Laf aramızda traduction Portugais
84 traduction parallèle
Laf aramızda resepsiyoncu anlattı Bayan Tremont'un tüm o hoş şeylerini Bay Beddini karşılıyormuş kıyafetleri dahil.
E aqui entre nós... O recepcionista diz que ele compra tudo à menina Tremont incluindo a roupa.
Laf aramızda harika bir yer.
A propósito, é um belo lugar.
Laf aramızda Bay Sharp burası alışık olduğum yerlerden çok daha iyi.
Bom, confidencialmente, Mr. Sharp... ... estes aposentos são muito melhores do que estou acostumado.
Laf aramızda delikanlı, West Point sınavlarını gördüm.
Confidencialmente, jovem, eu próprio vi os exames de West Point.
Laf aramızda, siz beylerin onun derisinin renginden bahsetmemenize sevindim.
Incidentalmente, estou agradecido que nenhum de vós cavalheiros... mencionou a cor da pele do homem. Posto muito bem, Sr. presidente.
Laf aramızda, eğer geri gelirse delirmiş demektir.
Aqui entre nós, se ele voltar, é doido varrido.
Laf aramızda, Eiffel Kulesi'ni Çalan Kız bir felaket.
A Rapariga Que Roubou A Torre Eiffel é, francamente, um desastre.
Laf aramızda, karımız ve kızımız olmadan daha rahat davranabiliriz. - Öyle değil mi?
E aqui entre nós, estaremos mais livres de movimentos sem ter a cargo as nossas mulheres e filhas, não é?
Laf aramızda sanırım Montague, bu görevin kendisine verileceğinden çok emindi.
Cá entre nós e o volante... Acho que o Montague pensava que o lugar eram favas contadas.
Laf aramızda, fena bir lago değil.
Ele näo é um mau lago!
Laf aramızda, şimdiye dek gördüğüm en iyi lago.
Näo se esqueça, é o melhor lago que tive ou vi.
- Laf aramızda bugün onu gördüğümde sahneye çıkabileceğine ihtimal vermemiştim.
- E olha que, ao vê-lo esta tarde, nunca pensei que ele actuaria esta noite.
Laf aramızda, bir ABD Nükleer denizaltısında isyan çıkararak, büyük kargaşa yarattınız.
Fora de registo, vocês ambos criaram o raio de uma embrulhada - um mutim a bordo de um submarino nuclear dos Estados Unidos.
Laf aramızda... zaten öyle de olmalı... eğer beni son seçimlerde dinledilerse şayet.
A propósito, isso já nós teríamos... se me tivessem dado ouvidos nas últimas eleições.
Laf aramızda ne oldu öyle, bıçaklanma falan?
Aqui entre nós... Que aconteceu com as tais punhaladas?
Laf aramızda.
Não fica registado.
Laf aramızda, sen de o geldiğinden beri biraz gergin görünüyorsun.
A Angela é minha amiga.
Laf aramızda, ne düşünüyorsun?
Pessoalmente, sim?
Burada James Dyson Walker'ın her hangi bir uyuşturucu ticaretinde bulunmadığını söylediği yeminli bir ifade var. Laf aramızda kalsın.
Esta é uma declaração jurada do James Dyson Walker negando qualquer participação em transações que envolvam drogas realizadas entre você e eu.
Laf aramızda kalsın, tamam mı?
Não fale do assunto, está bem?
Laf aramızda, dergimin bu kadar süre dayandığına inanamıyorum.
Aqui para nós nunca pensei que a revista durasse tanto tempo.
Şu delice felsefeye sahibim ki, notların... dersi ne kadar anladığını göstermeli... pazarlık becerilerine değil, laf aramızda bu konuda epey iyisin.
Eu tenho este princípio estranho que as vossas notas... devem representar a vossa compreensão da matéria... e não a vossa capacidade de negociar, que é espantosa.
Alaris ne kadar uzak, laf aramızda?
Alaris é muito longe?
Çünkü laf aramızda nasıl para kazanacağım hakkında hiç fikrim yoktu.
Cá entre nós eu não fazia ideia de como ia ganhar a vida.
Laf aramızda, biraz dişlektir.
Cá entre nós ele tem dentes salientes.
Baba, laf aramızda.
Pai, se eu puder interromper.
Ve laf aramızda, bu bir palavradır.
E a propósito, é disparate.
Ama laf aramızda, artık söylediklerin deli saçması bir hal aldı.
Só cá entre nós, começa a parecer uma doida.
Sanat yönetmenim Tony, laf aramızda aptalın tekidir... Kazayla çantanı düşürdü.
