Lecter traduction Portugais
483 traduction parallèle
Siz, Garrett Jacob Hobbes'i ve üç yıI önce de - Dr. Lecter'u yakalayansınız.
O Director disse foi quem capturou o Garrett Jacobi Hobbes e depois o Dr Lecktor, há três anos?
- Lecter dokuz insan öldürdü. Bizim bildiğimiz dokuz.
- Lecktor matou nove pessoas, não foi?
Psikologlara göre Lecter'ın sorunu neymiş
Qual é a opinião do psicólogo sobre Lector?
Lecter'dan farkı ne?
O que acha deste comparado com Lecktor? O que lhes faz?
Yarın Lecter'u görmeye gideceğim.
Amanhã vou ver o Lecktor.
- Dr. Lecter, bana yardım etmelisiniz.
Quero que me ajude, Dr Lecktor.
Hoşçakalın, Dr. Lecter.
- Adeus, Dr Lecktor.
Dr. Lecter'un hücresini temizlemek isterken, bir şey saklıyordu.
- Ao limpar a cela do Dr Lecktor, descobri uma coisa escondida num livro.
Elimde, Atlanta'daki cinayetleri işleyen kişiden olduğunu sandığım, bir notun iki parçası var. - Nereden buldunuz? - Lecter'un kitabında saklıydı.
Tenho duas partes de um bilhete que parece ser do assassino de Atlanta.
" Sevgili Dr. Lecter, benimle ilgilenmenizden dolayı sevinç duyuyorum.
" Caro Dr Lecktor, quero dizer estou deleitado por saber que se interessou por mim.
Sonra notu tekrar yerine koyun ki, Lecter bir şey anlamasın.
Depois de verificar a nota, quero-a recolocada na cela do Lecktor. Não quero que o Lecktor saiba que a vimos.
- Gardiyan, temizlikçi ve Lecter.
- O guarda, o homem da limpeza e Lecktor.
En önemlisi : Lecter'un buna nasıI cevap vereceği?
O principal é, como era suposto o Lecktor responder?
Ama burada, Lecter keçeli bir kalemle üzerinden geçmiş ve yırtmış.
Parece que Lecktor passou daqui por cima com uma caneta e depois deitou-a fora.
Lecter'un kullandığı keçeli kalemdeki boyar maddeler, kızıI ötesi ışıkta saydamlaşıyor,
A tinta de anilina nas canetas de feltro iguais à que o Lecktor usou, é visível pelos raios infra - vermelhos.
Benim ve Lecter hakkındaki yazıları okuyor.
O artigo sobre eu e o Lecktor.
Lecter'un, Diş Perisi'ne "Tattler"'deki küçük ilanları kullanarak cevap verceğini düşünüyoruz.
"Fada dos dentes" pediu ao Lecktor para responder através dos anúncios pessoais do " Tattler.
Diş Perisi ile Lecter arasında bir haberleşmeye rastladık.
Temos em mãos uma linha de comunicação entre a "fada dos dentes" e o Lecktor.
Lecter'un cevabını bulduğumuzda, onu bizim cevabımızla değiştireceğiz.
Se encontrarmos a resposta do Lecktor, vamos trocá-la por uma resposta nossa.
Bizimki de aynı kodla yazıImalı, yoksa Lecter'dan olmadığını anlar.
O nosso anúncio terá de sair com o mesmo código do livro, - senão ele descobrirá.
Lecter İncil'i kullanmadı.
O Lecktor não usava a Bíblia.
- Bu kitap Lecter'da olmalı. - Bunu onun hakkındaki yazılardan biliyor.
A "fada dos dentes" sabe qual é o livro.
Willingham, Lecter'un hücresinin fotoğraflarını çekmiş.
- Ele saberá por artigos sobre o Lecktor. O Willingham tirou polaróides da cela do Lecktor.
Ya Lecter'un ilanı çıksın, şifresini sonra çözeriz, ya da geri çekelim. - Haftaya da kendi ilanımızı yayınlarız.
