düşündükçe öyle heyecanlanıyorum ki.
Estou tão excitado por pensar que Scarlet Pimpernel vai chegar a qualquer momento.
- Hurra! 'Kızıl Farekulağı'bu!
É o Scarlet Pimpernel!
Alışılagelmiş eski zehirli fincan numarasına kanacaksan'Kızıl Farekulağı'olmanın ne önemi var ki?
Para que é que se é o Scarlet Pimpernel se vais cair no velho truque do copo envenenado?
'Kızıl Farekulağı', inanamıyorum.
Scarlet Pimpernel, o caraças.
Bir an'Kızıl Farekulağı'nın sizi kurtardığını sandım.
Pensei por momentos que o Scarlet Pimpernel os tinha salvo.
İnanılmaz bir hikayeydi, bizzat'Kızıl Farekulağı'na layık bir hikaye.
Essa é uma história incrível, digna do próprio Scarlet Pimpernel.
Çünkü, efendim'Kızıl Farekulağı'benim.
Porque, veja, sir... .. Eu sou o Scarlet Pimpernel.
Yani, Blackadder'Kızıl Farekulağı'nı kurtardı.
Então o Blackadder salvou o Scarlet Pimpernel.
Sizce gerçekten'Kızıl Farekulağı'mıydı?
Acha mesmo que ele era o Scarlet Pimpernel?
Malumunuz,'Kızıl Farekulağı'asla kimliğini ifşa etmezdi.
Scarlet Pimpernel nunca revelaria a sua identidade.
Yani, aslında aramanız gereken kişi öyle biri olmalı ki, mesela, Fransa'da bulunmuş bir aristokratı kurtarmış, ama "Kızıl Farekulağı mısın?" diye sorulduğunda da, "Kesinlikle değilim" diyecek kişi.
Então o que de facto procura é alguém que, digamos, acabou de estar em França e salvou um aristocrata, mas que quando lhe perguntam, "É o Scarlet Pimpernel?", ele responde, "Claro que não".
Blackadder,'Kızıl Farekulağı'sen misin?
Blackadder, é o Scarlet Pimpernel?
Yani, "Kızıl Farekulağı".
Ou seja, "Morrião Escarlate".
Kızıl Farekulağına!
Le Pimpernel Scarlette!
Kızıl Farekulağına!
Le Adder Noir!