Laboratuvar traduction Portugais
3,920 traduction parallèle
Birkaç hafta önce laboratuvarın anahtarını kaybettim.
Poucas semanas atrás, perdi a minha chave do laboratório.
Kimya laboratuvarında rastlamıştım, kafamı karıştıran bazı noktaları çözebilmem için okumam gereken isimlerin listesini vermişti işte.
Encontrei-me com ele no laboratório de química, e ele deu-me esta lista de autores para ler e compreender aqueles pontos confusos de que eu falava, então...
- Kimya laboratuvarında mıydı?
- Ele estava no laboratório de química?
Kimya laboratuvarından siyanürü aldın ve parkta adamın meyve suyuna koydun.
Pegaste no cianeto do laboratório e deitaste-o no sumo, no parque.
Albert Podesta adlı bir laboratuvar çalışanı.
" tinha acesso ao mesmo tipo de cianeto que foi utilizado no crime.
Neden bir çekiç kapıp çılgın bilim adamının laboratuvarını yaptıkları yere gitmiyorsun?
Porque não agarras num martelo e vais ter ao sítio onde estão a construir o Laboratório dos Cientistas Loucos?
- Hayır. Ama oldukça iyi bir botanik laboratuvarımız var.
Mas, temos um laboratório botânico muito bem equipado.
- Kendi laboratuvarımıza ve enfeksiyon kapmış başka hastalar için karantina alanına... -... ihtiyacımız var.
Precisamos do nosso próprio laboratório e uma quarentena de segurança para doentes infectados.
Bir tarikatın neden botanik laboratuvarına ihtiyacı olsun ki?
Porque é que uma seita precisa de um laboratório botânico?
Laboratuvar her zaman düzenli olmalı.
O Laboratório tem que se manter organizado.
Laboratuvarı kontrol edeyim dedim.
Depois, pensei em ir verificar no laboratório.
Botanik laboratuvarında Amy'le tartışıp kötü kokan bir bitki kaynatıyordu.
Ele estava no Laboratório de Botânica, a discutir com a Amy, e a preparar uma espécie de sopa fermentada de uma planta fedorenta.
- Laboratuvar çok eski ama elimizdekilerle idare ederiz.
Olha onde estamos. Vamos arranjar maneira naquele laboratório.
- Botanik laboratuvarında.
- No laboratório de botânica.
- Laboratuvarı aradık.
- Vasculhamos o laboratório.
Bir kaş folikülü mesela. Bu da genelde anakaradaki adlî tıp laboratuvarına gönderdiğimiz bir şey.
Normalmente, seria isso que enviaríamos para o laboratório forense no continente.
Laboratuvarın adlî tıp yetkisi yok değil mi?
O laboratório não está aprovado do ponto de vista forense, pois não?
Sayın yargıç, videodan başka bağımsız bir laboratuvar tarafından yapılan, Sam'in Lila'nın çocuğunun babası olduğunu gösteren sonuçları sunmak istiyorum.
Excelência, além do vídeo, quero apresentar resultados de um laboratório independente, que confirma o Sam Keating ser o pai do filho da Stangard.
Birkaç aydır Amy'nin laboratuvarındaki şempanzelerle senin akıl seviyeni ölçmek için sana gizlice küçük bulmacalar verdiğini söylesem ne derdin?
E se eu te disser que nestes últimos meses a Amy tem estado a dar-te, secretamente, pequenos puzzles para comparar a tua inteligência com a dos chimpanzés do laboratório?
Merhum Dr. David Saltzberg'ün laboratuvarına girmek üzeresiniz.
Vão entrar no laboratório do falecido Dr. David Saltzberg.
- Bak, sana nasıl duygusal yönden ifadesiz olacağını söylemem ilişkisiz genç kadın sen de laboratuvarımı yönetişime karışma.
- Ouve, eu não te digo como seres uma jovem emocionalmente vazia sem relacionamentos, e tu não me dizes como comandar o meu laboratório.
Laboratuvarı arayın. Virüsün ilk halini bulun.
Procurem no laboratório, encontrem a amostra primordial.
Ama laboratuvarı kurup yürütmeme yardım ederseniz felsefemi duygusallığınıza uygun hale getirebilirim.
Mas, estou disposta a ajustar a minha filosofia às suas sensibilidades, se me ajudar a pôr o laboratório a funcionar.
Nasıl olur da ilk olarak laboratuvarı emniyete almazsınız?
Como é que não garantiste a segurança do laboratório em primeiro lugar?
Ne olursa olsun o ve laboratuvarı bu işten zarar görmemeli.
Ambos, ela e o laboratório, devem sobreviver à luta, de qualquer forma.
Bizimkileri bulup laboratuvarı emniyete almalıyız.
