Lissy traduction Portugais
94 traduction parallèle
Ona, Bebek Lissy derdim.
Chamava-lhe Lissy.
- Bebek Lissy nerede?
- Onde está a boneca Lissy?
Şu Bebek Lissy mi?
Aquela é a boneca Lissy?
Bebek Lissy, gel hadi!
Anda lá, boneca Lissy!
Hadi kızlar. Lissy ile Jen geliyorlar mı?
mas assim que tomo uma decisão, é assim que será.
Şunları sarıp Lissy'ye çaktırmadan torbaya koy.
Embrulhe estes e ponha-os num saco para que a Lissy não os veja.
Lissy'ninkinde :
E o da Lissy diz :
Lissy, aç kapıyı.
Lissy, destranca a porta.
Lissy.
Lissy.
- Lissy, sorun ne?
- Qual é o problema, Lissy?
Lissy, çık dışarı.
Lissy, sai daí.
Haydi Lissy.
Lissy, vá lá.
- Lissy?
- Lissy?
Lissy doğduğunda Ron Cheals Mack'le albayın ofisine giremeyeceğine 100 dolarına bahse girdi.
Quando a Lissy nasceu, Ron Cheals apostou $ 100 com o Mack em como ele não tinha coragem de entrar no gabinete do coronel...
- Jared, Lissy, hoş geldiniz.
- Jared, Lissy, bem-vindos.
- Ne demek hayır? - Lissy'miş.
- Foi a Lissy.
Yani, Lipworth'ın nişanlısı Lissy mi?
Queres dizer a noiva do Lipworth, a Lissy?
- Lissy'yle Jen yapıyor.
- A Lissy e a Jen fazem-no.
Dua etmeyi Lissy'yle Jen'de mi öğrendin?
Aprendeste a rezar ontem à noite em casa da Lissy e da Jen?
Kız kardeşi Amber Lissy'nin sınıfında, diğer kardeşi Melody'de Jen'in oyun grubundaydı.
A filha dele, Amber, estava na turma da Lissy. E a Jen estava num grupo com a outra filha, Melody.
Buda onun kız kardeşi Lissy.
Esta é a irmã dela, Lissy.
Lissy'nin okul projesi ve sende dahisin.
O projecto da Lissy para a escola, e tu entras nele.
- Lissy açık bırakmış olmalı.
- A Lissy deve tê-la deixado aberta.
- Merhaba Lissy.
Lissy.
Haydi Lissy.
Vamos, Lissy.
Fakat Lissy bana yeni bisikletini gösterecekti.
Mas a Lissy ia mostrar-me a bicicleta nova dela.
Sanırım Lissy aşık oldu. Aman Tanrım.
- Acho que a Lissy está apaixonada.
Lissy'e söz verdim ve belki de söz vermemeliydim belki de hassas bir dönemden geçiyordur.
Fiz uma promessa à Lissy, e talvez não devesse ter feito. Mas, ela está numa idade delicada.
Ayrıca bu imkanları kısıtlı olan, yetersiz yerde Lissy azıcık romantizm tatmak istedi diye neden annesi ile arası bozulsun ki?
E porquê piorar as coisas com a mãe, quando tudo o que a Lissy queria era um pouco de romance, num lugar que actualmente tem muito pouca oferta.
Lissy, neyin var?
Lissy, qual é o problema?
- Lissy.
- Lissy...
Lissy, ne oldu?
Lissy, o que aconteceu?
Lissy, içeri gir.
Lissy, vai para dentro.
Şu Lissy'nin resmini bulabildin mi?
A fotografia da Lissy... - Encontraste-a?
- Lissy.
- Lissy?
Bu yüzden Lissy kibar ol ve kardeşini korkutmayı bırak.
Por isso, Lissy, sê uma delas e pára de assustar a tua irmã.
- Sen Lissy Harlowe'sun.
- És a Lissy Harlowe.
- Lissy Harlowe Collier.
- Lissy Harlowe Collier.
- Telefondaki Lissy Collier idi.
- Era a Lissy Collier ao telefone.
Lissy Collier'e mi?
Á Lissy Collier?
- Lissy, Dwight'tan ayrılıyor mu?
- A Lissy vai deixar o Dwight?
Evet, ama Lissy var.
Ele ficou com a Lissy.
Bu küçük bakış için Lissy seni öldürür.
A Lissy matava-te se visse esse olhar.
Az kaldı Lissy'yi tanıyamıyordum.
Acho que é um dos homens do Coronel Tom Ryan, senhor.
- Lissy mi?
- A Lissy?
Lissy nerede?
- Onde está a Lissy?
Gittiğimiz yer buraya çok uzak değil.
Não é assim tão longe. Não, Lissy.
Hayır, Lissy.
Não é.
- Merhaba Tiffy hala. Lissy!
Lissy!
Lissy?
Lissy?
Lissy!
Lissy!