Laik traduction Portugais
56 traduction parallèle
bir zamanlar dinsiz dünyasının metresi, şimdi kilisenin laik mevkisinde.
A antiga concubina do mundo pagão, tornou-se, séculos depois, o assento secular da Igreja.
Vay be, Albay Drummond, bu yıl laik hasadında bir artış var.
Coronel Drummond, que estranha safra de agnósticos tivemos este ano!
Laik otorite!
É o braço secular!
Bu her zaman zorunlu ve laik okullarda olan bir folklordur.
É uma velha tradição escolar.
Bak şimdi, babasına laik, soylu bir delikanlı gibi konuştun.
Agora falas como um bom filho e um verdadeiro cavalheiro.
İlahiyat'tan mastır yaptım sonra, laik yardımseverlik yapmak için okuldan ayrıldım.
Licenciei-me em teologia depois deixei o seminário por um trabalho humanitário laico coordenando as Igrejas do Terceiro Mundo.
Maksadınız ne olursa olsun sizin laik önyargılarınız burada gerçekte ne olduğunu görmenizi engelliyor.
- De quê? - Sejam quais forem as vossas intenções, os vossos preconceitos seculares impedem-vos de ver o que se passa aqui.
Bu cömert öğüdümü dinle. Çünkü yardımımızı reddetmeyi sürdürürsen, seni laik İngilizlere vermekten başka çaremiz kalmaz.
Considerai a este caridoso conselho porque se teimardes em recusar a nossa ajuda mais nao poderemos fazer que abandonar-vos as forcas seculares.
Laik devletlerin.
O Governo laico desta país.
Burada karşı karşıya olduğumuz şey "On Emir" in laik şeklinin uygulanması
Aquilo que iremos enfrentar, ou o que aparenta ser é a equivalência secular do esboço dos 10 Mandamentos.
Laik Bilim Adamları mı?
Por cientistas seculares?
Aslında, bu övgüye laik kişiyi ben bulurum ama Duquesne takımdan çıktığını şu anda kanıtladı.
Normalmente, acharia isso recomendável mas agora apenas prova que o Duquesne está fora do campeonato.
Laik bir tanı konması çok iyi oldu.
É bom ter um diagnóstico de uma fonte laica.
Bilmek istediğim şey, eğer ambargoya devam edersek günün birinde laik, modern, batı tarzı bir hükümet olacak mı?
Se mantivermos o embargo energético, podemos contar brevemente com um governo pacífico e secular, favorável ao Ocidente e aos negócios? - É possível. É complicado.
Çocuklarınızı Laik Hümanistler Olarak Yetiştirmeyi Deniyorsunuz, Ama Bu Şov Endüstrisi Tipli Adamlar Dini Boğazımıza Kadar Sokuyorlar!
Voçê tenta criar sua criança corretamente, mas esses showbiz ficam enfiando a religião em nós,
Biz Siyonizm karşıtı laik Yahudileriz.
Somos judeus seculares e socialistas.
Sanırım benim yaptığım hayatın gündelik olaylarını laik bir bakış açısıyla gözlemleyip sonra da onları başka türlü asla sahip olamayacakları yoğun dini inanç aşılamak. Bunu farkedince de hemen bırakıyorum.
Acho que pratico um tipo de catolicismo secular que envolve ritualizar certos aspectos do dia-a-dia, envolvendo-os com uma intensidade espiritual, que poderiam não possuir de outra maneira, mas não quero realçar demasiado isso.
İç savaşı önlemek için, İslami Pakistan ve Laik Hindistan olarak iki ayrı ülkeye bölündü.
Na tentativa de evitar uma guerra civil... a Índia foi dividida em dois países... o Paquistão islâmico e a Índia secular.
Din adamı olmadığın ve laik biri olduğun doğru ama bu konuda hiçbir din adamına güvenemem.
É verdade que és um leigo e não um homem da Igreja, mas nessa questão não posso confiar na posição de suborno de nenhum homem da Igreja.
İnancım sorgulanmadan da laik dünyayı keşfedebilirim.
- Posso viver no mundo real... sem questionar as minhas crenças.
Burada laik bir okuldayız.
Estamos numa escola laica.
Laik bir okulda öğretmenlik yaptığını söyledi. Eğitim çalışmalarını Kuran'a, Tevrat'a, İncil'e ya da başka bir kutsal kitaba dayandırması gerekmiyormuş.
Que como professora numa escola laica e não tinha de se justificar com o Corão, a Torá, os Evangelhos ou a revista do Mickey.
Anneler hep en iyisine laik!
- Para a mãe apenas o melhor!
Fransa'nın Katolikleri laik oldu.
As igrejas acabaram. Os católicos franceses são todos laicos agora.
Demokratik, laik bir hukuk devletinde yaşıyoruz. Var mı hakkın? Hukukun?
Vivemos num país secular e democrático.
Gururumuzu ve hırsımızı kullanarak dünya bize saldırıyor ve laik hümanizme ve onun kilisesine.
