English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ L ] / Leydim

Leydim traduction Portugais

2,277 traduction parallèle
Çok güzel, leydim.
Muito bem, minha senhora.
Size de teşekkür ederim Leydim.
E a vós, minha senhora, obrigado.
Leydim, kaybınız için üzüldüm. Kayıp mı?
Minha senhora, lamento a vossa perda.
Hizmetinizdeyim leydim.
Ao seu serviço, minha senhora.
Hepsi işin parçası leydim.
Faz tudo parte do trabalho, minha senhora.
" Sevgili Leydim... Son birkaç haftadır yaşadığımız bu tatlı ama talihsiz anlar başta senin için olmak üzere, kendi geleceğim için de bir endişe yarattı.
Minha querida senhora, os maravilhosos e desgraçados momentos que tenho vivido consigo nas últimas semanas fazem-me recear pelo meu futuro, mas sobretudo pelo seu.
Bir onurdu Leydim.
É uma honra, minha senhora.
Bence bununla göz kamaştıracaksınız Leydim.
Acho que vós é que o favoreceis, minha senhora.
Leydim?
Minha senhora?
Lütfen, bağışlayın Leydim.
Por favor, desculpe-me, minha senhora.
- Teşekkürler, Leydim.
- Obrigado, minha senhora.
- Size başka bir şey getireyim, Leydim.
Vou buscar-lhe outra coisa, minha senhora. Não.
Değil, Leydim.
Não, minha senhora.
Teşekkürler, Leydim.
Obrigada, minha senhora.
- Hayır, Leydim.
- Não, minha senhora.
- Hayır, Leydim.
Não, minha senhora.
Ama ona "Tuzu ver." ve "Yolumdan çekil." haricinde hiçbir şey demiyorum leydim.
Não lhe digo nada, para além de : "Passe-me o sal." e "Saia da frente".
Ne diyeceğimi bilemiyorum leydim.
Não sei o que dizer, minha senhora.
- Ne yapabiliriz leydim?
- Como podemos ajudar?
- Bu doğru leydim. Anlıyorum.
- É verdade, minha senhora.
Bayan Hughes ve Anna yarın kalanları fakirlere vermesi için Bay Travis'e götürecek leydim.
Mrs. Hughes e a Anna vão levar o que sobrou a Mr. Travis amanhã, para os pobres.
Yemek hazır leydim.
O jantar está servido, minha senhora.
- Evet leydim.
Sim, minha senhora.
- Bundan kötüsü olamaz zaten leydim.
- Nada podia ser pior do que isto.
Umarım tadı da güzeldir Leydim
Espero que esteja saborosa, minha senhora.
Leydim, geldi.
Minha senhora, chegou. Está aqui.
- Henüz değil Leydim.
- Ainda não, minha senhora.
Olduğunu düşünüyorum leydim.
Penso que sim, minha senhora.
Yemek servis edildi leydim.
O almoço está servido, minha senhora.
Leydi Rose'u evin önünden götüren taksi sürücüsü gelmiş, leydim.
Este é o taxista que levou Lady Rose cá de casa, minha senhora.
Sadece kendinize iyi bakmanız gerektiğini düşünüyorum leydim. O kadar.
Apenas acho que deve cuidar muito bem de si, minha senhora.
Benim bütün çocukluğum size imkânsız görünürdü leydim. Ancak ben hayatta kaldım, size de bir şey olmayacak.
Toda a minha infância iria parecer-lhe impossível, minha senhora, mas eu sobrevivi e a senhora também conseguirá.
O çoktan aşağı indi leydim.
Ela já desceu, minha senhora.
Çok güzeldi leydim.
Foi maravilhoso, minha senhora.
Ben gelemem leydim, bunun için de gayet iyi bir mazeretim var.
Eu não, minha senhora. E tenho um álibi à prova de bala.
Hayır, leydim. Hiç bilmiyordum.
- Não, minha senhora.
Leydim? Bir sorun mu var?
Minha senhora, passa-se alguma coisa?
- Leydim. - Ne?
- Sim, minha senhora.
Leydim. Sefa.
Minha Senhora.
Leydim, ölmek istemiyorum.
- Eu sei. Minha senhora, eu não quero morrer.
Bu tehlikeli bir oyun Leydim.
É um jogo perigoso, Senhora.
Leydim.
Milady.
Tabii ki Leydim.
Claro, minha senhora.
- Beni çağırmışsınız leydim. - Evet.
- Mandou chamar-me, minha senhora.
Emredersiniz leydim.
Com certeza, minha senhora.
Ancak hamilesiniz leydim.
Mas está grávida, minha senhora.
Her şey yolunda mı leydim?
Está tudo bem, minha senhora?
Bence Bay Crawley haklı leydim.
Acho que Mr.
Hiç korkmayın leydim.
Nunca tema, minha senhora!
- Leydim, Sefa tutuklandı.
Minha Senhora, a Sefa foi presa.
Leydim!
Minha Senhora!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]