O Tony, o meu director de Arte, e ele acidentalmente, deitou-a abaixo.
Ama şu Wanda, bana önerdiğin iblis laf aramızda harika bir parça.
Mas Wanda, aquele demónio que tu recomendaste... era um doce.
- Yardım edemeyeceğim. Plan, kız kardeşini yakalayıp, ödülü kapmak. Ödül yüklü laf aramızda.
O plano é levar a sua irmã, e receber a recompensa, que é significativa.
Laf aramızda saçım da birazcık seyreldi.
E entre nós os dois o meu cabelo está a diluir um pouco.
Laf aramızda, küpelerin güzelmiş.
Esses são brincos bonitos, já agora...
Laf aramızda, babamı tanırdınız.
Cá entre nós, a senhora conhecia meu pai.
Bay Biederman, laf aramızda... bu işi hemen halledeceğim. Çünkü senin gibi insanlar midemi bulandırıyor. İğrenç Drakkar Noir parfümün mahkeme salonuma sinsin istemiyorum.
Sr. Biederman, cá entre nós... vou apressar isso... mas é porque pessoas como você me dão nojo... e não quero o seu perfume fedendo no palácio.
Ketçap ve mayonezmiş, laf aramızda.
É feito com ketchup e maionese.
Laf aramızda ona portmanto diyoruz.
Chama-se bengaleiro, já agora.
Laf aramızda, söylediğim istatistikler de yanlıştı.
Infelizmente, também as minhas estatísticas.
Laf aramızda bisiklet dersinde buluşalım diye ısrar etti.
Quis ter um encontro em segredo, na aula de bicicleta.
Aramızda kalacak, laf sızarsa, birisi için çok yazık olur.
Isto é interno, e se se souber, vai ser mau para toda a gente.
Aramızda paranın lafı mı olur?
Entre nós os dois?
Laf aramızda... - Mükünse bu işi gizlice halledin.
Mas peço-lhe que aja com discrição.
birileri mutlaka hesabı öder hem içkiler de müesseseden... kendini bizden say bunun lafı bile olmaz... çünkü aramızda görüştükten sonra deriz ki kendini bizden say...
alguém há-de pagar a conta e as bebidas são de graça considera-te um amigo não queremos confusão já pensámos e podemos afirmar considera-te um de nós
Evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... burada kimse burnu büyük değildir herkesin payına bir şeyler düşer... yine de ev sahibi geldiği zaman tedbirli olmak iyidir... kendini bizden say bunun lafı bile olmaz... çünkü aramızda görüştükten sonra deriz ki kendini bizden say... kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın...
considera-te parte da mobília não temos muito p'ra dar mas o que temos partilhamos aqui ninguém é mais do que o outro mas há sempre chá p'ra todos e tem o rolo da massa à mão quando o senhorio aparecer considera-te um amigo não queremos confusão já pensámos e podemos afirmar considera-te um de nós. considera-te em casa considera-te da família simpatizámos tanto contigo que se vê que nos vamos entender
kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın... sana kanımız kaynadı çok iyi anlaşacağımız ortada... başımızın üstünde yerin var evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... burada kimse burnu büyük değildir herkesin payına bir şeyler düşer... yine de ev sahibi geldiği zaman tedbirli olmak iyidir... kendini bizden say bunun lafı bile olmaz... çünkü aramızda görüştükten sonra deriz ki artık kendini... artık kendini bizden say!
considera-te em casa considera-te da família simpatizámos tanto contigo que se vê que nos vamos entender considera-te instalado como parte da mobília não temos muito p'ra dar mas o que temos partilhamos aqui ninguém é mais do que o outro mas há sempre chá p'ra todos e tem o rolo da massa à mão quando o senhorio aparecer considera-te um amigo não queremos confusão já pensámos e podemos afirmar considera-te... considera-te um de nós!
Eğer sen o lafı söylemeseydin, onla aramızda böyle birşey olmazdı.
E nunca me teria envolvido com ela, se não fosses tu.
Aramızda paranın lafı mı olur?
Que é o dinheiro para nós?
Andrea,'" aramızda kalsın'" lafı sana bir şey ifade ediyor mu?
Andrea, o termo "confidencial" diz-te alguma coisa?
Laf aramızda, Mick.
A propósito, Mick...
Aramızda böyle şeylerin lafı olmaz.
Quando uma coisa assim foi um problema?
Aramızda paranın lafı mı olur Sen nasıl istersen
O dinheiro não é nada entre nós os dois, faço o que mandar.