Precisamos de encontrar o nosso pessoal e garantir a segurança do laboratório.
Bilgisayar korsanları, meth laboratuvarı kaçırılan sahte dövizler, silahlar, kim bilir başka neler var.
Ele tem estações de hacking, um laboratório de metanfetamina cristal, contrabandeia moedas falsas, armas, foda-se mais sei lá o quê.
Meth laboratuvarı.
Laboratório de Metanfetaminas.
Konvoyun gideceği yer, Wolkersdorf'ta bir laboratuvar.
Destino do comboio é um laboratório em Wolkersdorf.
Fizik laboratuvarı.
Laboratório de Física.
Dr. Chickering laboratuvar çalışmalarında da beceriklidir.
Outro dos dons do Dr. Chickering é o trabalho de laboratório.
Edwards. Patoloji laboratuvarında bana yardım edebilir misin?
Edwards, posso pedir a tua assistência na patologia?
Dr. Zinberg laboratuvar çalışmalarına inkremental kapsamda yaklaşılmasında ısrar etti.
O Dr. Zinberg insistia na abordagem aumentativa ao trabalho de laboratório.
Bu laboratuvar örneği.
É só uma amostra de laboratório.
Suç laboratuvarında.
Está no laboratório.
Laboratuvar, analiz... hiçbiri yok.
Sem laboratórios, sem análises, sem mais nada.
Yağmalanacak yerlere 10 üzerinden puan verecek olursak Walmart 10 puansa, patoloji laboratuvarı muhtemelen eksi üç falandır.
Se um Walmart é um 10 na escala de atractividade para saqueadores, o laboratório de patologia é um - 3.
10 patoloji laboratuvarı zincirini kuracak kadar zekiyse şehirden kaçacak kadar da zekidir sanırım.
Era esperto o suficiente, para fazer uma rede de laboratórios de patologia. Provavelmente esperto o suficiente para sair da cidade.
Çünkü seni laboratuvar faresi gibi okşamam için zorluyorsun, Linda.
Ao acariciar-te sinto-me como se fosse uma cobaia, Linda.
Çok olumlu.Laboratuvar sonuçları geldi.
É muito positivo. Os resultados laboratoriais já saíram.
Questura laboratuvarının pencereleri kötü ruhları dışarıda tutmak için sarımsakla süslenmiştir.
Sabe... a janela do laboratório Questura está coberta com alho para manter afastados os espíritos malignos.
Bu yüzden gezegen jeolojisi konusunda dünyanın en önemli uzmanını aradım. Kendisinin tam burada, Houston'da bir laboratuvarı bulunuyor.
Então, liguei para o especialista primordial em geologia planetária, que aparenta ter um laboratório de topo aqui em Houston.
- Laboratuvarın yolunu bildiğini farz ediyorum.
Eu confio que saibas o que fazer num laboratório de processamento.
Bu akşam laboratuvarınızı kullanmamıza izin verdiğiniz için bir kez daha teşekkür ederim.
Devo agradecer mais uma vez por nos terem deixado usar o vosso laboratório esta noite.
Olur. Ama sonrasında laboratuvarıma gidip nanotekleri alırız ve bana enjekte ederiz. Sonra da sonuçları New England Tıp Gazetesi'nde yayınlarız.
Mas depois, vamos ao meu laboratório, trazemos a nanotecnologia, injectamos em mim e publicamos os resultados no Jornal de Medicina Britânico.
Laboratuvarındaki organizasyon sisteminin hatasız olduğunu varsayarsak.
Se o sistema de organização do teu laboratório for bom.
Herhangi bir medikal veya araştırma laboratuvarında kayıp bir envanter yok.
Nada falta nos inventários de quaisquer laboratórios médicos ou de investigação.
Leo'nun laboratuvarından meteor parçamızla kaçan kamyonet vardı ya.
A carrinha que fugiu do laboratório do Leo com a nossa amostra de meteorito...
Sizi götürecek kimse yoksa en yakın kardiyoloji laboratuvarına transferiniz için ambulans ayarlayabilirim.
Posso pedir a uma ambulância para transferi-la ao laboratório cardiologista mais próximo, se não tiver ninguém que a possa levar.
Bak, beni kayayla buluşturabilirsiniz beyin taraması yaptırabilirsiniz, vücudumdaki her hücreyi test edebilirsiniz ama laboratuvar çalışmalarının size söylemeyeceği bir şey var.
Ouça, pode conectar-me à rocha... avaliar o meu cérebro, testar todos os nervos do meu corpo, mas, há uma coisa que o seu trabalho laboratorial... nunca lhe poderá dizer.
Kendi laboratuvarını yönetmelisin.
Devias ter o teu próprio laboratório.