Luton traduction Portugais
48 traduction parallèle
Luton'daki hanın erzakı çoktu. Bu nasıl oluyor?
A estalagem de Luton estava bem fornecida.
Neyse, bunları unutmadan, bu uçağı Luton'a uçurabilir misiniz lütfen?
Enfim, tendo isso presente, pode levar isto para Luton, por favor?
Bu uçağı Luton'a uçurmanızı istiyorum, lütfen.
Quero que levem este avião para Luton, por favor.
Luton yakını olur.
Pode ser perto de Luton.
Luton otobüsüne binerim.
Apanho o autocarro para Luton.
- Öğlene Luton'da olursunuz.
- Chega a Luton à hora de almoço.
Küba'ya gelip oradan Luton uçağına binerim.
Vou até Cuba e, de lá, apanho outro voo para Luton.
LUTON EKSPRES
EXPRESSO PARA LUTON
Norman'ın Luton Havaalanı'nda bir uçak hangarında yattığı sonucuna varmıştı.
Tinha chegado à conclusão de que o Norman dormia num hangar de aviões no Aeroporto de Luton.
Böylece 22 Şubat 1966'da Luton Havaalanı'nda...
E assim, a 22 de Fevereiro de 1966, no Aeroporto de Luton...
Belki Leicester ya da Luton.
Talvez Leicester ou Luton.
Hayır, zamanımız yok, hemen Luton'a geçiyoruz.
Não temos tempo, vamos passar para Luton.
Luton'da üç yönlü mücadele, Alan Jones Akıllı Parti, ortada Tarquin Fim-Tim-Lim - Bim-Whim-Bim-Lim Bus Stop-F'tang-F'tang - Olé-Biscuit Barrel, Salak Parti ve Kevin Phillips-Bong, Hafif Salak adayı.
Aqui, em Luton, é uma luta a três entre Alan Jones, do Partido dos Sensatos, no meio, Tarquin Fim-Tim-Lim - Bim-Whim-Bim-Lim, Paragem de Autocarro-F'tang-F'tang - Olé-Barril de Biscoitos, dos Esquisitos, e Kevin Phillips-Bong, o candidato dos Ligeiramente Esquisitos.
Böylece Salak Parti Luton'u aldı.
Assim, o Partido dos Esquisitos conquistou Luton.
Luton'da da Salak Parti kazandı.
Vitória para os Esquisitos, em Luton.
Çok akıllı seçmen eğilimi gösteren salak olmayanların çoğunluğu oluşturduğu Luton, salağa bağladı.
Luton, normalmente um eleitorado Sensato, com uma boa proporção de pessoas que não são tolas, ficou tolinho.
Luton'da ibre ne durumda?
Temos a viragem em Luton?
Geçen yılın yarı finalisti, Luton'dan Bay Harry Bagot.
É o semifinalista de Luton do ano passado : Mr. Harry Bagot.
- Harry Bagot, Luton'lu musun?
- Harry Bagot, vem de Luton?
"Çok yağlı, değil mi?" Sonra Luton'lu sarhoş bir manav seni köşeye sıkıştırır.
"É tão gordurosa, não é?" Ficamos entalados por um merceeiro bêbedo de Luton com uma câmara, sandálias Dr. Scholl e o Daily Express.
- Bizler Luton Yargıçlarıyız.
- Somos os juízes de Luton.
Çünkü bunlar, Luton'un kanunları.
- Porque são as regras de Luton!
Artık Luton yargıçlarının o ikisine hangi yetenekleri verdiğini biliyoruz.
Agora já sabemos que poderes os Juízes deram a dois deles.
Önsezim beni yanıltmıyorsa... az önce yargıçlar tarafından onlara verilen üçüncü yeteneği de keşfettik.
Se o meu palpite estiver certo descobrimos o terceiro poder que os juízes de Luton lhes deram...
Luton Yargıçları... onu kurtarırsanız, aşağıya onun yanına ineceğim.
Juízes de Luton... Libertem-na... - E eu aproximo-me dele.
Siz Luton Yargıçlarısınız.
Vocês são Juízes de Luton...
Bu Luton'un kanunlarına aykırı.
- É contra as leis de Luton.
Savaş sırasında iletişim kurmamıza... izin vermek, Luton Yargıçlarını hoşnut ediyor.
Os Juízes de Luton gostam que falemos na altura do combate.
Luton'da cinayet işleyen caniyi öldür.
Mata o criminoso que cometeu um crime em Luton!
Luton'lu sarhoş bir manav seni köşeye sıkıştırır. Instamatic fotoğraf makinesi ve geçen Salı'nın Daily Express'i vardır.
"Adoro a Costa Brava" E somos encurralados por por um merceeira de legumes bêbeda de Luton, com uma câmara instantânea.
Ve beş günlük paket turda Luton Havaalanı'nda geçirilen dört gün. British Airways tipi kuru sandviçlerden başka yiyecek bir şey yoktur. Watley's Red Barrel bile bulamazsın.
E passarmos 4 dias na pista do aeroporto de Luton, numa viagem de 5 dias, sem nada para comer a não ser sanduíches ressequidas.
En sonunda Luton'a indiğinizde sizi eve götürecek bir uçak bulunana dek uçak yerde 4 saat bekler.
E finalmente chegamos à maldita Luton, onde se está... por mais 4 horas, enquanto procuram um avião para nos levar de volta a Manchester
- Luton Sarayında,
- No palácio de Luton.
Luton nehir gemilerinde çalışıyorlar.
Trabalham nas barcaças de River Luton.
Ben Luton'danım.
Sou de Luton, Sargento.
Yani o Luton'da büyüdü.
Ela cresceu em Luton.
Luton'da kaldı.
Ficou em Luton.
Yatağım hala Luton'da?
A minha cama ainda está em Luton?
Luton.
Luton.
Lutdon ve... Jack amca.
Eu conheço Luton... e conheço o tio Jack.
Luton'a.
Para Luton, onde está.
Dikkat...
Luton chama...
Jack amca söylentilerden hep haberdardı. Luton'da eskiden benimle hapishanede olan birini gördüm.
O tio Jack sempre soube desenrrascar-se no submundo... e por acaso também estava em Luton um meu antigo companheiro de prisão.
şimdiye kadar bildiğimizin hepsi bu 7 Temmuz 2005'da ne oldu 317 00 : 57 : 24,364 - - 00 : 57 : 27,959 üç-Şüpheliler Leeds Luton arası bir trenle gitti.
Eis o que, agora sabemos, aconteceu a 7 de julho de 2005.
Luton'daki kuzenine.
Para um primo, em Luton.
Bilgin olsun, Syed Khan'ın Luton'daki zavallı, iftiraya uğramış kuzeni Charles'ın öldüğü uçağın yapısal çizimlerini indirmiş.
Para sua informação, o pobre caluniado primo de Syed Khan de Luton, andou a baixar diagramas estruturais do avião em que o Charles foi morto.
Luton'dayım.
Em Luton.
- Luton'dan şimdi haber geldi teyzem hastaymış.
- Acabo de saber de Luton que a minha tia está doente.