Listen traduction Portugais
245 traduction parallèle
Listen Cos, bana gerçeği söyle.
Cos, diz-me a verdade.
Listen, nedir bu?
Ouça, o que é isto?
Listen to me. Dinle beni.
Ouve-me
Listen, şaka şakadır. Şaka yapmayı severim.
Uma piada é uma piada e eu gosto de brincar.
İşte zina listen. Okumak ister misin?
Aqui está uma lista dos teus adultérios.
Oh, yeah. Hey, listen, thanks a lot.
Sim, muito obrigado.
"POP, BAK DİNLE" ( British TV - 1965 ) Ne istediğimi biliyorsun.
Já sabes o que quero "POP, LOOK LISTEN" ( TV Britânica - 1965 )
- "Çiçek İnsanları Dinle". - "Çiçek İnsanlar".
"Listen To The Flower People"
Çiçek insanların sözlerini dinle.
Listen To The Flower People "JAMBOREEBOP" ( TV Americana - 1967 )
Now listen, what I want you to do is get your things together.
Quero é que arrume as suas coisas.
Senin listen nerede baba?
Aonde está a tua lista papá?
Listen, sweetheart, this may be butting in where I don't belong but don't you think someone should say something?
Ouve, querida, posso estar-me a meter onde não devo, mas não achas que se devia fazer algo?
- Listen hakkında konuşmak istiyorum.
Queremos falar consigo sobre a sua lista.
Alış veriş listen.
A lista.
Hem müziklerin ayarlanması için de birisine ihtiyaçları vardı. Senin müzik listen de lazım.
E eles precisam de ajuda para escolher a música, por isso preciso da tua lista de temas.
Şu yağmuru bir dinleyin
# Just listen to that rain
Yağmuru dinleyin
# Listen to the rain
Son şansınız! Yağmuru dinleyin
# Last chance # Listen to the rain now
Amına koduklarım!
Listen up, men.
Bilmek istiyorum... Bir listen var... Beş kilometrelik...
A tua lista quase não tem fim Mas três desejos é só o que dou
İyiyim. Keşke bizi dinleseydin.
Eu desejo você would listen para nós.
# I said, we're goin'down here, # listen to'em play the blues
* Eu disse, nós estamos afundando aqui, listen para eles play o blues
Şimdi dinle, yarın Audubon'da buluşalım.
Agora, listen, você venha abaixo para o Audubon amanhã.
Listen tatlım, hiç arayıp sormasan, ve bana hiç yazmasan da,... hala senin için bir yerim var.
Presta atenção, boneca. Apesar de nunca ligares, nem escreveres... ainda tenho um fraquinho por ti.
Müşteri listen ve diğer her şey de dahil olmak üzere.
Incluindo a tua lista de clientes e tudo o resto.
Bilmiyorum, bu senin listen.
Sei lá, a lista é tua.
# Listen to the murmur of the cottonwood trees
Escutar o murmurar dos choupos
- Tamam, listen yanında mı?
- Bom, tens a tua lista?
- Listen olduğunu duydum.
- Soube que tem uma lista.
Listen var mı?
Tem uma lista?
All you gotta do is listen to old Thibadeaux.
O que tens a fazer é escutar o Thibadeaux.
Bunları öncelikli hareket listen yap.
Trate antes destes.
Konuk listen burada, Prenses.
Tenho aqui a tua lista de convidados, princesa.
! LiSTEN, BABY!
Escuta, meu amor
- Listen bayağı kabarık.
- Odeias muita gente.
Meselâ bas seslerle giriş yaptığımız Listen isimli bir giriş temamız vardı.
Lembrança que tínhamos um tema titulado'Listen', no qual o baixo ia...
Listen
Ouçam...
Evet, müzik listen.
Sim, as tuas preferidas.
Yoksa dans listen mi kabaracak?
Ou já tem o carnetcheio? Deixe cá ver.
Müşteri listen.
A sua lista de clientes.
- Senin listen mi var?
- Tens uma lista?
- Listen, Joe, şu olaylar...
- Joe, quanto a esta confusão... - Espera, Peter!
Listen kısa ve bu korku gemisine yeni girmiş birine yakışmıyor.
Sua lista é curta, não merece entrar nesta nave de horrores.
Bir listen mi var?
Você tem uma lista?
Damon, iş listen burada ama sen hiçbir şey yapmamışsın.
Damon, temos aqui ordens de trabalho, e não está a acontecer nada.
Bu senin çalışma listen mi?
É a sua ordem de trabalho?
Sadece yağmuru dinleyin
# Uh-oh # Just listen to the rain
Dinleyin, Yağmuru dinleyin
# Listen to the rain # Just listen to the rain # Oh, oh # Listen, a-listen to the rain # Oh, oh, listen
Listen, bana şırınga lazım.
Preciso de uma seringa.
Listen!
Ouça!
Ya listen?
Então e a sua lista?