Lacey traduction Portugais
792 traduction parallèle
Yeğenim Bayan Lacey, ve Bill Lacey.
A minha sobrinha, Menina Lacey e o Bill Lacey.
Kendisine Bayan Lacey diyor ve herkesin kafasını karıştırıyor.
Diz que se chama Menina Lacey para confundir.
Bayan Lacey diye çağırılıyorum.
Chamam-me Menina Lacey.
Bayan Lacey!
É a Menina Lacey!
- Bu nişanlım, Kathy Lacey.
- A minha noiva, Kathy Lacey.
Ben John Minify'nin yeğeniyim, Kathy Lacey.
Sou sobrinha de John Minify, Kathy Lacey.
Hey, Bayan Lacey, hiç dinlemiyorsunuz.
- Nem me ouve, Menina Lacey.
- Günaydın Lacey.
- Bom dia, Lacey.
" Lacey, bu adamı eşin olarak kabul ediyor musun?
Sim. " Lacey, aceitas este homem como teu legítimo esposo,
Adınız Lacey, değil mi?
O seu nome é Lacey, não é?
Lacey!
Lacey!
Lacey beni istasyona götürsün.
Mande o Lacey levar-me à estação.
Hayır, sağol Lacey.
Obrigado, Lacey.
Sizce, Dr. Lacey'ye tekrar görünmeniz gerekmez mi?
Não devia falar com o Dr. Lacey?
Hekimi Dr. Lacey adli tabibe durumu bildirmiş. O da otopsi yapmak üzere beni görevlendirdi.
O médico-legal foi notificado pelo Dr. Lacey, o médico assistente, e ele me nomeou para realizar a autópsia.
Adli tabibin söylediklerini, Dr. Lacey ve Bayan Mannerheim'ın hekiminin tanıklıklarını duydunuz.
Você ouviu o médico-legal e o testemunho do Dr. Lacey, o médico da Sra. Mannerheim.
Dr. Lacey'ye telefon eden siz miydiniz, değil miydiniz? Ona Bayan Mannerheim'in odasına girdiğiniz ve onu ölü bulduğunuzu siz söylemediniz mi?
Ligou ou não ao Dr. Lacey dizendo que tinha entrado no quarto da Sra. Mannerheim e a encontrou morta?
Teşekkür ederim, Dr. Lacey.
Obrigado, Dr. Lacey.
Lacey, adamlarını al ve kasabayı kuşat.
Lancey, pega os teus homens e vão pelo outro lado.
- Helen Lacey.
Helen Lacey.
Siz Victor olmalısınız... ve siz de Lacey.
O senhor deve ser o Victor. E a Menina Lacey.
- Seni görmek güzel. - Tamam Lacey.
- É bom ver-te de novo.
Gördüğüme sevindim.
- A ti também, Lacey.
Merhaba, ben Tony Lacey.
Olá, eu sou o Tony Lacey.
Tony Lacey'in partisi olduğunu söylemeliydin.
Devias-me ter dito que era a festa do Tony Lacey.
Tony Lacey'le birlikte Los Angeles'ta yaşıyormuş.
Está a viver em Los Angeles com o Tony Lacey.
Piskopos Pickering, Dr. Beeper, bu yeğenim Lacey Underall.
Bispo Pickering, Dr. Beeper, a minha sobrinha Lacey.
Lacey'nin annesi onu yaz için buraya yolladı.
A mãe mandou-a passar o Verão connosco.
Belki sana göre öyle Lacey.
Só se for para ti, Lacey.
Söyle Lacey'ye, pis parası onun olsun! Anladın mı?
Diz ao Lacey que o dinheiro dele cheira mal, percebeste?
Hayır, gidemezsin! Lacey, seni adi herif!
Lacey, seu filho da mãe.
Lacey, aç kapıyı da erkek gibi çık karşıma!
Lacey... Sai daí e enfrenta-me como um homem.
Lacey'den iş yapmanın yolunu yordamını öğreniyorum.
Estou a aprender como o Lacey e esta cidade... funcionam.
Bay Lacey. - Bu...
- Sr. Lacey, este é o...
- Bay Lacey. Parayı onlara verdim.
- Sr. Lacey, eu dei-lhes o dinheiro.
Siz merak etmeyin Bay Lacey.
Não se preocupe, Sr. Lacey.
Carlos değil, Lacey.
Isto não é obra do Carlos. É obra do Lacey.
Bay Lacey, bu bina dün gece yanmıştı.
Sr. Lacey, este prédio ardeu todo a noite passada.
Bu insanlar bizimle dalga geçiyor. Bay Lacey, bir soru daha.
Esta gente está a brincar connosco.
Piyanoda, "Sol El" Lacey.
Lacey Canhoto no piano.
Lacey Flynn'in su tesisatına bakacağım.
Vou ver o encanamento de Lacey Flynn.
Bu hafta 3. defadır Lacey'nin borularını ziyaret ediyor.
É a terceira vez na semana que ele vai visitar os canos da Lacey.
Lacey.
Lacey.
Anne, bu Lacey.
Mama, essa é Lacey.
- bana Lieutenant Lacey'i ver.
- Me dê com o tenente Race.
beni içeri tıkabilirsin. deli gömleği giydirebilirsin, ya da gaz odası... fakat en azından yaptığım lanet olası şeyi hatırlamam için bir şans ver... evet, bu Lacey.
Pode me colocar numa camisa de força e depois na câmara de gás, mas pelo menos me dá uma chance para eu saber o que eu fiz!
1134 Lagunda Coast otobanına araba gönder.
Lacey aqui é Klein. - mande um Carro para a Kaust Lagonda 1134
- Hala Stanton Lacey'de misiniz?
- Já não está em Stanton Lacey?
" David'le Lacey kutsal evlilik bağıyla birleşmeye rıza gösterdiklerine göre...
" Dado que o David e a Lacey consentiram no sagrado matrimónio,
Sağol Lacey.
Obrigado, Lacey.
İyi geceler Lacey.
Boa noite, Lacey.