O mundo nos ataca usando nosso orgulho e avareza... nosso humanismo secular como sua igreja.
Şu anda beni laik bir aziz destekliyor ama dava açılırsa, cinsel bir sapık tarafından desteklenmiş olacağım.
Agora, eu estou recebendo o apoio por um santo desse século, mas se o processo ocorrer, eu vou estar sendo apoiado por um depravado sexual.
Laik düzeni yıkıp yerine şeriatı getirmek için yapılan işkenceleri, cinayetleri kabul ediyor musun, etmiyor musun?
Confessas tentar derrubar a ordem secular recorrendo a assassínio e tortura para desagregar a Charia?
Laik bir toplumdayız, Julius.
Estamos numa sociedade laica, Julius.
Her zaman benden daha iyilere laik olduğunu biliyordum. O nasıl biriydi?
Sempre soube que ela era boa de mais para mim.
Şimdi yeminimi bozman için yalvarıyorum. Bırak da laik biri olarak yaşayayım. Bir asker olarak yaşayayım.
Peço-lhe que me liberte dos meus votos e que me deixe viver como um leigo, um soldado.
Antik çağlardan beri, dindar veya laik büyük filozoflar benzer şekilde, devamlı olarak barışçıl ve birleştirici fikirleri savundular.
desde a antiguidade, grandes religiosos e filósofos seculares, têm constantemente preconizado ideias pacíficas e unificadas para a humanidade.
Zaman, dindar ve laik filozofların binyıllardır üzerine tartıştığı bu manevi değerler hakkında ahkam kesmeyi ve boş konuşmayı bırakıp bunları artık uygulamaya koyma zamanıdır.
É altura de pararmos de dar vassalagem e submissão aos valores espirituais que religiosos e filósofos seculares têm discutido por milénios e, finalmente, pô-los em prática.
1950'de, İran halkı laik bir demokrat olan Muhammed Musaddık'ı seçimle başa getirdi.
Em 1950, o povo do Irão elegeu Mohammad Mosaddegh, um democrata laico, como primeiro-ministro.
Ebeveynler Laik ve dini liderlerden,
Os pais estão desesperados por respostas. De líderes religiosos seculares.
Öyle olsun, laik bir hümanist ol bakalım.
Está bem, sê um humanista secular.
Seçimden sonra Hatemi rejiminin laik işler konusunda daha açık olacağını düşünmüştük fakat okuldan atıldım.
Após as eleições, pensamos que o regime de Khatami seria mais aberto a esse tipo de trabalho, mas fui expulso da faculdade.
Tüm düşüncemiz kamu okullarımızda verilen laik ve globalleşmiş tarzdaki eğitime bir alternatif sunabilmekti.
A ideia era fornecer uma alternativa para a educação secular e globalizada que as nossas Escolas públicas estavam a promover.
Laik bir konuşma yapmaya çalışıyoruz ama siz Tanrı'nın arzusundan konuşmak istiyorsunuz.
Estamos a tentar ter uma conversa secular, e você quer falar sobre a vontade de Deus.
Bize Floransa'yı ele geçirmemizde yardım ettiğiniz zaman İtalya'nın diğer laik devletleri de yola gelecektir. Kontrole de Napoli'nin ilahi yönetimi geçecek.
Assim que nos ajudar a tomar Florença, os outros estados seculares de Itália seguirão o mesmo caminho e no controlo... do devoto estado de Nápoles.
Bu işin altından kalkamazsa asla birimimize laik olamaz.
Se ele não se livrar desta, é porque ele não pertence mesmo à nossa unidade.
Ai laik Okteivia kom skai... Hâlâ nereye gittiğimizi söylemedin.
Sabes, ainda nem me disseste para onde vamos.
Iraklıların hepsi Saddam'ın laik rejiminden memnun denemez.
Os iraquianos não gostam muito do regime secular do Saddam.
Sakın bana "ikiyüzlü laik" deme
Não ouses chamar-me de hipócrita secularista.
Başka bir deyişle, arkadaşım olmaya laik bir Viking haline getirebiliriz.
Em outras palavras, um viking merecedor da minha amizade.
SPRINGFIELD BELEDİYE BİNASI 1963'ten BERİ LAİK
CÂMARA MUNICIPAL DE SPRINGFIELD LIVRE DE DEUS DESDE 1963
Alexis, inancını takdir ediyorum. Eğer burada başarılı olmak istiyorsan laik dünyayı da keşfetmelisin.
- Alexis, respeito a tua fé, mas pára... triunfar no mundo real...
Noel Hristiyanlara özgü, bu laik değil.
Natal é cristão, não é laico.
Burası laik bir okul.
Esta escola é laica.
Ai laik Okteivia kom skai kru en ai gaf gouthru klir.
Mais uma vez.
Ai laik Okteivia kom skai kru ve sizde benim istediğim bir şey var.
E vocês algo que eu quero.