O anúncio do Lecktor passa como está, ou então desistimos
Lecter'un ilanın anlamını bilmeden yayınlatmak istemiyorum!
Não gosto da ideia do anúncio do Lecktor aparecer no jornal sem eu saber.
Bowman, Lecter'un hücresindeki kitaplardan değil, diyor.
O Bowman ligou. Não é sobre os livros que estão na cela do Lecktor.
- Evet. Dinle, Bowman, Lecter'un kodunu çözdü.
Ouve, Bowman decifrou o código no anúncio pessoal.
Lecter'un?
Era? O que aconteceu?
Lecter kızlara saldırdı ve onları öldürdü.
Bem, o Lecktor atacou várias alunas universitárias e depois matou-as.
Lecter'un aradığını biliyor musun?
- Recebeste a mensagem? O Lecktor Ligou.
Dr. Lecter'la görüşmeme izin verildi.
Quero falar com o Dr. Lecktor.
Bu neden güzel olsun, Dr. Lecter?
Porque sabe bem, Dr. Lecktor?
Lecter bana bir şey söyledi.
O Lecktor disse-me uma coisa.
- Psikiyatrist, Hannibal Lecter.
- O psiquiatra, Hannibal Lecter.
Bu Lecter'ın dosyası.
Aqui está o processo do Lecter.
Lecter yıllardır hapiste.
O Lecter está preso há tantos anos.
- HannibaI Lecter'a çok dikkat et.
- Tenha cuidado com o Hannibal Lecter.
İnan bana Hannibal Lecter'ın aklına girmesini istemezsin.
Acredite, não vai querer o Hannibal Lecter dentro da sua cabeça.
Araştırma açısından Lecter bizim en değerli varlığımız.
Do ponto de vista da investigação, o Lecter é o nosso recurso mais precioso.
Burasının güzel bir şehir olduğundan eminim Dr. Chilton. Ama aldığım emirlere göre Lecter'ın sorgusunu bu akşam bitirip raporumu teslim etmem lazım.
Claro que é uma cidade óptima, Dr. Chilton, mas tenho instruções para falar com o Dr. Lecter e enviar o relatório esta tarde.
Lecter'ın sekiz yıldır kadın yüzü gördüğünü hiç sanmıyorum.
Creio que o Lecter não vê uma mulher há oito anos.
Eğer Lecter sizin onun düşmanı olduğunuzu düşünüyorsa, içeriye tek başıma girmem şansımızı arttırmaz mı?
Se o Lecter o pressente como um inimigo, então talvez tenhamos mais sorte se eu entrar sozinha.
- Dr Lecter, adım CIarice StarIing.
- Dr. Lecter, o meu nome é Starling.
Lecter'ın bütün öğlen ona fısıldadığını ve onunda ağladığını duymuşlar.
Ouviram o Lecter a segredar-lhe toda a tarde e o Miggs a chorar.
Lecter kendini eğlendirmek için yaptı.
O Lecter fê-lo para se divertir.
Lecter hastalarının geçmişlerini ya değiştirir yada imha eder. bu yüzden Mofet adında hiçbi kayıt yok, fakat Düşündüm ki "kendi kendin" bahsi Lecter için çok hokeydi,
O Lecter destruiu a maioria dos registos dos seus pacientes, logo não há registo de ninguém chamado Mofet, mas pensei que a referência "si própria" era demasiado simples para o Lecter, por isso calculei que ele fosse de Baltimore e fui ver à lista telefónica
Dr Lecter, şişedeki kimin kafası?
De quem é a cabeça que está na garrafa?
Raporumdaki bilgi hakkında hiçbir yorum yapmadınız Yada dr. Lecter'in teklifi konusunda, sir.
Ainda não disse nada sobre o que constava no meu relatório ou sobre a oferta do Dr. Lecter, senhor.
Lecter şu an nerede?
- Onde está o Lecktor?
- Lecter'un tarağından bir saç teli.
- O pente do Lecktor.
Lecter'u sıkıştırsak?
Que tal forçarmos o Lecktor a contar?